İZMİR – “Yaşar Kemal ile Bin Bir Çiçekli Bahçede” sempozyumunda konuşan oyuncu Türkan Şoray, “O Bu coğrafyanın yetiştirdiği büyük değerdi. O edebiyat dünyamızın çınar ağacıydı” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı, tarafından düzenlenen “Yaşar Kemal ile Bin Bir Çiçekli Bahçede” başlıklı sempozyum başladı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) konferans salonunda yapılan sempozyum da, usta yazarın anlatı dünyasındaki “doğa” ve “insan” öğeleri anlatıldı.
İki gün sürecek olan Sempozyumun ilk oturumunda Amerikalı besteci Michael Ellison, usta yazarın İsviçre’de kitaplarını basan Union Yayınevi’nin yöneticisi Lucien Leitess, şair Ataol Behramoğlu ve Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” romanından aynı isimle beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Türkan Şoray konuşmacı olarak katıldı. Sempozyumun yapıldığı salonun dışında Yaşar Kemal’in fotoğrafları sergilenirken, çok sayıda kişi de dinleyici olarak katıldı.
‘BARIŞ VE DEMOKRASİYİ SAVUNDU’
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yaşar Kemal’in barışı ve demokrasiyi savunduğunu ve toplumun vicdanı olduğunu ifade etti. Yaşar Kemal’in, Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdığını ifade eden Soyer, “Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin, çok sesliliğin, çok nefesliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” diye belirtti.
Soyer, Yaşar Kemal’in zorluklara rağmen umutla hiç yorulmadan yazdığını ve adaletsizliklerin karşısında durduğunu söyleyerek, konuşmasını söyle tamamladı: “Biz de ondan öğrendiğimiz gibi her ne pahasına olursa olsun yaşamı, barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Çok yaşa Yaşar Kemal!”
KEMAL’İ EŞİ ANLATTI
Yaşar Kemal’in eşi ve Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban Gökçeli ise toplantıyı “Yaşar Kemal’in bizlerle doğa/çevre gerçeğine bakışını paylaşırken, bugün dünyamızın en yakıcı sorunu olan çevre sorunu için yeni bakışlara ihtiyacımızı da hatırlatan bir çağrı” olarak tanımladı. Gökçeli, Yaşar Kemal’in şu sözlerini aktardı: “Benim de başlıca derdim doğadır. Kendimi bileli benim dostum doğadır. Dünyamız tükeniyor. Birçok hayvanın, birçok ağacın, birçok böceğin, birçok kuşun soyu tükendi. Bundan sonra da insanların soyu diyecektim, dilim varmadı. İnsanoğlu bu kötü durumu sürdürmeyecek, doğayla barışacaktır. Beni okuyanlar karamsar olamasınlar. İyi ki dünyaya geldik, yaşadık, ışığı gördük. Ya gelmeseydik, ya bu güzellikleri görmeseydik…”
‘EDEBİYATIN ÇINAR AĞACIYDI’
Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” romanından aynı isimle beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Türkan Şoray oldu. Şoray filmin çekim sürecini anlattı. Şoray, “O Bu coğrafyanın yetiştirdiği büyük değerdi. O edebiyat dünyamızın çınar ağacıydı. Bir okuru olarak ona hayranlığım hiç bitmeyecek. Dünya var oldukça Yaşar Kemal kitaplarıyla ve kocaman yüreğiyle, sevecenliğiyle, insanları kucaklamasıyla her zaman anılarımızda ve kalbimizde yer alacak” diye konuştu.
Şair Ataol Behramoğlu ise anılarını paylaştı. Yaşar Kemal ile ilk karşılaşmasının “İnce Memed” romanı üzerinden olduğunu söyleyen Behramoğlu, kendisiyle ile 1960’ların başında İstanbul’da tanıştığını dile getirdi. Behramoğlu, “Onun yanında yaşlı ya da genç olmanız fark etmezdi. Çocuk bir adamdı. Her zaman da öyle kaldı” diye belirtti.
‘ZAMAN NEFESİZ KALDI’
Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” romanını müzikli tiyatro oyununa uyarlayan Amerikalı besteci Michael Ellison da Yaşar Kemal’in doğa tasvirlerinin gücü ve saf şiirselliği karşısında zaman zaman nefessiz kaldığını söyledi. Ellison sözlerine şöyle devam etti: “Yaşar Kemal ve eserleri ayrışma eğiliminin tam zıddında yer alıyor. Dinleme, empati kurma, Yörüklerin, doğanın ya da yunusların bakış açısından görme kapasitesinden pek çok okur için bir tür kâbusu ya da can düşmanını temsil eden Salman’a dek, her birinin zenginliğini kapsayabiliyor. Dünya her şeyden çok bu tür ruhlara ihtiyaç duymaya devam edecek. Onun eserleri de işte bu yüzden kalıcı olacak.”
İNSANLIK TARİHİ İÇİN LABORATUVAR
Oturumun son konuşmacısı ise Lucien Leitess oldu. Yaşar Kemal’in İsviçre’de kitaplarını basan Union Yayınevi’nin yöneticisi Lucien Leitess “Çağımızın son yıllarının büyük yazarlarından birisi” olarak tanımladı. Yaşar Kemal’in edebiyatının sözlü edebiyat ile yazılı kurgunun tarihsel kesişiminde yer aldığını dile getiren Leitess şöyle devam etti: “Her ulusal edebiyat tarihi, kendi doğal gelişimi gereği yüzyıllar önce bu eşikten atlamıştır. Yaşar Kemal’in çağdaş eserlerinde bu geçişi benzersiz bir şekilde deneyimliyor ve anlıyoruz. Yaşar Kemal’in eserlerinde yer alan hiçbir tema geçmişte kalmış bir folklorik motif değildir. Hem şimdiki hem de geniş zamanda muazzam ve şaşırtıcı bir çağdaşlık. Tam da bu nedenle biz Anadolulu olmayanlar eserleri sayesinde onun derinliklerinde yatan özü tanıma şansına sahip oluyoruz. Her bir eseri adeta insanlık tarihinin bir laboratuvarı.”
KARDEŞ TÜRKÜLER KONSERİ
İki gün sürecek sempozyum ardından Kardeş Türküler verecek. Ücretsiz verilecek konser, 3 Aralık Cumartesi günü 20.00’de başlayacak.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***