Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ruanda planı; AİHM’den dönen İngiltere hükümeti, daha sert bir iltica kanunu hazırlıyor  

Ruanda planı; AİHM’den dönen İngiltere hükümeti, daha sert bir iltica kanunu hazırlıyor  


HABER ANALİZ | MEHMET ÖZDEMİR, TR724, LONDRA

İngiltere hükümeti, yasadışı yollardan ülkeye giren göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının yarım kalması üzerine uzun süredir hazırlığını yaptığı daha geniş çaplı yeni yol haritasını açıkladı. Salı günü Parlamento’da konuşan Başbakan Rishi Sunak, kaçak olarak İngiltere’ye girenlerin ‘hızlı bir şekilde geri gönderileceğini’, kabul edilecek sığınmacı sayısı için milletvekillerinin oylarıyla ‘yıllık kota’ belirleneceğini söyledi.

Manş Denizi’nden botlarla İngiltere’ye giren sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planı geçen haziran ayında AİHM tarafından engellenmişti. 7-8 sığınmacıyı İngiltere’den 6.500 km uzaktaki Doğu Afrika ülkesi Ruanda’ya götürecek uçak kalkışa dakikalar kala durdurulmuştu. AİHM, kararında mültecilerin Ruanda’daki sığınma başvurularında adil ve etkili bir yasal desteğe erişemeyeceğini vurgulamıştı.

Bu kararın ardından kendisi de göçmen kökenli olan dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel, İngiltere’nin ulusal sınırlarını kontrol etme planından asla vazgeçmeyeceğini belirterek yeni hazırlıkların sinyalini verdi. Patel, Boris Johnson’ın istifasından sonra yeni kabinede görev almadı fakat yerine mülteciler konusunda daha radikal fikirleri olan, yine göçmen kökenli Suella Braverman geldi. Braverman, sığınmacıların teknelerle İngiltere’ye gelişini ‘istila’ olarak niteleyen, hatta bazı konularda AİHM kararlarının yok sayılmasını isteyen bir isim.

‘Kaçak olarak İngiltere’ye girenler gözaltına alınıp geri gönderilecek’

İngiliz medyasına yansıyan haberlere göre, Muhafazakar Partili Başbakan Rishi Sunak, salı günü Avam Kamarası’nda yaptığı açıklamada yasadışı göçle mücadele etmek için yeni yasalar getirme sözü verdi. 2023 başlarında yürürlüğe koyacakları kanunla illegal yöntemle gelenlerin İngiltere’de kalmasına izin verilmeyeceğini söyledi.

Sunak’ın ifadelerine göre, ülkeye yasal ve güvenli yollardan gelmeyen kişiler ‘gözaltına alınacak, ardından ya kendi ülkelerine ya da sığınma taleplerinin dikkate alınacağı bir başka ülkeye gönderilecek’. ‘Bir başka ülke’den kastın şimdilik Ruanda veya gelinen AB ülkesi olduğu belirtiliyor. Sunak ayrıca AİHM tarafından engellenen Ruanda uçuşlarının yeniden başlatılacağını ilan etti. İngiltere bu iş için Ruanda’ya halihazırda 140 milyon sterlin ödemiş durumda.

Ülkeye kaçak girenlerin artık ‘sahte iddialar veya temyizlerle’ sınır dışı etme girişimlerini engelleyemeyeceğini savunan Sunak, bu kişilerin İngiltere’den çıkarıldıktan sonra yeniden dönmesi veya vatandaşlık hakkı kazanmasının söz konusu olmayacağını kaydetti. Sunak’a göre, son yıllarda İngiltere’ye gelenlerin büyük bölümünü savaş bölgelerinden kaçan veya zulüm riski altında olanlar değil, Manş Denizi’ni küçük teknelerle geçen insanlar oluşturuyor. Birçoğu temelde güvenli ülkelerden geliyor veya güvenli ülkelerden geçiyor.

‘AİHM kararlarını yok sayalım’ teklifi reddedildi

Başbakan Sunak, gerçek anlamda savunmasız kişiler için İngiltere’nin güvenli bir sığınak olarak kalmasını sağlayacağı sözünü verdi. Bunun için daha fazla yasal yol oluşturmak üzere BM Mülteci Ajansı ile birlikte çalışacaklarını dile getirdi. 

Bu sert uygulamalar, ancak Sunak’ın sözünü ettiği yasalar çıkarsa gelecek yıl uygulamaya geçecek. AİHM’in durdurduğu Ruanda planının nasıl işleyeceği ise merak konusu. Şimdilik bu konuda açık bir beyan olmasa da önceden yapılan ve rafta bekletilen hazırlıklar var. Bunların birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı ele alınacağı henüz net değil. 

Bu arada dün (çarşamba) İngiliz Parlamentosu’nda ilginç bir gelişme yaşandı. Muhafazakar Parti milletvekili Jonathan Gullis, ‘AİHM kararlarının yok sayılmasını ve Ruanda planının hemen devreye girmesini’ içeren bir yasa teklifi sundu. Eski Başbakan Johnson ve eski İçişleri Bakanı Patel tarafından da desteklendiği söylenen teklif Muhafazakar Parti’de 69’a karşı 188 oyla reddedildi. Başbakan Sunak’ın da teklife açıkça karşı çıktığı ama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) ayrılma konusundaki soruları görmezden geldiği belirtiliyor.

