Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ekrem İmamoğlu: Erdoğan’ın kâbusuyum

Ekrem İmamoğlu: Erdoğan’ın kâbusuyum


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hapis ve siyasi yasak, Cumhurbaşkanlığı seçimi, Altılı Masa ve Selahattin Demirtaş’ın açıklamasıyla ilgili konuştu.

Kendisini hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da yanıt veren İmamoğlu, “Bu saatten sonra onun kâbusuyum” dedi. ‘Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor’ diyen İmamoğlu, “Bu saatten sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler” ifadelerini kullandı.

Kendisi hakkında verilen kararı demokrasiye bir müdahale olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Hukuksuz biçimde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri kötü durumda” vurgusu yaptı.

‘KUMPAS, TUZAK, ŞANTAJ HEPSİ VAR’

Cumhuriyet’te İklim Öngel’in soruları yanıtlayan İmamoğlu, Erdoğan ve Bahçeli’nin Saraçhane mitingi hakkındaki söylemleri hakkında şunu ifade etti:

“Şantaj, kumpas, tuzak denilen şeyler mahkeme sürecinin içinde dolu dolu var. Atanan hâkimin adil davranma gayreti üzerine sürülmesi, yeni heyetin getirilmesi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanının siyasi bir yol haritası çizmesi, bir bakanın “Şöyle alırım, böyle almam” demesine kadar içinde kumpas, tuzak, şantaj hepsi var. Böyle sıfatlar masanın gündeminde yalnızca “bunları bertaraf etme düşüncesi” olarak var.

‘BÖYLE SATAŞMALARA DEVAM EDECEKLER’

Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na kendisiyle ilgili ‘başka ebeveynler arıyor’ ifadesini değerlendiren İmamoğlu şunları söyledi:

“Herkesin ebeveyni belli. Bunu da hakaret kabul edebilirim ama gündemime dahi almıyorum. Genel başkanımızın baba oğul ilişkisi ifadelerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş ilişkisine takılabilir. Çünkü muhalefetteki bu dayanışma, iş birliği en zor anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. Böyle sataşmalara devam edecekler.”

‘ERDOĞAN ŞİMDİ VAHLANIYORDUR’

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in grup toplantıları eleştirileri boşa çıkardığını belirten İmamoğlu, “Erdoğan, “Ben burayı neden karıştıramadım” şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam amacıma vardım derken biri, “Baba, oğul” dedi. Biri, “abla kardeş” ilişkisini ortaya koydu. Erdoğan şimdi vahlanıyordur.”

‘SAHAYI MERTLİKLE DİZAYN ETSİNLER’

Kendisine verilen ceza ile ilgili konuşan İmamoğlu şunları kaydetti:

“Mülk edinme duygusuna sahip iktidar mensupları var. Benzerini ülke için yaşatıyorlar. İstanbul için “Kazansanız da vermeyiz” duygusunu yaşattılar. Ne oldu millet farkı 806 bin oya çıkarttı. Bunu mülk edindiklerini düşündükleri için kabul edemiyorlar.

Gelinen noktada “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen anlayış bu korkuyu kapısında hissediyor. Bu korku yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj duygularıyla bertaraf etmeye çalışıyor.

Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler.”

‘KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER, GÖSTERİLEN UYUMLU BAKIŞ ONLARI İYİCE ALABORA ETTİ’

Seçim sırasında her şeyin yasabileceğini söyleyen İmamoğlu şunlara vurgu yaptı:

“Ben değil, YSK başkanı söylüyor. “Mertçe mücadele edeceğiz” deniyorsa, istinaf bunu bozsun. Namertlik düşünceleri için de tedbir aldık, bunu da bilsin. Nasıl İstanbul seçimlerinde tedbir aldıysak Türkiye seçiminde de daha güçlü bir anlayışla tedbirimizi alacağız.

Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan Altılı Masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları iyice alabora etti. Her akşam beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kabusa döndü.”

