Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çocuk haklarına ‘çember’ bir bakış!


İZMİR – Çıkardıkları dergiyle çocuklara yeni alanlar açmayı hedeflediklerini aktaran Çember Çocuk Politikaları Dergisi editörü Hatice Göz, çocukların özgür, eşit, demokratik ve barış içinde yaşayabilecekleri bir dünyada özne olması gerektiğini söyledi.

 

Türkiye çocuk haklarının en az işletildiği ve çocuklara karşı suçların cezasızlıkla sonuçlandığı ülkelerden biri. Çocuklar, eğitimden yoksun kalırken, yetersiz beslenme, işçilik, istismar ve şiddet gibi birçok hak ihlaliyle karşı karşıya kalıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programının (WFP) 2022 Haziran ayı verileri, Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme ve yüzde 6’sının kronik yetersiz beslenme yaşadığını ortaya koydu. Resmi verilere göre 31 Mart itibariyle cezaevlerinde 12-18 yaş arasında 2 bin 76 çocuk bulunuyor. İnsan hakları alanında çalışan örgütlerin verilerine göre, 2022 yılının ilk 10 ayında gözaltında ya da toplumsal olaylarda en az 70 çocuk güvenlik güçlerinin işkencesine ya da kötü muamelesine maruz kaldı. 

 

Resmi rakamlara göre Türkiye’de yaklaşık 2 milyon çocuk işçi var. Bu rakam içerisinde mevsimlik tarım işçileri ve kayıtsız çalışan çocuklar bulunmuyor. İstismar, taciz ve tecavüz vakalarında, resmi şikayet oranı çok az bulunurken, binlerce çocuk her gün istismara maruz kalıyor.

 

Bu alanda çalışma yapan uzmanlar ve gönüllüler, bir araya gelerek, Çember Çocuk Politikaları Dergisi’nin ilk sayısını çıkardı. İlk sayıda çocuk hakları, işçilik, istismar, çarpık çocuk algısı ve bütünlüklü çocuk politikalarıyla ilgili yazı ve röportajlara yer verildi. Derginin ilerleyen sayılarında ise farklı konulara yer verileceği planlanıyor. 

 

Hatice Göz

 

NEDEN ÇEMBER? 

 

Çember Dergisi editörü ve psikolog Hatice Göz ile derginin amacı ve Türkiye’de çocuk politikalarını konuştuk. Çocuk hakları ve politikaları konusunda yıllardır çalışma yaptıklarını aktaran Göz, derginin bu birikimler sonucu ortaya çıktığını belirtti. Farklı alanlardan birçok uzmanın bu konuda çalışma yaptığını söyleyen Göz, çocuk meselesini derinlikli tartışmak ve mücadele alanlarıyla bağını kurmayı amaçladıklarını kaydetti. 

 

Göz, “Çocuklarla yan yana geldiğinizde hemen çember olma ihtiyacı duyarız. Çünkü çember olduğumuzda birilerinin öne birilerinin arkaya oturtulduğu, birinin görüp birinin göremediği biçim dağılır. Herkes birbirini görebilir. Atölye, söyleşi gibi etkinliklerde çocuklarla bu yöntemi çok kullanıyoruz. Bir de çemberi toplumsal yaşam gibi kurguluyoruz. Toplumsal yaşamın içinde çocuklar var ve çemberin içerisindeler. Özne olarak kabul edilmedikleri için çemberin dışında kalıyorlar. Bizim niyetimiz çemberle birlikte onlara ait olan alanları onlara tekrar açmak” diye konuştu. 

 

DERGİ KONULARI  

 

İlk sayının genel bir sayı olduğunu ifade eden Göz, sonraki sayılarında daha derinlikli konuları ele alacaklarını kaydetti. Göz, “Çocuk politikasının içerisinde tartışabileceğimiz güncel konuları da işleyeceğiz. Ama çok geniş bir çerçeve bu. Çocukların oyun hakkından çocuk politikası ile işçi sınıfı arasında kurulabilecek bağlara kadar bir çerçeve. İkinci sayıyı çıkarana kadar bulunduğumuz yerlerde hem dergiyi duyurmak ve yayılmasını sağlamak istiyoruz. Çünkü çocuk politikası toplumun içine yapılabilecek ve ihtiyaç olan bir politika. İkinci sayıya giderken, burayla ilgili olan ve politikayı beraber geliştirebileceğimiz kişilerle çember etrafından toplanmak istiyoruz. Bu niyetle bir kaç ay içerisinde sempozyum ve çalıştaylar düzenlemeyi planlıyoruz” bilgilerini paylaştı. 

 

TÜRKİYE’NİN KARNESİ

 

Türkiye’nin çocuk hakları konusunda karnesinin kötü olduğunu vurgulayan Göz, “Türkiye’de mülteci çocuklar ile birlikte yaklaşık 30 milyon çocuk var. Ama bu kitle bir yandan da görülmez. Çocuk ihmal ve istismarının çok yoğun yaşandığı bir ülke burası. Bunlar karşısında cezasızlık politikaları çok yoğun bir şekilde işletiliyor. Söz konusu çocuk olduğunda genelde karşısındaki kişi korunuyor. Bunlar da çoğunlukla erkek ya da başka bir egemenlik alanından olan birisi oluyor. Türkiye’nin de imzacısı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiğini belirtiyor. Ama bu ilke hiç uygulanmıyor. Sadece 2022’de 8 bine yakın 15 yaşında çocuk doğum yapmış. Bu çok korkunç bir rakam” ifadelerini kullandı.

