Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Cumartesi Anneleri ve Kayıp yakınları katledilenlerin akıbetini sordu: ‘Mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız’

Cumartesi Anneleri ve Kayıp yakınları katledilenlerin akıbetini sordu: 'Mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız'


Artı Gerçek – Cumartesi Anneleri, 930’uncu hafta eylemlerini Galatasaray Meydanı’nın kendilerine yasaklanmasından kaynaklı online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde, 18 Ocak 1996 günü mesai saatlerinde ortadan kaybolan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Beyoğlu Belediyesi çalışanı ve DİSK Genel İş üyesi İsmail Şahin’in akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları ise, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemlerinin 728’inci haftasında Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde açıklama yaptı. Bu hafta 20 Ocak 1992 tarihinde Diyarbakır’da katledilen Harbi Arman’ın faillerini, Batman’da ise 25 Ocak 2001 tarihinde Silopi’de gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.

‘DEVLET SORUMLULARI BELİRLEYİP YARGILAMAK VE CEZALANDIRMAKLA YÜKÜMLÜDÜR’

Cumartesi annelerin yaptığı açıklamayı 21 Mart 1995’te polis tarafından gözaltına alınan ve kaybedilen Hasan Ocak’ın yeğeni Dilcan Acer okudu.

“Yaşam hakkı, bütün hak ve özgürlüklerin varlığı için ön koşuldur ve bir hukuk devletinin her koşulda korumak zorunda olduğu temel bir haktır” diyen Acer, “Yaşam hakkının devlet eli ile ve başkaları tarafından ihlal edilmesinin önlenmesini içerir biçimde devletin pozitif ve negatif yükümlülükleri söz konusudur. Yaşam hakkı ihlali gerçekleştiğinde, devlet olayı tam anlamıyla açıklığa kavuşturmak, sorumluları belirleyip yargılamak ve cezalandırmakla yükümlüdür” ifadelerini kullandı.

‘ŞAHİN, BEYOĞLU BELEDİYESİ’NDE İŞÇİ OLARAK ÇALIŞIYORDU’

“930 haftadır bu topraklardaki yaşam hakkı ihlallerinin son bulması için devletin ilgili organlarını göreve çağırıyoruz” diyen Acer, İsmail Şahin dosyasını anlattı. Acer şunları söyledi:

“36 yaşındaki iki çocuk babası İsmail Şahin, Beyoğlu Belediyesi’nde işçi olarak çalışıyordu. DİSK Genel İş üyesiydi. 18 Ocak 1996 günü sabah saat 06.30’da görev yaptığı 34 ATZ 59 plakalı temizlik aracında iş başı yaptı.

Her sabah olduğu gibi temizliğe İstiklal Caddesi ile başlayan araç, 11. nokta olan Mimar Sinan Üniversitesi’ne geldiğinde iş arkadaşları İsmail Şahin’in elindeki süpürge ile birlikte ortadan kaybolduğunu söyledi. Şahin Ailesi sürekli ağlayan bu kişilerin çelişkili bilgiler verdiklerini ve konuşmaktan korktuklarını fark etti.

‘BEYOĞLU EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NE KAYIP BAŞVURUSU YAPTI’

Aile Beyoğlu Belediyesi’ne başvurdu. İsmail Şahin’in mesai saatleri içerisinde kaybolduğunu ve bundan işveren olarak sorumlu olduklarını söyleyerek olayı araştırmalarını istedi. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne kayıp başvurusu yaptı. Savcılığa suç duyurusunda bulunarak İsmail Şahin’in akıbetinin soruşturulmasını istedi.

İSMAİL ŞAHİN’İN BAŞINA NE GELDİĞİ BUGÜNE KADAR ÖĞRENİLEMEDİ’

Özetle, devlet İsmail Şahin dosyasında etkili bir soruşturma yapma, olayda sorumluluğu olanları ortaya çıkarma yükümlülüğünü yerine getirmedi. İsmail Şahin’in başına ne geldiği bugüne kadar öğrenilemedi.

930. haftamızda devleti yönetenlere bir kez daha sesleniyoruz: Devlet yalnız gözaltında kaybedilenlerin değil, ortadan kaybolan kişilerin de akıbetini araştırmak ve açığa çıkartmakla sorumludur.

Her ailenin kaybolan yakınının akıbetini bilmeye hakkı vardır. Kayıp ailelerinin hakikati bilme hakkını teslim etmek için ulusal mevzuatta hakikati bilme hakkını tanıyın. Kayıp kişilerin ailelerinin etkili soruşturma ve hakikati bilme hakkının yetkililer tarafından sistemli olarak ihlal edilmesini bir suç olarak tanımlayın.

Kayboluşunun 27. yılında bir kez daha İsmail Şahin dosyasında etkin bir soruşturma başlatılmasını, ortaya çıkan maddi hakikatin çocukları ve kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz.”

‘KATİLLERİ KORUYAN KARARLAR OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖZLEMLEDİK’

Diyarbakır’da gerçekleşen eylemde İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye’deki cezasızlıkla sisteminin korunaklı yapısından, imtiyazından faydalanan ve Ali İsmail Korkmaz’ı, Kemal Kurkut’u katleden kolluk görevlerinin yargılandığı davaları izlediklerini ve bu davalar neticesinde verilen beraat ve aklama kararlarının katilleri koruyan kararlar olduğunu bir kez daha gözlemlediklerini söyledi.

Zeytun, cezasızlığa yol açan, kolluğu koruyan ve hesaplaşmak yerine sahiplenen bir cezasızlık sisteminin var olduğunu belirtti.

‘MÜCADELEYİ SÜRDÜRMEKTE KARARLIYIZ’

Hafta içerisinde görülen birçok davanın cezasızlıkla sonuçlandığını belirten Zeytun, “Vartinis ve JİTEM Ankara davasında failler tespitli olmasına rağmen üst düzey kamu görevlileri ve kolluk kuvvetlerinin henüz cezalandırmaya tabi tutulmadığını söyledi. Zeytun, şöyle devam etti:

“Bütün bunları ifade ederken bu sistemin ne denli ağır insan hakları ihlaline yaslandığını, ne denli bu ihlaller neticesinde var olabildiğini görebiliyoruz. Devlet, bugün bütün bu ağır insan hakları ihlallerinin soruşturan yargılayan değil, tümüyle bu ağır insan hakları ihlalleri karşısında bu failleri koruyan bir şekilde sistemini sürdürmektedir. Bu cezasızlık sistemine yaslanarak devlet olma vasfını sürdürmektedir. Bütün bunlara rağmen, hak, hukuk ve yıllardır kayıplarını bulmaya çalışan adalet talep edenlerle birlikte bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız.”

Gözaltında katledilen Arman’ın hikayesi İHD Amed Yönetim Kurulu üyesi Derya Yıldırım tarafından okunduktan sonra oturma eylemi gerçekleştirildi.

TANIŞ VE DENİZ’İN AKIBETİ SORULDU

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları da, 564’üncü buluşmayı gerçekleştirdi. Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde buluşan kayıp Yakınları, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” pankartını açtı.

Burada konuşan İHD Batman Şube Yöneticisi Zana Yücel Bozkurt, kayıpların akıbetini, sonuç alıncaya kadar sormaya devam edeceklerini söyledi. Eylemde, 25 Ocak 2001 tarihinde Şırnak’ın Silopi ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in hikayesi okunarak akıbetleri soruldu.(HABER MERKEZİ)

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version