Osman ÇAKLI
Artı Gerçek- Eşeler yaylası, Burdur’a bağlı Karamanlı, Tefenni ve Yeşilova ilçeleri ile Denizli’ye bağlı Acıpayam ilçelerinin ortasında 2 bin rakımlı bir dağ. Eşeler dağı, hayvancılıkla uğraşan köylülerin uğrak noktası olduğu kadar endemik bitki türlerine de ev sahipliği yapıyor. Köylüler, hayvanlarını çıkardığı yaylada krom madeni açılacağını duyunca endişeye kapıldı. Bölgede bulunan yer üstü ve yeraltı su kaynakları koruma altındaki Salda Gölü’ne kadar ulaşıyor.
Zondaş Madencilik tarafından yapılması planlanan krom madeni proje dosyası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunuldu. Proje dosyasında bölgede pek çok su kaynağı olduğu bilgisi yer alırken, kaynakların zarar görmeyeceği notu düşüldü. Ancak bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler ile Salda Gölü’nün korunması için mücadele eden çevre aktivistleri madenin geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor.
‘YAYLADA MADENCİLİK SALDA’YI ETKİLER’
2013 yılında dedesi ölünce ABD’de de olduğu için ölen dedesinin cenazesine gidemedi. Haberi alınca, ABD’den Türkiye’ye 3 yıl önce geri dönen Dr. Ece Aynur, Kayalı köyünde susuz tarım yapmaya başladı. Yaklaşık 70 kişinin yaşadığı köyde, çocukluğunu anımsayan Aynur, ABD’den döndüğünde kurumuş su kaynaklarını görünce şaşkınlığa uğramış. Çünkü çocukken dedesi ve babasıyla gezmeye gittiği yerlerde şimdilerde bir damla su yok. Çocukluğundan beri hayalinin su kenarına ev yapmak olduğunu anlatan Dr. Aynur, “Geleceğin akademisyeni, yılın eğitmeni gibi ödüller almıştım. Köye geldiğimde film sahnesi gibi bir manzarayla karşılaştım. ABD’de de başarılı olabilirim belki ama geri dönmek istedim. Öğrencisi olmayan ve yıkılmaya yüz tutmuş okulu görünce üzüldüm. Ciddi bir su sorunu olduğunu da gördüm. Bu benim tespitim değil yetkililerde bunu biliyor” diye konuştu.
‘MADENLERE ALTERNATİF OLARAK TARIMLA KENDİ İSTİHDAMIMIZI YARATTIK’
Yer üstü ve yeraltı su kaynaklarıyla beslenen Salda Gölü’ne giden su kollarının patlatmalarla yön değiştirmesinden endişe duyduklarını sözlerine ekleyen Aynur, madenin yaratacağı istihdamın tarımdan daha fazla olmayacağını şöyle ifade etti:
“Sularımız kirlenecek ya da yok olacak. Üç senedir bas bas bağırıyorum burada su yok ve susuz tarıma geçelim diye. Biz istihdam yaratıyoruz, şu an 28 kadın olduk. Alternatif bir şekilde susuz tarım yaparak katma değer üretiyoruz. Yağ, sabun gibi şeyler üretiyoruz. Kayalı köyü muhtarı bana ‘senin 12 dönümden kazandığın parayı ben 400 dönümden kazanmıyorum’ dedi bana. Yavaş yavaş bir şeyler kırılıyor, burada madene ihtiyaç yok. Çünkü madenlere alternatif olarak istihdam yaratan, ekolojik doğa dostu ve katma değer üreten bir sektör oluşturduk. Üstelik su krizini derinleştirmeden bunu yapabiliyoruz.
‘FLAMİNGOLARIN UĞRAK YERİ KURUDU AYNI TEHLİKE SALDA İÇİN DE GEÇERLİ’
Dr. Aynur’un köyde başlattığı susuz tarım pratiği üç yıl içerisinde diğer köylülere de örnek olmuş. Yaklaşık 800-900 dönüm arazide susuz tarıma geçiş olduğunu anlatan Aynur, bölgede su kıtlığı olduğunu ve sulu tarım ile susuz tarım ürünlerinin birbirinden farklı olduğunu bilerek çiftçilik yapma gerekliliğine işaret etti. Sondajlardan hava geldiğini, yaz sonlarında içecek sularının kalmadığını hatırlatan Aynur, büyükbaş hayvancılıktan küçükbaş hayvancılığa geçilmeli uyarısını yaparken, “Sulu tarım ve vahşi sulamadan vazgeçip buraya özgü tarımsal faaliyetler yapılmalı. Aynı zamanda Karataş gölümüz vardı. Flamingoların uğrak yeriydi. Bir damla su kalmadı ve göl kurudu. Şimdi aynı şey Salda ve Karamanlı barajı için geçerli. Krom madeni su kaynaklarını ya kurutacak ya da zehirleyecek. Biz madencilik yapılacak yaylayı kullanıyoruz. Toplamda beş bin hayvan bu dağda geziyor. Karamanlının dağlarını mermer ocaklarıyla söküp attılar” diye konuştu.
‘SALDA GÖLÜ DİPSİZ GÖL OLMASIN’
Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar da madene tepki gösterenler arasında. Krom madeninin açılacağını öğrenince endişeye kapıldıklarını belirten Şakar, hali hazırda Salda Gölü’nün millet bahçesi gibi projeleriyle tahrip edildiğini söyledi. Şakar, madenin 2 bin metrede açılacak olmasının Salda Gölü’ne etkisini şöyle vurguladı:
“Yapacakları patlatmalar su yollarını değiştirecek. Salda Gölü’nü etraftaki dağlardan gelen sular besliyor. Zaten etrafına sulama göletleri yaparak göle ulaşan suları kestiler. Önceden olan ama şimdi olmayan derelerdeki su akışı Salda Gölü’nde her geçen gün suların çekilmesine neden oluyor. Salda Gölü, Dipsiz Göl ile aynı şeyi yaşamamalı. Burası Özel Koruma Çevresi altında korunan bir yer. Göl ve çevresi korunan yerler olması gerekiyorken madenlere izin verilmemesi gerekiyor.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***