Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ali Babacan: İmamoğlu’na, Kaftancıoğlu’na, Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum

Ali Babacan: İmamoğlu'na, Kaftancıoğlu'na, Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum


– Altılı Masa liderleri, Ekrem İmamoğlu’na verilen cezanın ardından İstanbul Saraçhane’de düzenlenen mitingde konuşuyor.

Ekrem İmamoğlu ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra sahneye ilk olarak DEVA Partisi Lideri Ali babacan çıktı.

‘KAYYUMLARLA RÖVANŞI REDDEDİYORUM’

Babacan, “Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum” diye konuştu.

‘SAYILI GÜN ÇABUK GEÇER’

Babacan sözlerine şöyle devam etti:

“Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun tüm Türkiye duysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz ya? Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer.

‘NEDİR BU ÇEKTİĞİMİZ YA?’

İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun tüm Türkiye duysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz ya? Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer.

‘NAZIM HİKMETLERE, AHMET KAYALARA ZULMEDENLER TARİHE GÖMÜLDÜ’

İşte biz bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz. Bu millet 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da silahla, topla, tüfekle demokrasiye kastedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet Nazım Hikmetlere Ahmet Kayalara Necip Fazıllara Halide Ediplere zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. Kendi iradesini görmezden gelenlere de sandıkta gerekli cevabı verecektir.

‘TÜRK-KÜRT, ALEVİ-SÜNNİ FARK ETMEZ’

Biz herkes için adalet, özgürlük demek için buradayız. Türk Kürt hiç fark etmez, Alevi Sünni fark etmez. Yıllar sonra kendi iddiasını mücadelesini unutan ve aynı zorlukları başkalarına yaşatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun özü devlet gücünü kullanan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır.

‘MUTLAK GÜÇ MUTLAKA YOZLAŞTIRIR’

‘Son defa adayım’ diyordu ya. Partiyi bırakmam diyor. Yetmiyor. Üç dönemi doldu doldu. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz o zaman güç zehirlenmesi olur. Mutlak güç mutlaka yozlaştırır. Tek imzayla yöneten şu anda artık ülkeyi bataklıklara sürüklemekte. Bu ülkeyi bataklığa düşürmüş durumda. Farklı fikirlerden korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Biz özgürce konuşan cesur bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok. Biz buradayız halkın yanındayız hakkın yanındayız. Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydan. Korku mu? Umut mu? Bu meydan verecek kararı.”

UYSAL: ‘SÖZ MİLLETİN’ DİYE HAYKIRIYORUZ

Ali Babacan’dan sonra sahneye Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal sahneye çıktı ve şöyle konuştu:

“Bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Hep beraber “yeter söz milletin” diye haykırıyoruz. Milletin önüne set çekilmez. Türk demokrasisi bunu tarihidir. Bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yoktur. bu kararı alanları biliyoruz. Bakmayın adlarında Adalet yazdığına, onların adaleti batalı çok oldu. Deniz Feneri davalarında bitti.”

Uysal sözlerine şöyle devam etti:

“Siz reform yapmayın, sizden bir şey beklemiyoruz. Kötülük yapmaktan vazgeçin, FETÖ’cülerin size bıraktığı hukuksuzluğu icat etmekten vazgeçin. O nedenle aziz İstanbullular işaret fişeğini bugün buradan yaktığımız hukuk mücadelemizin demokrasi mücadelemizin eninde sonunda milletin iradesi ile tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Onların tek bir iddiası ideali ve davaları var; onlar bir kişinin ailesinin ve şurekâsının iktidarı ve mutluluğu için kavga veriyorlar. Oysa bizler bugün ne kadar haklı olduğumuz, ne kadar doğru olduğumuz ortaya çıkıyor. Altılı masa etrafında bir araya gelmiş olanlar yek vücut olanların demokrasi diye bir kavgası var. Korkusuzca yaşama hürriyeti adına bir meselesi var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye bir kavgası var. Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi kurmak gibi bir ideali mücadelesi kavgası var.

İşte bugün buradan sadece İstanbullumuz değil, çatlamış toprakların hasretini dindirmek için her biriniz her birimiz Türkiye’nin üzerine örülen kademe kademe her gün rengi koyulaşan bu örtüyü atıp kaldırmak adına bu cesareti ve iradeyi taşımalıyız.”

