Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ensar, Elmalı, Fıkır-Der: Türkiye’de gündem olan istismar davalarında yargı süreci ne durumda?


Birgün yazarı gazeteci Timur Soykan, 3 Aralık 2022’deki yazısında , İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 2002 yılında 6 yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’ ortaya çıkardı. 

H.K.G’nin şikayetiyle yıllarca süren çocuk istismarı ortaya çıkarken Soykan 7 Aralık’taki yazısında da fotoğraflarla istismarı bir kez daha kanıtlandı. Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki çocuğun istismarı özellikle sosyal medyada infial yaratırken birçok siyasi parti konuya ilişkin açıklama yapmış, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davaya müdahil olduğunu duyurmuştu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da “Çocuk istismarı, çocuğa yönelik istismar vakaları siyasetin konusu değildir. Bunlar son derece insani ve her zeminde, her toplumda karşılaşılabilecek meseleler” açıklamasında bulundu.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da 6 çocuğunun cinsel istismarına yönelik iddialarla ilgili 2012’de kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veren Cumhuriyet Savcısı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) inceleme izni verdi. Savcı hakkında inceleme başlatıldı. Öte yandan İstanbul’daki ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin 6 yaşında ‘imam nikâhı’ ile ‘evlendirilmesi’ ve cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. Yusuf Ziya Gümüşel, Fatma Gümüşel ve Kadir İstekli, 22 Mayıs 2023’te hakim karşısına çıkacak.

Ayrıca AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin konuya ilişki araştırma komisyonu kurulacağını duyurdu.

Hiranur Vakfı’na ilişkin yargı süreci devam ederken Türkiye’de son 7 yılda infial yaratmış çocuk istismarı davaları sırasıyla şöyle:

Ensar Vakfı davası: Faile 508 yıl hapis

Karaman’da Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği’ne (KAİMDER) bağlı evlerde kalan 9-10 yaşlarındaki çocukların 2012 – 2015 yılları arasında istismara maruz kaldığı ortaya çıktı.

Birgün gazetesinde 12 Mart’ta “Karaman’da 45 erkek öğrenciye tecavüz!” başlığıyla yayımlanan haberle istismar Türkiye gündemine oturdu. Evlerde kalan çocuklardan birinin okula gitmek istemesi üzerine ablasının çocuğu psikiyatriste götürmesi, çocuğun kendisine hayvan pornoları izletildiğini söylemesi ve psikiyatristin savcıyı araması üzerine soruşturma açıldı. Ve fail 54 yaşındaki sanık Muharrem Büyüktürk tutuklandı.

45 çocuktan 10’u Karaman Devlet Hastanesi’nden tecavüz raporu aldı. Çocuklar ifadelerinde Muharrem Büyüktürk’ün kendilerini dövdüğünü, tehdit ettiğini, korktukları için direnemediklerini ve utandıkları için yaşadıklarını kimseye anlatamadıklarını söyledi. Muharrem Büyüktürk ise suçunu kabul etti.

Nisan 2016’da Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık Muharrem Büyüktürk için “çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, “hürriyeti tahdit”, “kasten yaralama” ve “müstehcen görüntüleri izletme” suçlarından her öğrenci için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 508 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Öte yandan dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, istismarın ortaya çıkmasının ardından “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz” açıklamasında bulunmuştu.

14 yaşındaki engelli çocuğa yönelik istismar: Davada tutuklu kalmadı

Türkiye’nin gündemine oturan bir diğer çocuk istismarı davası ise Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kayıtlara geçti. Kulp’ta yaşayan 14 yaşındaki zihinsel engelli F.B’nin 2014 ve 2015 yılları arasında 653 kez cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.

Diyarbakır Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden ifadesi alınan F.B., bir şüphelinin yaklaşık 200 kez, bir şüphelinin ise ölüm tehdidiyle 100 kez kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. Çocuğun ifadeleri üzerine 92 isim tespit edildi. İsmi geçen kişilerin, taksici, okul temizlik görevlisi, kuyumcu, belediye görevlisi, lokantacı, kamu görevlisi, itfaiyeci, kıraathaneci, kasap, elektrikçi, aşçı, kuaför ve kırtasiyeci oldukları belirlendi. 

