Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Başörtüsü teklifi ayrımcılıklara sebebiyet verebilir’

'Başörtüsü teklifi ayrımcılıklara sebebiyet verebilir'


Yağmur KAYA


– AKP’nin “başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” gerekçesiyle hazırladığı anayasa değişikliği önerisi, ittifak ortakları MHP ve tek milletvekili bulunan BBP ile birlikte 336 milletvekilinin imzasıyla 9 Aralık tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Başörtüsü düzenlemesini de içeren anayasa değişikliği teklifini SPoD Siyasal Katılım Ekip Sorumlusu Marsel Tuğkan Gündoğdu, gazeteci-yazar Emine Uçak Erdoğan, AKP’nin eski genel başkan yardımcısı, siyaset bilimci ve insan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal, avukat Selin Nakıpoğlu ve Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) üyesi avukat Yelda Koçak ile konuştuk.

Emine Uçak Erdoğan, ‘başörtüsü sorunu yok’ diyen iktidarın karşı atakla konuyu anayasa tartışmasına götürmesinin seçim sürecinde kendi açısından avantajlı olan kutuplaşma amacı taşıyabileceğine dikkat çekti. “Aile üzerinden getirilen düzenleme de; temel motivasyonu kadınlara alan açan yasaların ortadan kaldırılması, ataerkil düzenin yeniden tesisi olan lobi gruplarına seçim hareketliliğini de kapsayan bir teşvik mahiyetinde” diyen Erdoğan’ın teklifle ilgili değerlendirmeleri şöyle:

‘KUTUPLAŞTIRMAYI GÜNDEMLEŞTİRME ÇABASI’

“Anayasaların kapsayıcı, çoğulcu ve toplumu ortaklaştıran metinler olduğunu düşünürsek; iktidarın son dönemde sıklıkla dile getirdiği sivil anayasa çıkışı gibi değerlendiriyorum. Kapsayıcı olmayan, vatandaşları arasında dönem dönem makbullükler oluşturan bir iktidarın özgürlükçü, kapsayıcı bir anayasa oluşturacağını düşünmüyorum. Bu düzenlemeyi de aynı şekilde değerlendiriyorum. Muhalefet başörtüsüyle ilgili tutumunu daha olumluya çevirdiğinde ya da yasal düzenlemelerle teminat altına almayı gündeme getirdiğinde ‘başörtüyle ilgili bir soru yok’ diyen iktidarın ardından karşı atakla konuyu anayasa tartışmasına götürmesi; seçim sürecinde kendi açısından avantajlı olan kutuplaşmayı gündemleştirme çabası muhtemelen.”

‘FARKLI AYRIMCILIKLARA SEBEBİYET VEREBİLECEĞİNİ ÖNGÖRMEK MÜMKÜN’

“Aile üzerinden getirilen düzenleme de; temel motivasyonu kadınlara alan açan yasaların ortadan kaldırılması, ataerkil düzenin yeniden tesisi olan lobi gruplarına seçim hareketliliğini de kapsayan bir teşvik mahiyetinde. Teknik ayrıntılarını uzmanlar daha iyi değerlendirecektir ama ilk bakışta bile metnin sorunlu olduğu farklı ayrımcılıklara sebebiyet verebileceğini öngörmek mümkün. Başı açık kadınlar üzerinden yorumlanıyor ancak başörtüsünü bizzat dini inanç üzerinden tanımlamak da sorun olabilir çünkü başörtüsünü geleneksel olarak da kullanan kadınlar var. Yani konuyu inanç özgürlüğünden bağımsız kadınların ayrımcılığa uğramama, eşitlik, hak ve özgürlükleri kapsamında ele almak lazım.

