Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Hablemitoğlu’ iddianamesinde, ‘hatırı sayılır para’ meselesi; savcının uydurması! (2/2)

‘Hablemitoğlu’ iddianamesinde, ‘hatırı sayılır para’ meselesi; savcının uydurması! (2/2)


İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME  

Bir önceki yazımızda Necip Hablemitoğlu iddianamesinde yer alan eski MİT çalışanı Enver Altaylı ile Aydın Köstem’in 3 Ekim 2002 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ziyaret ederek, cinayeti azmettirmek için Levent Göktaş’la görüştüğü iddiasının doğru olmadığını yine iddianamede yer alan HTS kayıtları ve ‘tanık’ ifadeleriyle ispat etmiştik.

Savcı, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’nın 2 Ekim’de Ankara’da buluştuğunu, 3 Ekim 2002’de ise Enver Altaylı ve Aydın Köstem’in Levent Göktaş’la görüşmek için ÖKK’ya gittiğini savunuyordu. Ancak aynı iddianamede Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’nın 21 Ekim ya da 23-24 Ekim’de buluştuğu belirtiliyordu. Yani savcının ‘ÖKK’ya gidildiğini savunduğu’ tarihte, bahsi geçen görüşme bile henüz yapılmamıştı!

Bugünkü yazının konusu ise Enver Altaylı’nın şoförü Nizamettin Afşar ve ‘gazeteci’ Zihni Çakır’ın beyanlarına dayanılarak ortaya atılan, cinayetin ‘hatırı sayılır bir para karşılığında işlendiği’ iddiası. Bu iddia ne kadar gerçekçi?

Zihni Çakır bu iddiasını tutuklu olan Gökhan Nuri Bozkır’a dayandırıyor. 5 Şubat 2015 tarihli ifadesine göre Nuri Gökhan Bozkır, Zihni Çakır’a, ‘cinayeti Yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu’nun işlediğini o dönemde ÖKK’daki herkesin bildiğini, suikast silahının Mogan gölünün ODTÜ yakasındaki balçıklı bölgeye atıldığını, cinayetin hatırı sayılır bir para karşılığında işlendiğini’ söylüyor.

Savcı da bütün bunları ‘doğru’ kabul ediyor. Ancak Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadelerinde bu konuyla ilgili tek kelime yok. Savcı bu konuyu sormuyor bile! Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna’da bulunduğu dönemde savcılığa gönderdiği ifadesinde Tarkan Mumcuoğlu ve Fikret Emek’ten bahsediyor, ‘siyah bir poşetin’ göle atıldığını gördüğünü söylüyor. Ancak ‘hatırı sayılır bir paradan’ hiç bahsetmiyor.

Savcı Zafer Ergün, şüpheli Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadesinde ‘hoşuna gitmeyen’, kurgusuna uymayan beyanları ‘yok’ sayıyor. Bozkır’ın hedef saptırmak için yalan söylediğini ‘değerlendiriyor’. Ancak aynı tavrı kurguya uygun ifade veren diğer tanıkların beyanlarında asla yapmıyor.

SAVCIYA GÖRE KAYNAK KİŞİ YALAN SÖYLÜYOR, AKTARANIN İFADELERİ DOĞRU!

Fakat savcı, Bozkır’ın ‘hedef saptırmak’ için doğru söylemediğini; Zihni Çakır’ın ‘aktardığı bilgilerin doğru kabul edilmesi gerektiği’ kanaatine varıyor. ‘Kaynak’ kişiye değil, ‘aktaran’ kişiye güveniyor; zira Zihni Çakır’ın aktarımları kurguya daha uygun!

Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadelerinden umduğunu bulamayan savcı Zafer Ergün, bu kez Enver Altaylı’nın şoförü Nizamettin Afşar’ın ‘kurgu’ beyanlarına sarılıyor. Afşar’ın Enver Altaylı’nın talimatı ile Aydın Köstem’e 30 bin Dolar verdiğine ilişkin ifadesini doğru kabul ediyor.

Nizamettin Afşar, konuyla ilgili iddianamede yer alan beyanında ‘Aydın Köstem ve Enver Altaylı’nın 2003 veya 2004 yılı içerisinde (net bir tarih yok ama suikastten sonra olduğu kesin) Enver Altaylı’nın Ankara ilinde ikamet ettiği evde buluşuyor. Afşar, görüşmenin içeriğini bilmediğini söylüyor. Devam ediyor: “Bu konuşmadan sonra gününü ve tarihini net hatırlamadığım bir gün Antalya’daki inşaatla ilgilenirken Enver Altaylı ile konuşmamızda bana “Yengenle konuştum, inşaatın parasından 30.000 Dolar parayı Aydın Köstem’e Ankara iline gittiğinde verirsin” dedi. Ben de Ankara iline geldiğimde Aydın Köstem isimli şahsın Birlik Mahallesinde bulunan ikametine giderek 30.000 Dolar içerisinde bulunan zarfı kendisine verdim.”

