Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Arınç’tan ‘Sinan Ateş’ cinayeti yorumu: Yapabileceğim tek şey Yasin okumaktı, okudum

Arınç’tan ‘Sinan Ateş’ cinayeti yorumu: Yapabileceğim tek şey Yasin okumaktı, okudum


Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Arınç, “Çok alçakla işlenmiş bir cinayettir. Yapabileceğim tek şey onun hakkında bir Fatiha okumaktı, Yasin okumaktı. Bunu da yaptım. Bunun dışında bir yorum yapmayı çok şeyler bilsem de doğru bulmam.” dedi. Arınç, Erdoğan’la ilişkisini, “Bizim dava arkadaşlığımızı, başkalarının mafya liderleriyle bir aradaki fotoğraflarına bakarak değerlendirmeyin.” sözleriyle anlattı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) siyaset sahnesine çıktığında partinin vitrininde Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener isimleri de vardı. Bu isimler arasında yalnızca bir kişinin partiyle bağı kopmadı, o da Bülent Arınç. Yarım asırlık siyasi hayatında TBMM Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, beş dönem milletvekilliği yapan Arınç’ın AKP üyeliği devam ediyor; ancak zaman zaman yaptığı çıkışlarla partisini eleştirmekten de geri durmuyor.

Bülent Arınç, DW Türkçe’nin sorularını cevapladı. Şimdilerde Ankara’daki ofisinde hukuki danışmanlık ve arabulucuk hizmeti veren Arınç, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabileceğini düşünüyo. Arınç, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ben Sayın Erdoğan’ın seçimi kazanmaya çok yakın olduğunu görüyorum. Ama çok zor bir seçim olduğunu söylemeli.” diyor.

Resmi enflasyonun yüzde 80, gayrı resmisinin 180 olduğunu ifade eden Arınç, muhalefetin ise ‘bu dağınıklıkla giderse cumhurbaşkanlığı seçiminden netice alamayacağını’ savunuyor. Kılıçdaroğlu’nun çabalarının diğer liderler tarafından desteklenmediğini söylüyor.

Bülent Arınç’ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Siz hukukçu kimliğinizle Cumhurbaşkanı’nın üçüncü kez seçilmesine yönelik tartışmaya ne diyorsunuz?

Bu tartışmayı yersiz buluyorum. Diyelim ki bir itiraz vaki oldu. Bu itiraz hakkında herhalde Yüksek Seçim Kurulu karar verecek. Yüksek Seçim Kurulu’nun da “aday olabilir” şeklinde bir karar vereceğine ben bugüne kadarki kararlarına bakarak ikna oluyorum. Dolayısı ile muhalefet de “olamaz” diyerek itirazını son noktaya kadar götürmesin, seçimlerde de mücadelesini tam yapsın. Yani pehlivanın yenileceğini anlayınca bahane bulmasına gerek yok. Er meydanına çıkıp üçüncü defa da beşinci defa da olsa “ben seninle mücadele edeceğim” derlerse halkta ayrıca bir güven oluşturur. Yıllardan beri süren bir diploma tartışması var ama artık o konulara bile girmiyorlar.

Hamaset ile bu iş olmaz. Çok açık. Resmi enflasyon yüzde 80, gayrı resmisi yüzde 180 yani bu çok açık.

Mevcut sistemde bir revizyon ihtiyacı var mı sizce?

Yahu onu kendileri düşünsün canım. Ben Cumhurbaşkanı mıyım? Cumhurbaşkanlığı seçimini bu hale getirenlerin neyi düşünerek yaptıklarını hâlâ anlayabilmiş değilim. Onu düzeltecek zaman önümüzdeki beş aylık zaman değil. Gerçekleri görmemiz lazım.

Yani KHK’lılar konusu, adli yargılamalar konusu. Annesi içeride, çocuk dışarıda hasta… Ölenler, ölmek üzere olanlar. 84 yaşına gelmiş 21 tane hastalığı var üstünde, hâlâ cezaevinde kalmaya devam edenler. Bütün bunların acılarını da görüp onlara da şefkatle yaklaşacak bir planlama veya bir organizasyon yapılabilirse bu iş yüzde 100 kazanılır.

Beş ayda bu mümkün mü sizce?

Beş günde bile mümkün. İklim değişikliği, üslup değişikliği, yerine göre kadro değişikliği, yapılacak işlere şöyle bir fiske vurmak bile milletin ümidini toplayabilir.

