İSTANBUL – İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, iktidarın ve muhalefetin hasta tutuklular üzerinden “mağdur seçiciliği” yaptığını belirterek, “Hasta tutuklular kimliklerine bakılmaksızın tahliye edilmeli” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere toplam bin 517 hasta tutuklu bulunuyor. Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen raporlar gerekçe gösterilerek tahliyeleri engellenen hasta tutuklular bir bir yaşamlarını yitiriyor. 2022 yılında en az 75 tutuklu cezaevlerinde yaşamını yitirdi. En son 28 Şubat davasında hükümlü olan eski Korgeneral Vural Avar (84) cezaevinde yaşamını yitirdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avar’ın yaşamını yitirmesi sonrası, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avar’la ilgili özel af yetkisini kullanmak istediğini kendisine söylediğini açıkladı. Bozdağ, “Biz merhum Avar’a bu dileği ilettik. Çünkü müracaat etmesi gerekiyor sürecin başlaması için. Fakat başlangıçta müracaat etmedi. Rahmetli oluşundan, yani çok az bir süre önce müracaatı oldu. Biz hemen işlemleri başlattık. Bu arada rahmete kavuştu” dedi.
Bozdağ’ın açıklamaları hasta tutuklular arasında ayrım yapıldığı tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. 27 yıldır cezaevinde tutulan ve birçok hastalığı bulunan Mehmet Emin Özkan gibi çok sayıda tutuklu, bütün başvurulara rağmen tahliye edilmiyor.
KESKİN: MİLİTARİST DE OLSA TAHLİYE EDİLMELİ
Hasta tutukluların durumunu değerlendiren İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Bozdağ’ın yaptığı açıklamaya işaret ederek, “Hasta tutuklular kimliklerine bakılmaksızın tahliye edilmeli” dedi. 28 Şubat Davası sanıklarının “militarist döneminin askerleri” olduğuna dikkati çeken Keskin, söz konusu sanıkların döneminde çok büyük suçlar işlediğini hatırlattı. Keskin, “Her şeyden önce militarist bir anlayışa karşı mücadele eden bir dernek olarak, militarist de olsa suçlu da olsa, kim olursa olsun bir hasta mahpusun cezaevinde tutulması insanlık dışıdır. 85 yaşındaki bu eski generalin, hem Alzheimer olması hem de kaburgalarının kırılıp ciğerlerine batıyor olmasına rağmen hastaneden cezaevine geri gönderilmesi insanlık dışıdır” diye konuştu.
KONU KÜRTLER OLUNCA…
İktidar ve muhalefetin hasta tutuklular üzerinden “mağdur seçiciliği” yaptığını söyleyen Keskin, hasta tutuklular konusunun yaşamını yitiren generalin ardından bu kadar konuşulmasının diğer hasta tutuklulara haksızlık olduğunu söyledi. Hasta tutuklularının çoğunluğunun Kürt politik tutuklu olduğuna dikkat çeken Keskin, bunların iktidar tarafından konuşulmamasını eleştirdi. ATK’nin “vicdana ve tıp etiğine aykırı” olarak verdiği raporlar nedeniyle çok sayıda hasta tutuklunun halen cezaevlerinde tutulduğuna dikkati çeken Keskin, Mehmet Emin Özkan’ın bu isimlerden biri olduğunu söyledi. Keskin, “Bugün ölen bir generalle aynı durumunda olan Mehmet Emin Özkan da 85 yaşında. Ama o, ne iktidar ne de muhalefet tarafından hiç dile getirilmiyor. Hatta hasta siyasi mahpuslar için yapılan hak talepleri basın açıklamaları da şiddetle bastırılıyor” dedi.
‘ATK SİYASİ İRADEYE BAĞLI’
ATK yerine bağımsız hekim raporlarının delil olarak kabul edilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Keskin, “Ama maalesef Türk hukukunda ATK raporları tek delil olarak kabul ediliyor. Bu Yargıtay kararlarıyla da böyle” diye kaydetti.
ATK’nin siyasi kararlar verdiğini ve iktidara bağlı çalıştığını dile getiren Keskin, yaşanan ölümlerin tek sorumlusunun da ATK olmadığını söyledi. Keskin, “Çünkü ATK bağımlı bir kuruluş. Tamamen siyasi bir iradeye bağlı. Yani ATK bugün siyasi iradenin istemediği raporları veremiyorsa burada tek sorumlu ATK değildir. Sorumlu olan devletin politikasıdır” şeklinde konuştu.
Keskin, şöyle devam etti: “Yani bir insanın cezaevinde kalabilir olup olmaması tamamen tıbbi bir konu. Eğer ATK gerçekten bağımsız raporlar verebilirse bu konuda bir düzenlemeye gerek kalmadan ‘cezaevinde kalamaz’ raporuyla birlikte insanlar cezaevlerinden tahliye edilirler” dedi.
MA / Rukiye Adıgüzel
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***