AİHM yasalarını arkadan dolanacak yasa tasarısı rafta

Öte yandan Dominic Raab’ın daha önceki Adalet Bakanlığı döneminde hazırlanan ve ‘Haklar Bildirgesi’ adını taşıyan yasa tasarısı rafta bekletiliyor. Söz konusu tasarı, ‘İnsan Hakları Yasası’ ile korunan birçok haktan geri adım atılmasının önünü açıyor. İngiltere’nin AİHS içinde kalmasını sürdüren tasarı, bazı durumlarda bakanlara Strasbourg Mahkemesi kararlarını ‘by-pass’ edebilme yetkisi veriyor. Ayrıca, AİHS’ye taraf herhangi bir devlet hakkında geçici tedbir alınabilmesine imkan tanıyan AİHM İç Tüzüğü 39’uncu maddesinin, iç hukukta kamu kurumlarını veya yetkililerini bağlamadığını savunuyor. 

Başbakan Sunak’ın yasadışı göçü engellemek için alınacağını söylediği diğer bazı tedbirler şöyle:

– Manş Denizi’nden geçişlerle mücadele eden ajansları bir araya getirecek yeni bir ‘küçük tekne operasyon komutanlığı’ kurulacak. 

– Göçmenlik memurlarının yaptığı baskınların sayısını artırmak için ekstra kaynak ayrılacak. 

– Sığınmacıların barınması için oteller yerine daha ucuza mal olması için kullanılmayan tatil parkları, eski öğrenci yurtları ve atıl askeri alanlar gibi yerler devreye alınacak. 

– Sığınma davası çalışanlarının sayısı iki katına çıkarılacak. 

– Arnavutluk ile Tiran Havaalanı’na yerleştirilen Sınır Gücü subayları da dahil olmak üzere sığınmacıların ‘güvenli’ ülkeye geri dönüşünü hızlandıracak yeni bir anlaşma yapılacak.

Sunak’ın verdiği bir başka söz, 143 bini bulan ve halen beklemedeki sığınma davalarının 2023 sonuna kadar sonuçlandırılmasıydı. Ancak hemen sonra Başbakanlık’tan yapılan açıklamada bu sürenin yalnızca Haziran 2022’den önce yapılan başvurular için geçerli olduğu duyuruldu. Bu da sıradaki ilk 92 bin 601 sığınma dosyasına karşılık geliyor. 

Rishi Sunak’ın açıklamalarına muhalefet partileri ve insan hakları dernekleri tepkili. Başbakan’ın sözleri için ‘hile’ değerlendirmesi yapan İşçi Partisi lideri Keir Starmer, ‘işe yaramaz, etik değil’ dediği Ruanda planı konusunda hükümete, “Bu sınır ötesi suçu sona erdirmek için uluslararası alanda çalışmalısınız.” Önerisinde bulundu. Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper de “Hiç kimse Muhafazakarlara son 12 yılda dağıttıkları sığınma sistemini düzeltebilecekleri konusunda güvenmiyor.” dedi. 

Hazırlanan yasalar inanılmaz derecede duygusuz

Mülteci haklarıyla ilgili çalışmalar yapan Refugee Action’ın CEO’su Naor Hilton da hükümetin açıklamalarını kınadı ve zaten travmatize olmuş binlerce insan için sefalete sebep olacağını söyledi. Hilton, “Manş Denizi’ni geçmekten başka seçeneği olmayan insanların sığınma talebinde bulunmalarını yasaklayan yeni yasalar inanılmaz derecede duygusuz ve burada ailelerine ulaşmaya çalışan mültecilerin tehlikeye geri gönderilebileceği anlamına geliyor.” yorumunu yaptı. 

Başbakan’a tepki gösterenler arasında bazı Muhafazakar Partili isimler de vardı. Örneğin eski Başbakan Theresa May, açıklanan planların ‘modern kölelik yasalarını elden geçirme vaadi ile mağdurlara yönelik korumaları baltalayabileceğini’ söyledi ve yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Son iki yılda, yani ‘Brexit’in ardından, Manş denizinden kaçak olarak İngiltere’ye gelen göçmenlerin sayısında büyük artış yaşanıyor. Botlarla veya TIR kasalarında adaya gelenlerin sayısı 2018 ve 2019 yıllarında 5 binin çok altında iken 2020’de 10 bine yaklaştı. Geçen yıl ise ani bir artışla 28 bin 500’lere ulaştı. Muazzam artış bu yıl da sürdü ve şu ana kadar 43.000’i geçtiği tahmin ediliyor. Bu rakamın yüzde 35’ini ise Arnavutlar oluşturuyor. Hükümet özellikle bu kişilerin ekonomik kaygılarla geldiğini düşünüyor ve Arnavutluk hükümeti ile önleyici anlaşmalar yapmayı planlıyor. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version