Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tutuklu yargılanan Fincancı’nın ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla hakkında 7 yıl 6 ay hapis cezası isteniyor. Saat 13.30’da başlayan duruşmayı Fincancı, çeşitli illerden baro başkanları, çok sayıda milletvekili, siyasi parti ve kitle örgütü temsilcisi de takip etti.
İlk duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrarlayan savcı, Şebnem Korur Fincancı’nın ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.
FİNCANCI: SÜREÇ İNANILMAZ BİR ALGI İLE YÜRÜTÜLÜYOR
Savunmasına başlayan Şebnem Korur Fincancı, yaptığı tıbbi değerlendirmenin propaganda eylemi olarak değerlendirilemeyeceğine dikkat çekti. Hakkında bir algı süreci yürütüldüğünü söyleyen Fincancı, yaptığının suç değil hekimlik mesleği olduğunu söyledi. Fincancı, şunları kaydetti:
- Geçen hafta çıkarken gördüm Çağlayan adliyesinin önünü. Sanki en tehlikeli sanığıyım gibi davranıyor. Yarattıkları bu algı sizin kararınızı etkilemeye yöneliktir. İnanılmaz bir algıyla yürüyor bu süreç. Başından beri bir talimatla karşı karşıya olduğumuzu düşündürecek ifadelerle karşılaşıyoruz.
BU TALİMAT DEĞİL DE NEDİR?
- (Savcıya hitaben) Yaşananların sizin üzerinizdeki etkisini bilemiyorum. Ancak süreç, inanılmaz bir algı ile yürütülüyor. Benim için vatandaşlıktan çıkarılsın deniyor. Kimi kimin vatanından çıkarıyorlar? Bu hafta sonu Milli Savunma Bakanlığı ‘Kimyasal silah iftirasında bulunanları milletimiz asla affetmeyecektir’ dedi. Şimdi bu talimat değil de nedir?
- Siyasi otorite tamamen algılarla hareket etmektedir. Tıbbi bir değerlendirmeyi propaganda eylemi olarak nasıl değerlendirebiliyorsunuz? Konuşmamın neresinde silah ifadesi geçiyor? Tıbbi görüşümü bildirip, bağımsız heyetler incelesin dememden nasıl böyle bir çıkarım yaptığınızı çok merak ediyorum.
- Küresel bir salgınla karşı karşıyaydık. İnsanların güvendiği kurum, Türk Tabipleri Birliği’ydi. Bu süreçte bazı şeyleri ortaya çıkaran da TTB’nin Merkez Konseyi’nin onurlu insanlarıydı. Ben terörist isem hangi örgütten terörist olduğumu çok merak ediyorum. TTB mi? İşkenceye karşı komisyonlar mı? Ya da Filipinler’deki insan hakları örgütleri mi? Hangi örgüt?
DEVLETİN SUÇ İŞLEME HAKKI YOKTUR
- Ben devletin başına musallat olmuş at sineğiyim. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden söz etmiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun. İsrail’de Netanyahu suç işlediğinde de benim derdim. Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump da Biden da suç işliyorsa onlar da benim derdim.
- Sadece Türkiye’de değil dünyanın neresinde olursa olsun hangi devlet suç işlerse o benim derdim olmaya devam edecek. Onlar suç işlemeye devam edecekse ben at sineği olarak, sırtlarından inmeyeceğim. Hakikatin peşini bırakmayacağım. Sonuna kadar hakikatin peşinde, hakikati ortaya koymak için çalışacağım.
- Siyasi otorite karşısında sizin nasıl değerlendirme yapacağınızı bilmek mümkün değil. Seçimle ele geçiremediler Türk Tabipleri Birliğini. Bunun çok örnekleri var. Seçimle ele geçmeyenlerin nasıl, ne yazık ki yargı aracı edilerek ele geçirilmeye çalıştığını hep beraber görüyoruz. tanıklık ediyoruz. Bu utanç verici bir durumdur. Yargının araç kılınması utanç vericidir. Biz hekimler olarak araç olmayı reddediyoruz. Sizler de araç olmayı reddetmelisiniz.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti ise heyetin reddedilmesini değerlendirmek üzere duruşmaya 20 dk ara verdi. Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, ret isteminin davayı uzatmak için olduğunu öne sürerek bu talebi reddetti. Fincancı’nın tutuklu yarılanmasına devam kararı veren mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Ocak 2023 saat 10.00’a erteledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***