DAVUTOĞLU’NDAN İMAMOĞLU’NA ÖZEL SELAM

Gültekin Uysal’dan sonra sahneye Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu çıktı. Davutoğlu konuşmasının başında Ekrem İmamoğlu’nu, İstanbul’u iki kez seçilmiş belediye başkanı diyerek özel olarak selamladı.

Davutoğlu’nun konuşmasında da milli irade vurgusu vardı:

“Meselemiz sadece İmamoğlu’nun hak ettiği makamı korumak değildir; İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik değerlerini korumaktır. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz, demokratik hukuk devleti diyoruz. Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz temel hak ve özgürlükler diyoruz.”

“Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 Şubat şartlarında Sayın Erdoğan’a benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman o binadaydım. Ve tarih 15 Temmuz 2016, bu binayı savunmak için nice yiğitler Saraçhane’de şehit oldular. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de büyükşehir belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında hangi değerleri savunduysam yine aynı değerler için buradayım, burada olacağım.”

DAVUTOĞLU: KİM Kİ MİLLİ İRADEYE EL UZATIRSA GERÇEK TERÖRİST ODUR

Davutoğlu iktidar seçmenine de seslendi. Yine milli egemenlik vurgusu yaptığı konuşmasında ” Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur, gerçek vatan düşmanı odur.” dedi.

“Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Umarım seçime giderken YSK dahil hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Altılı Masa olarak arkanızda olacağız. İktidara gönül verenlere sesleniyorum; sakın ha asla tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı biliyorum. ‘Biz yeni vesayetler için emek vermedik’ desinler Erdoğan’a ve Beştepe’ye.”

“Biz iktidarı kaybedersek, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz diyorlar. Sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatında olamaz! Sakın kulak asmayın! Türkiye Cumhuriyet demokrasi ile taçlandığında herkes aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak.”

“MHP seçmenine de sesleniyorum; milli birlik, istiklalimiz kendisi gibi düşünmeyenleri terörist ilan etmekle korunmaz. Atatürk’ün liderliğinde Sivas kongresinde alınan kararla korunur; ‘ Milli hakimiyetin temeili milli iradedir.’ Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur, gerçek vatan düşmanı odur.”

‘KIYMETİN ATKISI’

Davutoğlu’ndan sonra söz sırası İYİ Parti lideri Akşener’deydi. Akşener konuşmasının başında boynundaki atkının hikayesini anlattı:

“Bugün burada büyük bir haksızlığın iadesi için toplandık. Ben öncelikle bu atkının hikâyesini paylaşmak istiyorum. Dün buradan ayrıldık ve giderken genç bir kızımız, arabamın camını çaltı ve boynundan bu atkıyı verdi, ‘Ekrem Başkanıma vereceksin, onun için dua edeceğim.’ Bu atkı, Kıymet’in, bu haksızlığı lanetleyen gencecik bir kızın atkısı”

AKŞENER: DEMOKRASİ BURADA, İRADE BURADA

İYİ Parti lideri, İmamoğlu hakkında alınan kararı sert sözlerle eleştirdi:

“Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Saraçhane’de. Ama o yüzyıl önce verilen o kararın, o ilkenin, o iradenin temsilcileri, kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada. İstanbul’dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane’deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki ‘Saray sizinse Saraçhane bizimdir.’ Zulüm sizinse, sandık bizimdir diyorsunuz. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Demokrasi burada, irade burada, Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat!”

AKŞENER: GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER

Akşener sözlerini, ‘geldikleri gibi giderler” diyerek sonlandırdı:

“Bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize terörist deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi cezalandırsalar da bu cesaret, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu Saraçhane’den görüyoruz. Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler.”

SABRİ TEKİN: MİLLİ İRADEYE MÜDAHALE EDENLER KAYBETMİŞLERDİR

Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekin de sahneye gelerek “Genel başkanımız önceden planlanmış bir sağlık sorunu sebebiyle aranızda bulunamamaktadır” dedi.

Tekin İmamoğlu kararı hakkında şu sözleri kullandı:

“Milli iradeye müdahale edenler, zaman içerisinde mutlaka ve mutlaka kaybetmişlerdir. Adaletin herkese eşit ve dengeli bir şekilde sunulması gerekmektedir”

Konuşmaların sonunda liderler hep birlikte kürsüye çıkarak halkı selamladı.(HABER MERKEZİ)

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version