Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Gümrük Birliği’ni Güncelleme Başka Bahara mı Kaldı?


ANKARA – Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde 2022 yılı içerisinde herhangi bir ilerleme kaydedilememesine ilişkin “2021 ilkbaharındaki atmosfer kaçırıldı” görüşü tartışılıyor.

Ankara-Brüksel hattında, üyelik müzakeresi süreci rafa kalkmışken ekonomik ilişkilerde 1 Ocak 1996’dan beri yürürlükte olan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ön plana çıkmıştı.

Ancak AB’nin özellikle 2021 yılı ilkbaharında yeşil ışık yaktığı güncelleme müzakeresinde geçtiğimiz iki yıl içerisinde somut adım atılamaması gündemde.

Özetle, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesine AB ülkelerince ‘kabul’ oyu verilecek fırsat penceresi kapanırken, müzakereler için kapı açık” görüşü var.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2021 yılında AB üyesi ülkelerden aldığı Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncelleme müzakeresini yürütme yetkisine rağmen somut ilerleme sağlanamadığı bilgisi paylaşıldı.

2021 ilkbaharında Ruhsar Pekcan yerine Ticaret Bakanlığı’nda Mehmet Muş dönemine geçiş sürecindeki Gümrük Birliği müzakeresinde takvim ertelemesi yaşandığı biliniyordu. Sonrasında ise Ankara-Brüksel arasında tarım ve dijital ticari kolaylaştıracak şekilde hizmet sektörlerini kapsayacak somut değişiklik kararları alınamadığı ve 2022 yılında ise Karadeniz’deki savaş etkisiyle yeni bir adım atılmadığı öğrenildi.

“Avrupa, seçimleri beklemeyi tercih ediyor”

Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine ilişkin VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Mithat Can Baydarol, Ankara ve Brüksel ilişkilerinde üyelik müzakeresi adeta askıya alınmışken, en azından ekonomi odaklı olumlu gelişme sağlanamadığı görüşünde.

Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) bünyesinde Brüksel’in tutumunu yakından izlediklerini kaydeden Baydarol, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde 2021 yılındaki fırsat penceresindeki kapanma” durumunda “Türkiye’nin tutumu değil asıl Brüksel’in gelecek seçimlerin sonucunu bekleme tavrı etkili oldu” düşüncesinde.

AB’nin Karadeniz’deki savaş ile birlikte önceliğini enerji meselesine verdiğini belirten Baydarol, “Aslında enerji yanı sıra keza Tahıl Koridoru’yla da Türkiye’ye ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Brüksel’in olumlu ajanda kapsamında 2021 yılında müzakere kapısını açtığı Gümrük Birliği’nin güncellenmesi aslında Türkiye’den ziyade Avrupa lehine bir olgu, kalem kalem sıralandığında. Ancak asıl mesele, Gümrük Birliği’nin şu dönemde güncellenmesi, AB tarafında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarına bir taviz gibi algılanıyor. Avrupa, seçimleri beklemeyi tercih ediyor” diye konuştu.

AB’de Gümrük Birliği güncellenmesinde Türkiye’ye yönelik eleştiriler bulunduğunu da belirten Baydarol, “Mevcut Gümrük Birliği’nin uygulanmasında teknik aksaklıklar olduğu bilgisi, alınmaması gerekli tarife dışı vergiler alındığı iddiası, üçüncü ülkelere uygulanması gerekli ortak ticaret politikasını Türkiye’nin deldiği eleştirisi var. Bütün bunları Türkiye’nin defoları olarak görüyorlar” bilgisini aktardı.

Türkiye–AB ilişkilerinde olumlu ajanda açısından enerjide işbirliği, karbon vergilerinde düzenleme, yabancı yatırımcılara yönelik mevzuat güncellenmesi gibi başlıklar bulunduğunu hatırlatan Baydarol, başta lojistik açısından kamyon, tır sürücüleriyle ilgili olmak üzere Schengen vizesiyle ilgili de mutlaka çözüm sağlanması gerektiğini söyledi.

“Trakya’nın enerji üssü alıcısı ancak savaş sonrasında olacaktır”

Avrupa’nın Ukrayna’nın geçtiğimiz yıl 24 Şubat’ta işgal edilmesi nedeniyle Rusya’ya uyguladığı yaptırım listesinde “doğalgaz” bulunmuyor.

Eğer Moskova’nın tek taraflı tavrı sona erirse AB ülkelerince gaz ithalatı yapılabileceği belirtilmesine rağmen Ankara’nın “Trakya’yı enerji üssü” yapma iddiası ise şimdilik pek alıcı bulmuş görünmüyor.

Konuya ilişkin Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’nin enerji merkezi olacağı” yönündeki açıklamaları önündeki en büyük engel Karadeniz’deki savaş olarak işaret ediliyor.

Enerji konusunda Avrupa’nın tutumunu sorduğumuz Dr. Baydarol, enerji alanında Türkmenistan’ın doğal kaynaklarını Hazar Denizi ve Azerbaycan üzerinden Türkiye aracılığıyla Avrupa’ya taşıma ile Ortadoğu’daki kaynakları yine Türkiye dolayısıyla Avrupa ülkelerine ulaştırma gibi projeler bulunduğunu anımsattı.

Baydarol, “Rusya’nın doğalgazı nedeniyle Trakya’ya yapılacak yatırım belki şimdi değil ama savaş bittikten sonra alıcı bulacaktır. Coğrafi olarak enerji boyutuyla da baktığımızda Avrupa’nın Türkiye’den vazgeçebilmesi mümkün değil. Seçimler sonrasında hem AB hem de Türkiye’nin çok ciddi pozisyon değişikliği hamlesi yapacağını düşünüyorum” dedi.

Exit mobile version