Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzasıyla Resmi Gazete‘de yayımlanan karara göre Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş sendikalarının Kocaeli’ndeki grev kararları ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelendi.
Bekaert İzmit Çelik Kord Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait Kocaeli’nin İzmit ilçesindeki işyerinde Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından alınan grev kararı ile Bekaert Kartepe Çelik Kord Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki işyerinde Özçelik-İş Sendikası tarafından alınan grev kararı, ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ görüldü.
ÇOK DEFA GREVİMİZ YASAKLANDI, AYNI NETLİKLE YANIT VERDİK
Yaklaşık bin işçinin grevde olduğu iki fabrikaya ilişkin Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Talat Çelik, “Grev ertelemeyi tanımıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın grev erteleme yetkisi yok, aldığı karar da bizim açımızdan yok hükmünde” diye konuştu.
Çelik, iki yıl önce grev erteleme ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını ve bunun sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin grev erteleme kararını Anayasa’nın 90. Maddesine aykırı olduğuna hükmettiğini belirtiyor.
Çelik, sözlerine “Anayasa Mahkemesi, grev erteleme kararı alan iktidarı 52 bin TL sendikaya tazminat ödemeye mahkûm etti. Bir çete ülkeyi ele geçirmiş, yönetiyor, kanun, yasa yok. Bu açıkça Anayasaya aykırı ama biz onlara rağmen anayasayı uygulatacağız. En ufak kaygı yok, herkes net, bugün de diğer günlerde olduğu gibi, saat 13:00’de grevi başlatıyoruz. Çok defa grevimiz yasaklandı, her seferinde aynı cevabı verdik” şeklinde devam etti.
Grev erteleme gerekçesine de değinen Çelik şöyle konuştu: “Grevimiz ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ bulunmuş. ‘Şahsım’ yazdı, oldu… Gerekçenin saçmalığında bir beis yok yani!”
GREV ERTELEME DEĞİL, GREV YASAKLAMA
Birleşik Metal İşçileri Sendikası 2 No’lu Şube Sekreteri Engin Kulu, öncelikle kararın pratikteki karşılığının “Grev erteleme değil, grev yasaklama kararı” olduğunun altını çiziyor.
Kulu, son seneler içinde 11’e yakın grev erteleme kararı aldıklarını belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“Metal grev yasaklandığında Bakanların birkaçı yurt dışındaydı ama grev yasağı gece, bakanların imzasıyla çıkartıldı. Evraklar daha önceden imzalanmış, bekletilmiş, greve çıkılacağı zaman yasak getirildi. İşçilerin tek mücadele alanı toplu sözleşme süreçleri. İşçi, toplu iş sözleşmelerini hakkını aramayacaksa o zaman sendikaların ne anlamı var?”
GREV DALGASININ YAYILACAĞINDAN KORKUYORLAR
Tek Gıda İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, “Şu ana kadar almış olduğumuz grev kararlarında bu şekilde bir durumla karşılaşmadık” diyor. Grev ertelemelerinin daha çok metal sektöründeki eylemlerde olduğuna dikkat çekerek nedenini şöyle açıklıyor:
“Metal sektöründeki eylemler çok daha örgütlü bir güç. Bu da hükümeti korkutuyor. İşçileri, işinden olmakla korkutuyorlar. Emekçi kesim gitgide yoksullaşıyor, açlıkla mücadele noktasına gelindi. Siyaset tamamen işverenlerin, patronların tarafında olduğu için bu kararlar da siyaset eliyle alınıyor. Bunu emekçi kesimin de görmesi gerekiyor. Şunu da eklemek isterim: Grev, milli güvenliği bozacaksa zaten bu ülke bitmiş demektir.”
Karlıkaya, 20 yıldır sendika mücadelesi içinde olduğunu belirterek, bu tür kararların son senelerde çok daha arttığına vurgu yaparak şunları söyledi:
“Hükümet, bir yerde başlayacak grev dalgasının diğer fabrikalara sıçrayacağı korkusunu taşıyor. 2015’te Bursa’da başlayan metal işçilerinin ‘Metal fırtına’ olarak tarihe geçirdikleri işçi isyanı da bir yerde başlamış, bütün Türkiye’ye yayılmıştı. Akıllarda o korku var.”
