Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz’ın mütevelli heyeti başkanlığını yaptığı İstanbul Kent Üniversitesi’nin, çalışanlarına Ekim ayının maaşlarını ödemediği öğrenildi. Üniversite yönetimi ayrıca akademik ve idari personeline dekanlar aracılığı ile yaptığı açıklamayla maaşların 2 ya da 2,5 ay daha ödenmeyebileceğini duyurdu.
Üniversitede görevli bir akademisyen, gazete soL’a yaptığı açıklamada, yönetimin bu süreçte üniversitedeki eğitimin aksamaması için de akademisyenlerin ve diğer çalışanların kuruma “tam bağlılıkla” iş görmelerini ve “üstün bir motivasyonla” işlerine devam etmeleri gerektiğini belirttiğini aktardı.
Akademisyen, üniversitenin çalışanlarını açlığa mahkûm ederek ve üniversiteye gelmeleri için gerekli ulaşım parasını bile nasıl bulacaklarını düşünmeden onlardan tam bir motivasyonla iş görmelerini istemesinin, çok daha büyük bir sorunlar yumağının parçası olduğunu vurguladı.
Özel üniversitelerin birçoğunda benzer sorunlar olduğuna işaret eden akademisyen, süreci şöyle anlattı:
“Yükseköğretim Kanunu’nda 17 Nisan 2020 tarihinde yapılan 2547 sayılı değişiklikle, devlet ve vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının ücretleri eşitlendi. YÖK’ün düzenli denetimine tabii olan vakıf üniversitelerinin birçoğu bu kanunu çiğneyerek öğretim elemanlarına devlet üniversitelerinden düşük ücretler vermeye devam etti. Özellikle gittikçe derinleşen ekonomik kriz ve enflasyonist ortamda devlet üniversitelerinde yapılan maaş iyileştirmeleri sonucu vakıf üniversitelerindeki maaşlarla aradaki makas gittikçe daha da fazla açılmaya başladı.
Vakıf Üniversitesi çalışanlarının özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenmesi ve seslerini duyurmaya başlamasıyla birlikte kimi vakıf üniversiteleri öğretim elemanlarının maaşlarında iyileştirmeye gittiler, Kent Üniversitesi de dahil olmak üzere bir kısmı ise bu iyileştirmeleri yapmamakta direnmeye devam etti. Kent Üniversitesi’nde öğretim elemanlarının maaşı neredeyse asgari ücret düzeyinde kalırken yaz aylarıyla birlikte bu düşük maaşlar bile zamanında ödenmemeye başlandı.
Öğretim elemanlarının en azından maaşların ne zaman ödeneceğine dair kendilerine bir açıklamada bulunulmasına dair talepleri cevaplanmadı. Eylül ayının maaşına yapılan ama yine de YÖK kanunun belirttiği eşitlemeye ulaşmayan bir iyileştirme sonrasında da bir daha maaş ödenmedi ve uzun bir süre daha ödenmemeye de devam edeceği belirtildi.
‘ÖZEL ÜNİVERSİTELERİN KÂR GÜDÜSÜYLE İŞLEDİĞİ AŞİKÂR’
Vakıf üniversiteleri kamu yararı için çalışan ve kar amacı gütmeyen kurumlar olarak tanımlanmış olmalarına rağmen kuruluş ve işleyişlerinin odağında tam da bu kâr güdüsünün olduğu aşikar. Öğrencilerini müşteri, akademisyeni ise her türlü iş güvencesinden yoksun her an işten çıkartılma tehdidiyle her türlü mobbing ve aşağılama vasıtasıyla çalıştırılan bir emek gücü olarak gören vakıf üniversitelerinin bu özellikleri ekonomik krizle birlikte daha da azgınlaşmış durumda. Kent Üniversitesi de, çalışanlarının zaten hakları olan ücretin altında olan maaşlarını aylarca ödemeyerek bu sömürü düzeninin önde gelen örneklerinden birini oluşturuyor.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***