Savcının iddiasına göre Hizmet Hareketi ‘silahlı terör örgütü’. Ancak aynı savcıya göre bu ‘silahlı terör örgütü’, 2002 yılında bir cinayet için başka bir ‘silahlı suç örgütünü’ kiralıyor. O çetenin başındaki isim de o dönemde ÖKK’da görevli olan Albay Levent Göktaş.

30 BİN DOLAR ENVER ALTAYLI’YA SORULMUYOR; NEDEN?

Çok önemli bir iddia; ancak ne var ki tıpkı ÖKK’ya 3 Ekim’de yapıldığı ileri sürülen ziyaret konusu gibi bu da Enver Altaylı’ya hiç sorulmuyor! Nizamettin Afşar’ın yukarıda aktarılan beyanını sorgusuz sualsiz ‘doğru’ kabul eden savcı, söz konusu paranın Hablemitoğlu cinayetiyle alakalı olduğu ‘kanaatine’ vardığını belirtiyor.

Nizamettin Afşar, ifadesinde, Siemens Şirketinin Genelkurmay Başkanlığının alt yapı kablolarının değiştirilmesi ihalesini aldığını anlatıyor. Enver Altaylı’nın ihale sürecini takip ettiğini, bu konuda Ali Serhat Ilıcak ile görüştüğünü ve Almanya’ya gidip geldiğini söylüyor.

Soruşturma savcısı ihale sürecini Genelkurmay Başkanlığı’na soruyor. Cevabi yazıda, ihale ile ilgili 3 Temmuz 2003 tarihinde (cinayetten 7 ay sonra) alt yapı kablo sistemlerinin değiştirilmesine ilişkin olarak sözleşme imzalandığı’ belirtiliyor.

ÖNCE ‘İHALEDEN ALINAN KOMİSYON’ DİYOR, SONRA ‘CİNAYET İÇİN ANLAŞMA’ PARASI!

Savcı, iddianamede, ‘söz konusu paranın kuvvetle muhtemel Nizamettin Afşar’ın ifadesinde geçen 2003 yılında Enver Altaylı’nın Siemens Şirketinin Genelkurmay Başkanlığından almış olduğu ihale sürecine aracılık yapmasına ilişkin olarak Siemens Şirketinden alınan para olduğunu’ söylüyor. Doğru; zaten Genelkurmay da ihaleyi doğruluyor.

Ancak aynı savcı, iddianamenin ilerleyen bölümlerinde “… söz konusu bu paranın Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi eylemi öncesi yapılan bir anlaşma parası olduğu değerlendirilmiştir.” diyor!

Savcı Zafer Ergün, muhtemelen kendisiyle çeliştiğinin farkında bile değil! İddianameyi kendisi yazmamış olabilir mi; bilemiyoruz…

İddianamede savcının söz konusu iddiasını destekleyecek tek bir somut delil bile yok. Söz konusu 30 bin doların ve Hablemitoğlu cinayetinden sonra gerçekleşen ihale sürecinin de suikastle hiç bir bağlantısı bulunamıyor. Ancak buna rağmen savcı, zan ve vehimlerle şu çıkarımda bulunuyor: “… cinayetin işlenmesi sürecinde yer alan bazı kişiler için para temin edilmesi ihtiyacının, bahsedilen ihale sürecinden alınan komisyon parası ile karşılandığı kanaati oluşmaktadır.”

Bu arada savcı, Aydın Köstem hariç kime para verildiğinin tespit edilemediğini söylüyor. Ne hikmetse sadece Aydın Köstem’e verilen para tespit edilebilmiş!

Enver Altaylı, güncel soruşturmalar kapsamında 2017 yılının Ağustos ayında tutuklandı. 78 yaşında. 5 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor. Yüksek tansiyon hastası. Daha önce defalarca mide kanaması geçirdi. Beynine pıhtı attı. Günlük ‘avlu’ imkanı ise sadece 1 saat. Televizyon da yasak!

CİNAYETİ MUSTAFA ÖZCAN AZMETTİRDİYSE, PARASINI NEDEN ENVER ALTAYLI ÖDÜYOR?

Bir başka gariplik de şu; iddianameye göre, Hablemitoğlu cinayeti, Mustafa Özcan’ın Enver Altaylı’yı, Enver Altaylı’nın da Aydın Köstem üzerinden irtibat kurduğu Levent Göktaş’ı azmettirmesi sonucunda ‘hatırı sayılır bir para karşılığında’ işlenmiş. Ancak cinayet, azmettirmekle suçlanan Mustafa Özcan değil, ‘aracı olan’ Enver Altaylı tarafından finanse edilmiş. Enver Altaylı, cinayetin parasını Siemens şirketinden Ali Serhat Ilıcak ile birlikte aldıkları paradan karşılamış. Bu paradan Aydın Köstem’e 30 bin Dolar verilmiş!

Maksat cinayeti aydınlatmak olmayınca, suçlanır…

Mustafa Özcan, TR724’e konuştu: Hablemitoğlu’yla görüşme talebim bile olmadı

KONUYLA İLGİLİ DAHA AYRINTLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYABİLİRSİNİZ

NECİP HABLEMİTOĞLU SUİKASTI İDDİANAMESİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version