Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Hakan Fidan, bu ‘insanlık’ suçlarının hesabını nasıl verecek?

Hakan Fidan, bu ‘insanlık’ suçlarının hesabını nasıl verecek?


İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME  

Bir devlet kurumu düşünün; bilerek ve isteyerek sistematik olarak ‘insanlık suçu’ işliyor ve bundan hiç rahatsızlık duymuyor. Alabildiğine pervasız ve umursamaz; söz konusu suçları saklama/yalanlama ihtiyacı bile hissetmiyor. Fişleme, insan kaçırma, hürriyeti tahdit, işkence, tehdit, uluslararası silah kaçakçılığı, sahte delil üretme, ‘hatalı’ istihbaratla onlarca insanın katledilmesine neden olma ve daha bilmediğimiz neler neler!

MİT’ten bahsediyoruz…

En son Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı ve eski HSYK üyesi Birol Erdem’in, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ndeki davada verdiği ifadeye göre MİT’in bizzat yargıdaki fişlemelerde aktif rol oynadığı ortaya çıktı.

Birol Erdem’in Yargıtay’ın ‘beraat’ kararında kayda geçen ifadesine göre Saray rejiminin ‘militan’ bürokratları 2013’ten itibaren yargıda fişlemelere başlıyor. Bu bilgi sürpriz değil aslında. 15 Temmuz’dan sonraki bir kaç gün içerisinde 4 bin 500’e yakın hakim ve savcının ‘açığa’ alınması ve ardından haklarında gözaltı ve tutuklama kararları çıkarılması; söz konusu yargı mensuplarının çok daha önce fişlendiğini gösteriyordu. Fişlemelerdeki saçma sapan ‘hataları’ söylemiyorum bile…

BİROL ERDEM, FİŞLEMEYİ TANE TANE KAYDA GEÇİRİYOR

Birol Erdem, mahkemedeki ifadesinde fişlemeleri nasıl yaptıklarını, kimlere ‘elden’ teslim ettiklerini tane tane anlatıyor. MİT Müstşarı Hakan Fidan’ın bizzat ismini veriyor. “Hakan Fidan’a listeleri elden verdim.” diyor.

Sonra ne oluyor o listeler; MİT tarafından açılan sosyal medya hesaplarında yayınlanıyor; bu da yetmiyor bu listeleri yayınlamak için özel site kuruluyor. Binlerce masum insanın ismi ve kimlik bilgileri ‘ifşa’ ediliyor. İşi, ‘devletin güvenliği için istihbarat sağlamak’ olan devletin en önemli kurumlarından biri, sistematik olarak insanlık suçu işliyor.

Birol Erdem’in ifadeleri Yargıtay’ın kararına girdi. Bu saatten sonra ‘biz fişleme yapmadık’ vs. gibi açıklamaların zerre kadar kıymeti kalmadı; ki zaten ‘fişleme’ yapmadıklarını bile söylemiyorlar… Bu kadar da pervasızlar!

Fişleme skandalı, MİT’in ilk vukuatı değil. Hakan Fidan yönetime geldiğinden bu yana MİT tamamen raydan çıktı, adete uluslararası bir suç örgütüne dönüştü.

MİT, bundan önce de bir çok skandalda başrolde yer aldı.

BYLOCK LİSTELERİYLE DE MİT OYNAMIŞTI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen iki bilirkişinin hazırladığı rapor, iktidarın Hizmet Hareketi’ne yönelik sözde yargılamalarda tek dayanağı olan ByLock delilini ‘resmi’ olarak çürütmüştü. Resmi bilirkişi raporunda, incelemesi talep edilen 113 GB’lık verinin, 26 Ekim 2016 tarihinde ‘değiştirildiği’ tespiti yer alıyordu. Rapora göre söz konusu değişiklik MİT tarafından yapılmıştı. ByLock verilerinin imajının alınmasına ilişkin mahkeme kararı 9 Aralık 2016’ydı! Verilerin bilirkişilere teslim tarihi ise 13 Aralık 2016! Yani mahkeme kararından ve bilirkişilere tesliminden 1,5 ay önce dijital materyal üzerinde çalışılmıştı. Dolayısıyla veriler orijinalliğini yitiriyordu.

Bitmedi…

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT’in 9 Eylül 2016’da ByLock verilerinin tamamını savcılığa teslim ettiğini savunuyordu. Bu açıklamaya göre bile MİT’in, söz konusu veriler üzerinde aylarca çalıştığı ortaya çıkmıştı. Ancak son çıkan belge, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bu açıklamasının da doğru olmadığını ortaya koydu. Zire son belgeye göre bu karardan aylar sonra ByLock verilerinin olduğu başka bir bellek savcılığa teslim edilmiş.

MİT, binlerce masum insanı ‘suçlu’ göstermek için ‘sahte delil’ üretiyor!

MİT’İN EN İYİ YAPTIĞI İŞ; HAYDUTLUK!