 

ANADİLDE EĞİTİM SORUNU

 

Çocukların zorla çalıştırılmasının da bir başka sorun olduğunu söyleyen Göz, iktidarın “faşizmi kurumsallaştırma” sürecinde çocukların çalıştırılmasını da bir araç olarak gördüğünü dile getirdi. Göz, Türkiye’de en az 4-5 milyon çalıştırılan çocuk olduğuna işaret ederek, “Devlet kendi durduğu yerden çocuk emeğini sermayenin sömürüsüne açıyor. Çocukları işçileşme sürecine götüren mesele eğitim sorununda başlıyor. 2 milyona yakın çocuk eğitimden kopmuş durumda. Bunların eğitimden neden uzaklaştığı ya da geri dönüp dönemeyeceği tartışması bile açılmadı. En yakıcı sorun ise çocukların okula aç gitmesi. Eğitimde yaşanılan sorunlardan birisi anadilde eğitim sorunu. Türkiye halen Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki 3 maddeye çekincesini kaldırmadı. Türkiye’de Kürt sorunu çözümsüzlük üzerinden götürüldüğü sürece çocukların anadil sorununu tartışmaya gelemiyoruz. Kürt çocukları bunun en büyük mağduriyetini yaşamak zorunda kalıyor. Onun çeperinde göçmen çocuklar da var. Onlar da göç ettikleri ülkelerde anadil hakkına sahip olmak zorundalar. Ama Türkiye bunu uygulamıyor ve o çocuklarda Arapçaya erişemiyor” şeklinde konuştu. 

 

SİSTEMSEL SORUN 

 

Çocukların yaşadıkları sorunların tamamının çocukların içine doğdukları ülke, ekonomik yapı, siyasal durum ve sınıfsal ilişkilerle ilgili olduğuna dikkati çeken Göz, çocukların özne değil nesne olarak algılandığını belirtti. Sistem varlığını sürdürdüğü sürece çocuklarla ilgili sorunların çözülemeyeceğini kaydeden Göz, şunları söyledi: “Erkek ya da kadın tarafından ezilen ve şekil verilmesi gereken kişiler olarak görülüyor. Benzer bir şeyi devletler yapıyor. Ülkesini koruyan Türk çocuğu olarak yetiştiriliyor. Çocuk yine devletin de nesnesi konumuna düşüyor. Devleti ayağa kaldıracak, geliştirecek, çalıştıracak kişiyi oluşturuyor. Bugün Erdoğan rejimi de dindar, ucuza çalışacak bir nesil yetiştirmeye çalışıyor. Bu durum çocuklarla ilgili sorunun temelini oluşturuyor.”

 

BÜTÜNLÜKLÜ POLİTİKA

 

“Çocukların yaşadıkları sorunlara müdahale edebilecek somut adımlara ihtiyacımız var” diyen Göz, çocukların özgür, eşit, demokratik ve barış içinde yaşayabilecekleri bir dünyada özne olması gerektiğini vurguladı. Bütünlüklü bir çocuk politikasına ihtiyaç olduğunun altını çizen Göz, “Bu politikanın içinde bugün çocuk istismarının önlenmesinden tutalım da çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek talebine kadar geniş bir politika var. Hem günlük sorunları çözmek hem de sürece yayılarak, ‘çocukların toplumun yeniden inşasına nasıl katılacaklar, sözleri karar mekanizmalarında olacak mı, onları görmeye başlayacak mıyız, nesne olan pozisyonları özneye dönüşecek mi’ tartışmasını yapıyoruz” dedi.

 

ÇOCUKLARIN SÖZ HAKKI

 

Çocukların söz kurmak istediğini ama toplumuna onlara söz hakkı vermediğini ifade eden Göz, şöyle devam etti: “Söz hakları olduğunda da kararı etkileyemiyorlar. ‘Çocuktur’ diye değerlendiriliyor. Halbuki biz ne yaşıyorsak onlar da durdukları yerden aynı şeyi yaşıyorlar. Yoksulluğu yaşıyorlar. Çocuklarla yan yana geldiğimizde yoksulluk konusu geçiyor. Diyelim ki 1 yıl önce aslında ailesinden karne hediyesi olarak tablet isteyebileceğini düşünen çocuk, şu an isteyemeyeceğini kendisi söylüyor. Ya da savaşları ve seçimleri biliyorlar. Kimse onlarla bunları konuşmasa da el yordamıyla anlamaya çalışıyorlar. Çocuklarla savaşı ve barışı konuşabiliyoruz. Biz çocukları sadece savaşın ezilenleri olarak görüyoruz ama onların da fikirleri var. Çocuklar varlar ve onlara konuşma alanı açtığımızda kendilerini ifade ediyorlar.”

 

MA / Tolga Güney

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version