‘YASAL DÜZENLEMELERİN İHTİYAÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’

“Kadınların kıyafetlerinden öte yukarıda da belirttiğim gibi özgürlük ve ayrımcılığa uğramamak açısından değerlendirmek gerekiyor bu konuyu. Bu ülkede anayasadaki temel hak ve özgürlükleri içeren maddelere rağmen başörtülü kadınlar yıllarca eğitim, çalışma haklarından mahrum edildiler. Ve çoğu kadın için bunun tekrar yanabileceğiyle ilgili travmalar var. Farklılıklarına rağmen toplum olabilen, siyasetin yaşam tarzlarını rövanşist tutumlarla vatandaşları karşı karşıya getirerek tartışmaya açmadığı, keyfiyetle özgürlüklerin kolaylıkla sınırlanmadığı ülkelerde güvence için yasal düzenlemelere ihtiyaç yoktur. Ama bunun tam tersi olan bir ülkede yaşadığımız için yasal düzenlemelerin ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ki geçmiş dönemlerde yasaklar için yasal düzenleme ihtiyacı hissedilmeden keyfiyetle uygulandı ve yine bu şekilde ortadan kalktı. Devletin keyfiyete alan açmayacak şekilde düzenlemeler yapması ve bunun siyasi eğilimlere göre dönemsel olarak değişmemesi gerekiyor. Ancak şu an iktidarın el yükseltmek için getirdiği anayasa teklifi ve buna eklediği aile maddesinin özgürlükçü ve eşit bir bakış açısını içerdiğini söylemek zor.”

‘RİSK, MACARİSTAN’DA OLDUĞU GİBİ REFERANDUM GÜNDEMİ OLUŞTURMASI’

Bu teklifle ilgili risk, iktidarın tıpkı Macaristan’da olduğu gibi seçimlerin yanı sıra bir referandum gündemi oluşturması… Diğer seçim dönemlerinden de biliyoruz kutuplaşma, yaşam tarzı kavgaları iktidar etrafında kenetlenmeyle sonuçlanıyor. Burada karşı çıkılanın başörtüsüyle ilgili teminatların olmadığının sarih bir şekilde ortaya konulması gerekiyor.”

TEKLİFTE NELER VAR?

Teklifte, Anayasa’nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. maddesi ve aile ve çocuğun korunmasına ilişkin 41. maddesinde değişiklik yapması öngörülüyor. Teklifte, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24’üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir” deniliyor:

“Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz. Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir.”

Teklifte Anayasa’nın 41’inci maddesinin ise madde başlığında ve birinci fıkrasında değişiklik yapılıyor. Bu değişikliğin gerekçesi şu şekilde açıklanıyor:

“Maddeyle yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır.”

Buna göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41’inci maddesinin kenar başlığı “I. Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları” şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan “temelidir ve” ibaresi “temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve” şeklinde değiştiriliyor.

AKP’NİN TEKLİFİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ekim’de başörtüsünü gündeme getirerek, “Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız” demişti.

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasının ardından CHP’li vekiller üç maddelik bir kanun teklifi vermişti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise kısa süre sonra “Başörtüsüne yasal güvence” açıklamasını yapmış, Kılıçdaroğlu’na düzenlemeyi anayasal düzeye taşımaya çağırmıştı.

Erdoğan, CHP liderinin bahsettiği tarzda bir sorunun bulunmadığını savunarak, muhalefete, “Gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım” diye seslenmişti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’ndan “Eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa her türlü desteği vermeye hazırız” yanıtı gelmişti. Erdoğan, sonrasında düzenlemeye aile tanımını ve LGBTİ+ bireyleri de ekleyeceklerini söylemişti.

Erdoğan’a Kılıçdaroğlu’ndan “Çakma Orban” yanıtı gelmişti.

Son olarak AKP’nin “Başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” gerekçesiyle hazırladığı anayasa değişikliği önerisi, 9 Aralık tarihinde ittifak ortakları ile birlikte 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise 24 Aralık tarihinde yaptığı açıklamada, 10 Aralık tarihinde Meclis Başkanlığına sunulan başörtüsü anayasa değişikliği teklifine ilişkin, “Çok net söylüyoruz; değişiklik 400 ve üzeri bir oyla kabul edildiği zaman halk oylamasına gitmeyeceğiz” demişti.

Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version