Siyasilerin adi suçlar dışında konuşmalarından, düşüncelerinden dolayı yargılanmalarına tamamen karşıyım. Şimdi biz kendi yaşadığımız hayatta bizim için yapılanları affetmedik. Ama bize karşı yapılanların da başkasına yapılmasını da hiçbir zaman doğru kabul etmedik. Ekrem İmamoğlu bizim rakibimizdir, düşmanımız değil. Ama düşman gözüyle bakılıyor bazılarına. Hayır, hiçbir parti, hiçbir partinin mensupları düşmanımız değil bizim. Onlarla siyaset arenasında biz mücadele ederiz, demokratik bir mücadele veririz. Bizim milletimizin kalbinde mağdurdan yana olmak gibi bir karakter vardır. Bu çok güzel bir karakter.

Ekrem İmamoğlu’nun mağdur edilme ihtimalinden söz ettiniz. İmamoğlu’nun yanı sıra bir yandan da Selahattin Demirtaş yedi yıldır hapiste. Bir siyasi kimliği olan birisinin bu kadar uzun süredir hapiste olmasını doğru buluyor musunuz? Ayrıca HDP’nin kapatılma davasına yönelik değerlendirmenizi merak ediyorum.

HDP hukuki yönden kapatılabilir. Onlar da zaten “bizi kapatın” ne bekliyorsunuz diye neredeyse itirafçı durumuna düşmüşler. Ama siyasi yönden aynı çizgide 10 tane parti kapatılmış, hiçbir faydası olmamış. Biz bunun tamamen ortadan kalkması için 2010 yılı referandumunda madde koydurduk. HDP kapatılmayı istediği için o tarihte oylamaya katılmadı.

HDP’nin hesaplarına bloke konulmasıyla ilgili karardaki oylama sonucunu nasıl yorumluyorsunuz?

8’e 7 ile çıktı karar. Türkiye’nin geldiği nokta itibarı ile bir siyasi parti kapatmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Onların işlediği suçlardan dolayı yargılanmaları mümkün. Ama şahısların partiyi bağlamaması gerektiğini düşünüyorum.

Sorumun Selahattin Demirtaş kısmı vardı. O da 7 yıla yakın süredir hapiste…

Valla o bahsettiğin isimle ilgili ben şöyle konuşmak istemiyorum. Çünkü bir televizyon programında uzun tutukluluktan mağdur olanların durumunu anlatırken bu ismi gazeteci arkadaşlar bana sorunca onlar hakkında söylediklerimden ötürü önce Bahçeli, arkadan sayın Cumhurbaşkanı beni itham eden konuşma yaptılar.

Sinan Ateş, 30 Aralık’ta Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

Gündemde Sinan Ateş cinayeti var. Partinizin en güçlü ortağı MHP’nin içinde bir bazı isimler Sinan Ateş cinayeti ile ilgili itham ediliyorlar. Cinayet, MHP içinde de tepki çekti, istifa edenler var. Bir yandan da Cumhurbaşkanı’nın bu konunun çözülmesi ile ilgili adım attığı belirtiliyor. Siz bu cinayeti nasıl yorumluyorsunuz? Bu adli vaka mı? Bu bir siyasi suikast mi?

Bir defa bu çok alçakla işlenmiş bir cinayettir. Fevkalade üzüldüm. Yapabileceğim tek şey onun hakkında bir Fatiha okumaktı, Yasin okumaktı. Bunu da yaptım. Bunun dışında bir yorum yapmayı çok şeyler bilsem de doğru bulmam. Çünkü birilerinin hedefi olmak istemem. Ama bu konuda benim, yani samimi olarak duyduğum kadarı ile Sayın Cumhurbaşkanı da fevkalade üzülmüş, neye mal olursa olsun bu işin bütün yönleri ile araştırılmasını istemiş.

Kendisinin, Sinan Ateş’in ailesiyle görüştüğünü ifade ediyorlar. Belki de belli bir projenin sonucu olarak öldürüldü. Kızlarının hatırına, eşinin hatırına bu cinayetin sonuna kadar aydınlatılması lazım. Cumhurbaşkanımızın talimatının “Bu olayı aydınlatacaksınız” şeklinde olduğunu çok yakınlarından duydum, bu da beni çok mutlu etti.

Erbakan Hoca, karşı tarafta kendi aralarında bir tartışma olur da bize bir şey sorarlarsa “Onlar birbirlerini bizden iyi tanırlar ve genelde iki taraf da doğru söyler” derdi. Ben de Erbakan Hocamızın sözüne uygun olarak, o taraftaki tartışmalara katılmak istemiyorum.

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version