İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Geçtiğimiz haftanın en önemli olaylarından biri kuşkusuz İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezası verilmesiydi. İmamoğlu, YSK üyelerine ‘ahmak’ dediği gerekçesiyle hüküm giydi.
Ancak bu karar öncesi ve sonrasında yaşanan bir takım olaylar ve yapılan bazı açıklamalar, Türkiye’nin sorununun İmamoğlu’na verilen cezadan çok daha büyük olduğunu gösteriyor; ülkede ağır bir muhalefet(sizlik) sorunu var. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ya da özgürlükler konusundaki ‘iki yüzlü’ tavırları bir yana; muhalefette ciddi bir ‘liyakatsizlik ve körlük’ yaşanıyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un, Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza sonrası yaptığı konuşmalara bakınca, ülkenin en küçük sorununun İmamoğlu’na verilen ceza olduğunu anlıyorsunuz!
Öncelikle CHP liderinin karar duruşmasının olduğu gün Almanya’da olması başlı başına skandal. Bu kadar önemli bir duruşmada Türkiye’nin en büyük şehrinin belediye başkanı nasıl yalnız bırakılır?
Bu soru katıldığı bir televizyon programında Kılıçdaroğlu’na soruldu. CHP lideri, bu gezilerin önceden ayarlanmış belli bir program çerçevesinde gerçekleştirildiğini anlattı. “Olumsuz bir karar çıkacağını düşünmüyorduk. Beraat bekliyorduk. Ayrıca hangi saatte kiminle görüşeceğiniz bellidir. Biz de Almanya’ya bu çerçevede gittik.” diyen Kılıçdaroğlu, “Artı gerçekten de Türkiye’nin temiz paraya ihtiyacı var.” ifadelerini kullanıyor.
SEÇİMİ KAZANDIN MI Kİ ‘TEMİZ PARA’ ARIYORSUN?
Bu savunmanın elle tutulur bir yanı yok; söz konusu duruşmanın tarihi de aylar öncesinden belliydi. Almanya programının tarihi de aylar öncesinde değiştirilebilirdi. Kaldı ki seçim oldu ve kazandın mı ki, ‘temiz para’ arıyorsun? Almanya’ya hiç gitmesen ne kaybedersin? Kaldı ki özellikle son 9 yıldır hukukun canına okuyan AKP yargısı hangi davada Anayasa’ya, kanunlara uygun bir karar verdi ki burada da versin?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından hala ‘iyimser’ olduğunu anlıyoruz. Zira söz konusu kararın istinaf ve Yargıtay’dan döneceğine inandığını söylüyor: “Kararın onanacağı şeklinde bir düşünceye sahip değilim. Bu ülkenin namuslu hakimleri, yargıçları var. Bu adaletsizliğe ‘Dur’ diyeceklerdir. Eğer bir parça zerre kadar adalet, ahlak, erdem, fazilet duygusu kalmışsa onu reddetmeleri gerekiyor. Beklentimiz o.”
Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu hakkında YSK üyelerine hakaretten dava açılamayacağını söylmişti; açıldı. Ceza veremeyeceklerini söyledi; verildi. Şimdi de kararın onanmayacağını söylüyor!
Diyelim ki karar onandı ve İmamoğlu siyasi yasaklı hale geldi ve görevden alındı; Kemal Kılıçdaroğlu ne yapar?
Bir kaç tweet atıp, ‘adalet’ için yürüyüş yapacaktır; fazlası olmaz…
SARAÇHANE ÇAĞRISINDAN KILIÇDAROĞLU’NUN HABERİ YOK
Ekrem İmamoğlu, mahkemenin karar için ara verdiği dakikalarda bir tweet attı ve halkı Saraçhane’ye çağırdı. Muhtemelen çıkacak kararı öğrendi. İmamoğlu’na ilk cevap İyi Parti lideri Meral Akşener’den geldi. Kılıçdaroğlu Almanya’da ‘temiz para’ ararken Akşener, saatler sonra İstanbul’da, İmamoğlu’nun yanındaydı. Karar sonrası İmamoğlu’na ilk sarılan, teselli eden de Akşener oldu.
Bugün öğreniyoruz ki; Ekrem İmamoğlu, ‘Saraçhane’ çağrısını Kemal Kılıçdaroğlu’na sormadan yapmış. Bunu bizzat Kılıçdaroğlu söylüyor: “Bilgim yoktu önceden. Çağrı yapıldığını sosyal medyadan öğrendim.”
Bir şehrin belediye başkanı, partisinin genel başkanına sormadan halkı meydanlara çağırıyor!
ENGİN KOÇ: DÜŞÜNEMEDİ, BİLEMEDİ, ÖNGÖREMEDİ!
Gelelim CHP Grup Başkanvekili Engin Koç’un karar sonrası yaptığı açıklamalara. Engin Koç’a, Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşma günü neden Almanya’da olduğu soruluyor. Engin Koç aynen şöyle diyor: “Kılıçdaroğlu, Türkiye’de adaletin tamamen bitmiş olabileceğini düşünemedi! Kılıçdaroğlu, yasaların bu kadar tükenmiş olabileceğini bilemedi. Kılıçdaroğlu, hakimlerin vicdanlarının bu kadar körelmiş olabileceğini bilemedi. Kılıçdaroğlu aslında, böyle bir davanın açılma ihtimalini dahi öngörmezken, bir ceza verilme ihtimali kesinlikle aklından geçiremedi. Eğer bu ülkede birazcık adalet varsa, eğer bu hakimlerde birazcık vicdan varsa bu kararı alamazlar dedi.”
Engin Koç’un Kemal Kılıçdaroğlu’nu anlatırken kullandığı ifadeler bunlar; öngöremedi, düşünemedi, bilemedi!
Ana muhalefetin lideri; düşünemiyor, öngöremiyor, bilemiyor…
Ne acı, değil mi?
Muhalefet sözcülerini dinleyince, Türkiye’de ‘az da olsa adalet olduğuna’ inandıklarını anlıyorsunuz. Her cümlelerine böyle başlıyorlar; ‘Bu ülkede azıcık adalet varsa’…
Sanki bu ülkede onbinlerce insan hukuksuzca tutuklanmamış, onlarca holdingin mallarına çökülmemiş gibi, insanların babadan kalma evleri bile gasp edilmemiş gibi…
Sanki 150 bine yakın insan hukuksuz KHK’larla, haklarında hiç bir somut delil olmaksızın ihraç edilmemiş, yuvalar dağılmamış, ocaklar yanmamış gibi…
Sanki yasalara rağmen hamile ve yeni doğum yapmış lohusa kadınlar, ağır hasta ve yaşlı insanlar için tutuklama kararı alınmamış gibi…
Sanki insanlar siyah transporterlarla kaçırılmamış, aylarca işkenceye maruz kalmamış, işkence sonrası hayatını kaybetmemiş gibi…
Sanki rejimin zulmünden hiç kimse kaçmamış, Meriç’te, Ege’de onlarca masum can vermemiş gibi konuşuyorlar…
Gözleri var ancak onlarla görüp bakmıyorlar; kulakları var ama hakikati duymuyorlar…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***