Kimliği tespit edilen 22 şüpheli, 2016 ve 2017 yıllarında tutuklandı. Tutuklanan şüpheliler ifadelerinde mağdura zorla veya rızası ile cinsel istismarda bulunmadıklarını söyledi. Çocuğun iç beden muayenesinde ise mağdurun hem fiili livataya maruz kaldığı hem kızlık zarının yırtıldığı belirlendi.

Soruşturma sonucunda, mağduru telefonla aradıkları tespit edilen 10 kişi hakkında 25 Ekim 2016, 11 kişi hakkında 26 Nisan 2017 ve 1 kişi hakkında ise 22 Eylül 2017 tarihinde, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘Cinsel amaçla kişiyi alıkoyma’ suçlarından dokuzar yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle üç ayrı iddianame hazırlandı. 

İlk iddianamenin kabulünün ardından 10 tutuklu sanığın yargılanmasına 17 Ocak 2017 tarihinde Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. 11 sanık hakkındaki 2’nci iddianame de daha sonra aynı dava ile birleştirildi. Mahkeme, 28 Mart 2017’deki duruşmada 11 sanığın, 21 Eylül 2017 günkü duruşmada ise diğer 10 sanığın serbest bırakılmasına karar verdi. Tek tutuklu N.Y. de 22 Kasım 2017 tarihinde 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tahliye edildi. Hiç tutuklunun kalmadığı dava 6 yıldır devam ediyor.

FIKIH-DER davası: Üç suçluya ceza yağdı

İstanbul Ümraniye’deki Fıkıh Araştırmaları Derneği’ne (FIKIH-DER) ait yatılı kursta kalan 6 çocuğun, Eylül 2019’da suç duyurusunda bulunmasıyla bir istismar daha Türkiye gündemine oturdu. Mağdur çocukların şikayetinin ardından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada 3 sanık tutuklandı.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 sanık hakkında “çocuğun cinsel istismarı” ile “eziyet” suçlarından açılan dava Ocak 2020’de sonuçlandı. Davada yargılanan dernek başkanı Ömer Işıktekin 73 yıl, Hacı Serkan Bektaş 38 yıl, Tarık Bektaş da 25 yıl hapis cezası aldı.

73 yıl hapis cezası olan Dernek başkanı Ömer Işıktekin’in, yaptığı sohbetlerden birine ilişkin yayımlanan videoda şunları söylediği ortaya çıkmıştı: “Yanlış yapılmış olabilir, kin besleme. Müslümanın Müslüman’da hakkı vardır, görmemezlikten gel, duymazlıktan gel. Zaten bir insanı her şeyi görüp duyarsa mutlu olmaz. Görmeyeceksin, duymayacaksın, bilmeyeceksin…”

Elmalı davası: Sanıklar beraat etti

Türkiye’nin gündemine oturan bir diğer dava ise Elmalı davası. 2020 yılında Balıkesir’da G.S isimli kadın 7 ve 10 yaşındaki iki torununun cinsel istismara maruz kaldığı iddiasıyla savcılığa başvurdu.

Babaanne, Antalya’nın Finike ilçesinde yaşayan çocuklarının annesi M.A ve kocası R.A’nın çocukları istismar ettiğini iddia etmişti. Soruşturma başlatan savcılık, babaannelerinin yanında olan ana sınıfı öğrencisi G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.’nin, Çocuk İzlem Merkezi’nde ifadesine başvurdu.

G.E.G. İfadesinde, annesi ve üvey babası ile birlikte isimleri F., A. ve M. olan kişilerin kendisine istismarda bulunduğunu anlattı. G.E.G. Merve A., üvey babası Rahmi A. ve dayısı S.’den şikayetçi olduğunu söyledi. .E.G. de maruz kaldıkları cinsel istismarı ve fiziksel şiddeti doğruladı. Çocuklar, başlarına gelenleri deftere yaptıkları çizimlerle de anlatmaya çalıştı. Bu resimler de soruşturma dosyasına girerken sosyal medyada da paylaşılmış ve günlerce tartışılmıştı. İktidardan siyasetçilere, sanatçılardan futbol kulüplerine kadar birçok kurum Elmalı davasına ilişkin sosyal medyada açıklama yapmıştı.

Yürütülen soruşturma kapsamında delillerin tam olarak toplanmamış olması, delillerin karartılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle 16 Ekim 2020 tarihinde sanıklar M.A ile üvey baba R.A. tutuklandı. Ancak 5 Ocak 2021’deki ikinci duruşmada yargılama sürecinde delillerin toplanmış olduğu ve alınan beyanlarda çelişkiler olduğu gerekçesiyle sanıkların adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmalarına hükmedildi.