‘KAFAMDA CANLANDIRDIĞIM BİR METİN HAZIRLIĞIM VARDI’

CHP grup toplantısına Kılıçdaroğlu daveti üzerine gittiğini söylen İmamoğlu, “Dava süreciyle ilgili sohbet ettik. En son Meclis’teki makamına 2013’te Beylikdüzü aday adayı iken “Ön seçim istiyoruz” talebimi iletmeye gitmiştim” dedi.

İmamoğlu kürsiye çıkma ile ilgili hiç konuşmadıklarını söyleyerek şunlara değindi:

“Şu vardı tabii aklımda. Olur da çağırır, yanına davet eder. Bana da bir şeyler söylemek düşer. Elbette kafamda hazırladığım bir şey vardı. Hem daveti için teşekkür etmek, hem TBMM kürsüsünde olmanın verdiği gurur. Dava sonrası başta genel başkanımızın ve diğer parti liderlerine teşekkür ederdim. Her şeyin çok güzel olacağı bir yıla giriyoruz deyip birliktelik mesajı vermeyi kafamda canlandırdığım bir metin hazırlığım vardı. Ama öyle bir beklentim yoktu.

‘DEMİRTAŞ İÇERİDE ŞU AN’

Demokrasiye yapılan her müdahale Türkiye’nin önünü tıkayacağını belirten İmamoğlu, “Bunu başarısız kılmamız gerek. Öyle yaparsak Türkiye’nin önü açılır. Hukuksuz biçimde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri kötü durumda” diye konuştu.

‘ADAYIM KILIÇDAROĞLU’

Her CHP’linin doğal adayı kendi genel başkanı olduğunu söylen İmamoğlu, “Benim de genel başkanım var. Kemal Kılıçdaroğlu. Özü budur. Mesele şu; gösterilen iş birliği ve birliktelik. O zaman her şeyin çok güzel gideceğini hissediyorum” ifadelerini kullandı.

‘HUKUKSUZLUĞA KARŞI MÜCADELEDE HİÇ KİMSEDEN KORKUMUZ YOK’

Sözcü’ye de konuşan İmamoğlu, Gezi tutukluları ve Selahattin Demirtaş’la ilgili değerlendirme yaparken şunları söyled:

“Ben adaletsizliği sadece yaşadıkları üzerinden yorumlayan birisi değilim. Diyarbakır’da kayyum atandığında koşup oraya gidip geçmiş olsun diyen bir insanım. Kendisine yapıldığında ciyak ciyak bağıran biri değilim.

HDP’li belediyelere geçmiş olsun ziyareti yapmış, bunun karşısında olduğumuzu, ‘halkın verdiği kararın bir tane hukukla, adaletle ilişkisi olmayan bir bakanın iki dudağı arasından ya da bir imzasından görevden almasına şiddetle karşıyım’ diyen de bir belediye başkanıyım. Hukuksuzluğa karşı mücadelede hiç kimseden korkumuz yok. Milletimiz de korkmaz.

‘DEMİRTAŞ’IN AİLESİ İÇİN DE ÜZÜLEN BİRİSİYİM’

Hala hukuksuz yere içeride yatan bir sürü insan var. Benim çalışma arkadaşım Tayfun Kahraman var. Onunla beraber yatan diğer arkadaşlarımız var. Bunlar için de mücadele eden birisiyim. İçeride yatıp ayrı kalan ve üzüntülerini yaşayan Demirtaş’ın ailesi için de üzülen birisiyim. Gazeteci arkadaşlarım yattığında da onların da üzüntüsünü paylaşan birisiyim. Toplumun hukuksuzlukla mücadelesi noktasında hiçbir kişiye ayrım yapmaksızın aynı duyguyla bakıyorum. Aynı şeyi Ergenekon, Balyoz’da yaşadık. İnsanların hayatları heba oluyor.”(HABER MERKEZİ)

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version