GREV ERTELEMENİN TARİHÇESİ
Türkiye’de grev hakkı yasal olarak 1963 yılında tanındı. 1921 ve 1924 anayasalarında grev hakkına yer verilmemesine karşın 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrasında cunta tarafından hazırlanan Anayasa, grev hakkına yer veren ilk Anayasa olma özelliğini taşıyor.
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında ise grev kararı almayı zorlaştıran ve grev erteleme uygulamalarının kapsamını genişleten düzenlemeler yapıldı. Sermaye ağlarının istekleri doğrultusunda 1982 Anayasası ile grev erteleme yasal hale getirildi. 1982 Anayasasında yer alan grev erteleme/yasaklama düzenlemesi sonraki yıllarda yapılan hiçbir anayasa değişikliğinde kaldırılmadı. Keza 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliklerinde de grev yasakları korundu.
DANIŞTAY KARARLARINA GÖRE HUKUKİ DEĞİL
Hasan Ejder Temiz ve Ömer Ünal’ın, “Türkiye’de Grev Hakkı ve Grev Ertelemeleri” adlı makalesinde yer alan bilgilere göre 1983-2012 yılları arasından gerçekleşen grev erteleme kararlarına yönelik iptal davaları incelendiğinde, işçi sendikası veya işçi sendikasının bağlı olduğu konfederasyonlar tarafından Danıştay’a açılan yürütmeyi durdurma ve iptal davaları kabul görmüş ve Danıştay tarafından yürütme durdurma kararı birçok kez uygulanmıştır. Danıştay’ın grev ertelemelerine yönelik verdiği yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının gerekçeleri incelendiğinde ise; iktidar tarafından talep edilen grev ertelemelerinin “milli güvenliği ve/veya genel sağlığı bozucu” niteliğinin veya başka bir ülkede yaşanan savaşın gerekçe gösterilmesinin hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmış ve grev erteleme kararlarını bozulmuştur.
Bunun dışında grev ertelemelerine gerekçe olarak gösterilen, “milli güvenlik ve genel sağlık (büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetleri ve bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu)” kavramlarının muğlâk anlamlar taşıması işçiler açısından da “grevleri yasaklamaya yönelik bahaneler” olarak görülüyor.
TESADÜFÜN BÖYLESİ: ÜÇ BÜYÜK SERMAYE GRUBU OLAN KOÇ, SABANCI, İŞ BANKASI’NDA GREV YASAK
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi olan Aziz Çelik, BirGün Gazetesin’de “Grev yasaklarına bir yenisi eklendi: Bu ülkede grev hakkı yok!” başlıklı yazısında üç büyük sermaye grubuna neredeyse hiçbir grev izni verilmediğine dikkat çekmişti:
“AKP döneminde grevi ertelenen/yasaklanan 194 bin işçinin 190 bini üç büyük sermaye grubuna ait Koç grubu (MESS), Sabancı grubu ve İş Bankası/Şişecam grubu. Bu üç büyük sermaye grubunda neredeyse hiçbir greve izin verilmedi. Üç büyükler adeta özel olarak korundu ve kollandı. Anayasayı ihlal pahasına bu üç sermaye grubunda işçilerin grevleri yasaklandı. Bu işyerlerinden örgütlü dört sendikanın grevleri sistematik olarak engellendi. Türk-İş üyesi Petrol-İş ve Kristal-İş ile DİSK üyesi Birleşik Metal-İş ve Lastik-İş sendikalarının grevleri birkaç kez ertelendi.”
Çelik, yine aynı yazıda Resmî Gazete’de yer alan “erteleme” ifadesinin aldatıcı olduğunu değinerek şöyle açıklıyor:
“CB kararını okuduğunuzda 60 günlük sürenin sonunda greve devam etme imkânı olduğu gibi bir zanna kapılıyorsunuz. Oysa bu mümkün değil. 60 günlük süre içinde taraflar arasında anlaşma olmazsa devreye işveren ve hükmet temsilcilerin çoğunlukta olduğu Yüksek Hakem Kurulu giriyor. Dolayısıyla ‘erteleme’ ifadesi aldatmacadır ve aslında grev fiilen yasaklanmıştır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***