Karara, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ve davaya müdahil olan avukatlar itiraz etmişti. Dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, tahliye kararının ardından “Süreci yakından ve dikkatle takip ediyor, sürecin hassasiyetine uygun her türlü tedbiri alıyoruz. HSK da konu hakkında inceleme başlattı” açıklamasında bulunmuştu. Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıkların tutuksuz yargılanmasına itiraz ettiklerini ancak itirazın Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini duyurmuştu.

15 Kasım 2021’de görülen son duruşmada ise anne M. A. ve üvey baba R. A. ile çocukların 15 yaşındaki dayısı S.C.G., “cinsel istismar” ve “eziyet” suçlarından yargılandıkları davada beraat etti.

MHP Diyarbakır İl Başkanı’nı istismar davasından beraat

Son olarak görevden alınan MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp’in istismardan beraat alması Türkiye gündeminde yer alan bir diğer çocuk istismarı davası. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın, bir gün önce kapatıldığını açıkladığı MHP Diyarbakır İl Teşkilatı’nın Başkanı Cihan Kayaalp, 17 yaşındaki E’ye defalarca cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla 17 Haziran’da tutuklanmıştı.

Kayaalp ile ilgili soruşturma 36 günde tamamlandı. Diyarbakır 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Kayaalp’in “zincirleme şekilde cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “zincirleme şeklinde çocuğun cinsel istismarı ve cinsel taciz” suçlarından üst sınırdan 49 yıl 9 ay kadar hapsi istendi. 

Ekim ayında hakim karşısına ilk kez çıkan Kayaalp hakkındaki tüm iddiaları reddedip, geçirdiği ameliyat nedeniyle ‘cinsel iktidarsız’ olduğunu ancak raporunun bulunmadığını savunmuştu. Kayaalp Kasım ayında görülen ikinci duruşmada ‘yeterli delil olmadığı’ gerekçesiyle beraat kararıyla birlikte tahliye edilmişti. Geçtiğimiz hafta Kayaalp’in beraatına ilişkin yayımlanan gerekçeli kararda ise “İstismar olsa bile çocuğun rızası var” denildi. Kararda ayrıca çocuğun Kayaalp ile birlikte cinsel eylem sırasında ‘güldüğü’ belirtilerek şöyle dendi:

“Rızasına aykırı olarak kendisine cinsel istismara konu eylemler gerçekleştirilen kişinin eylemin gerçekleştiği sırada eylemde bulunan kişiye birlikte kahkaha atması, razı olmaması halinde herhangi bir kötülüğe maruz kalacağı yönünde delil ve emare bulunmaması ve bu yönde bir kaygısı da olmamasına rağmen eylemi gerçekleştirene rızası varmış gibi kendisini göstermesi ve eylemler sırasında beğenilme isteğini açıkça ortaya koyar sözler sarfetmesinin olağan yaşam koşulları altında rızasına aykırı şekilde cinsel eylemlere maruz kalan bir mağdurdan beklenilebilecek bir davranış şekli olmadığı, bu haliyle sanığa isnat edilen ve mağdura karşı gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin kabulünde dahi somut olayda sanık tarafından cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak eylemde bulunulduğuna, bu suretle sanığın üzerine atılı suçların kanuni unsurlarının oluştuğuna ve atılı suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesine yeter nitelik ve derecede her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı yönünde hukuki ve vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”

6 yaşındaki torununu istismar eden ‘dede’ye beraat

Bir diğer dava ise İzmir’den. Nisan 2018’de İzmir Torbalı’da 72 yaşındaki Mehmet Ali B.’nin 6 yaşındaki torununa aylardır cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Durumu fark eden aile nisan ayı başında Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, 5 Nisan’da Mehmet Ali B. gözaltına alınarak Buca Cezaevi’ne gönderilmişti. 23 Mayıs’ta İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada mahkeme ev hapsi talebini reddetmiş, tutukluluğun devamına karar vermişti.

Haziran 2018’de görülen 3. duruşmada ise 72 yaşındaki Mehmet Ali B.’nin atılı suçun sabit olmadığı gerekçesi “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesine de atıfta bulunarak sanığın beraatine karar vermişti.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version