Son dönemde MİT’in en iyi yaptığı iş haydutluk. PKK’nın elindeki askerler için kılını kıpırdatmayan istihbarat teşkilatı, yurt dışında görev yapan Hizmet Hareketi mensubu öğretmenler söz konusu olduğunda ‘şahin’ kesiliyor! Operasyon yapacağı üçüncü dünya ülkelerindeki çetelerle anlaşan MİT, öğretmenleri kaçırarak Türkiye’ye getiriyor. Bu arada insan kaçırma işi sadece yurt dışında yapılmıyor. Yurt içinde de insanlar siyah Transporter’larla kaçırılıyor. Yakınları aylarca haber alamıyor. İnsanlar işkenceden geçiriliyor, elleri ayakları kırılıyor.

Söz konusu ‘insanlık suçu’ uluslararası raporlara bile yansıdı.

MİT TIRLARI, SURİYE’YE SİLAH TAŞIYOR!

19 Ocak 2014’te Suriye’ye giden 3 TIR, yapılan bir ihbar üzerine Hatay’da durdurulmuştu. İhbarda söz konusu TIR’ların cihatçı gruplara, El Kaide terör örgütüne ait olduğu belirtiliyordu. Yapılan incelemede TIR’ların dorsesinin ‘silah ve mühimmat’ yüklü olduğu belirlendi. TIR’lar MİT’e aitti, şoförler itiraf etti. MİT, Erdoğan’ın ‘katil’ dediği Esad’ı devirmek için resmen bir başka ülkedeki ‘iç savaşa’ müdahil oluyor, kaçak yollarla silah gönderiyordu. Rejim ve MİT, resmen savaş suçu işlerken suç üstü yakalanmıştı.

Suç örgütü lideri Sedat Peker de yıllar sonra Suriye’de söz konusu gruplara TIR’larla silah gönderildiğini bizzat itiraf etti.

15 TEMMUZ’DAKİ ROLÜ HALA MUAMMA!

MİT’in 15 Temmuz sözde darbe girişimindeki rolü de hala muamma. 15 Temmuz’da ‘kalkışma’ yapanlar buna o anda karar vermiş olamazlar, değil mi? MİT, 15 Temmuz’a ilişkin hiç istihbarat almadı mı? Almadıysa Hakan Fidan’ın o koltukta oturmaya ‘liyakati’ olduğu söylenebilir mi? O halde neden görevden alınmadı?

İhbarcı Binbaşı H.A, 15 Temmuz günü saat 14.45’te MİT’e gelerek ihbarda bulunmasına rağmen (sözde) darbe neden engellenmedi?

İhbarı alan Hakan Fidan neden bağlı bulunduğu dönemin başbakanı Binali Yıldırım ya da Erdoğan’ı aramak yerine koşar adım dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a gitti? İki isim saatlerce ne konuştu?

Erdoğan, “Darbeyi eniştemden öğrendim.” diyor. Binali Yıldırım, o gece kendisine bağlı olan Hakan Fidan’a ulaşamadığını anlatıyor. Bir ülkede (sözde) darbe oluyor ama ülkenin başbakanı, MİT müsteşarına ulaşamıyor; cumhurbaşkanı ise darbeyi eniştesinden öğreniyor! Tam komedi…

Hakan Fidan, Meclis Darbeyi Araştırma Komisyonu’na tenezzül edip ifade bile vermedi. Neden; çünkü Erdoğan, Hakan Fidan ve Hulusi Akar’ı ‘yasal’ korumaya aldı. İfade vermesini istemedi. Neden? Gidip bildikleri anlatsa ve 15 Temmuz bütün gerçekliğiyle ortaya çıksa kime, ne zararı olurdu?

ROBOSKİ KATLİAMINDA HATALI İSTİHBARATI KİM VERDİ?

Uludere’de 28 Aralık 2011’de yaşanan katliamın üzerinden 11 yıl geçti. F-16 savaş uçaklarının hatalı ‘milli istihbarata’ dayanarak bomba yağdırması sonucu 17’si çocuk 34 vatandaş hayatını kaybetmişti. Tek bir kişi bile yargı önüne çıkarılmadı. AKP rejimi katliamda ‘kasıt’ olmadığını savundu. Katliamın üzeri kapatıldı. Hatalı ‘milli istihbaratı’ kim vermişti?

MİT’in suç dosyasına daha onlarcası eklenebilir.

Şu anda AKP iktidarda; ‘sır küpü’ Hakan Fidan bizzat ‘hamisi’ Tayyip Erdoğan tarafından koruma altına alınmış durumda… Dokunulamıyor. Ancak hiç bir iktidar ilelebet sürmez/süremez. Eşyanın tabiatına aykırı… Bu rejimin ömrü de, Erdoğan’ın siyasi ömrü kadar; fazla değil… Hakan Fidan ‘Erdoğan sonrası’ için savunmasını şimdiden hazırlamaya başlasa iyi olur; zira insanlık suçlarında zaman aşımı/mekan değişimi yok.

Ne zaman olursa olsun, nereye giderse gitsin; hukuk gelir yakasına yapışır. O gün, “Cumhurbaşkanı/Başbakan dedi, ben de yaptım.” diyerek de kurtulamaz…  

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version