Gündeme geldiğinden beri kamuoyunda ve öğretmenler arasında tartışma yaratan Öğretmenlik Kariyer Sınavı, 19 Kasım Cumartesi günü yapıldıktan sonra da tartışılmaya devam ediliyor.
SİYASİLERİN SINAV TARTIŞMASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Eylül 2022’ de yaptığı açıklamada “Bırakın artık bu boykotu moykotu, sizler eğitim-öğretim mimarı mısınız, yoksa sokaklarda çapulcu olarak dolaşanlar mısınız?” ifadelerini kullanmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “Erdoğan, öğretmenlere çapulcu mu dedin sen? Öğretmenler hemen birleşin, hemen! Bu sınava girerseniz, iflah olmazsınız. Dövüyorlar yahu sizi, geldikleri seviye bu. ‘Alın bunu’ seviyesi. Bunlar size hiçbir şey vermez. Sınava girmeyin, Bay Kemal bu sorunu çözecek. Az kaldı. Sabır” açıklamalarında bulunmuştu.
“SINAVA KARŞI ÇIKAN SENDİKANIN YÖNETİCİLERİ SINAVA GİRDİ” HABERLERİ
Eğitim İş Sendikası, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Öğretmenlik Kariyer Sınavı’na karşı çıktı. Sınava karşı açıklamalarda bulunan sendika yönetiminden eski Genel Başkan ve mevcut Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Yıldırım ve Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Oğuz Akkaş ile Kurul Üyesi Himmet Suat Sadış’ın sınava girdiğine yönelik haberler çıktı.
Bazı basın organlarında da Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay’ın sınava girdiği ileri sürüldü. Ancak Özbay, sınava girdiği iddialarını yalanladı.
“HİÇBİR ZAMAN BOYKOT ÇAĞRISI YAPMADIK”
Gerçek Gündem’e konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Eğitim-İş’in hiçbir zaman boykot çağrısı yapmadığını belirterek, sendikaya ve kendisine yönelik yapılan haberlerin ortalığı karıştırma ve insanları yönlendirme amacının olduğunu söyledi:
“Eğitim-İş hiçbir zaman boykot çağrısı yapmadı. Kimseye ‘sınava girmeyin’ demedik. Başkan olarak ben de sınava girmedim. Yanlış ve çarpık haberler yapılarak ortalık karıştırılmaya ve insanlar yönlendirilmeye çalışılıyor. Üyelerimizin yarısı sınava girdi diye haberler yapılıyor ama sadece bir MYK üyemiz sınava girdi. Kendisi de değerlendirmesini yaptı, arkadaşımız bireysel tercihte bulunmuş.”
“ÖĞRETMENLER MECBUR OLDUKLARI İÇİN BU SINAVA GİRDİ”
Öğretmenlerin tamamının bu sınava mecbur oldukları için girdiklerini söyleyen Özbay, öğretmenlerin ekonomik olarak açlığa yakın bir ücrete mahkûm edildiklerini ifade etti:
“Öğretmenlerimizin tamamı bu sınava mecbur oldukları için giriyorlar. Yoksa kimse bu sınavlara girdikten sonra uzman olacağını veya başöğretmenlik unvanının gerçekten bu amaca hizmet edeceğine inanmıyor, mecbur kaldıkları için sınavlara giriyorlar.”
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu eleştiren öğretmenleri ve sendikaları “troller” diyerek hedef almasını eleştiren Özbay, “Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu eleştirenlere ‘trollük’ demişti ama asıl şimdiki durum gerçek bir trollük. Bilinçli bir trollük var. Yandaş haberlerin çoğu boykotçu başkan diye başlıyor. Ama Eğitim-İş’in hiçbir zaman boykot kararı olmadı, sınava girmeyin diye bir çağrımız da olmadı” dedi.
“ÖĞRETMENLER AÇLIĞA YAKIN ÜCRETE MAHKÛM EDİLİYOR”
Karşı karşıya olduğu sorunlarla mücadeleye önderlik etme sorumluluğu olduğu için sınava girmesinin doğru olmayacağını düşündüğünü söyleyen Özbay, öğretmenlerin de mecbur kaldığı için bu sınava girdiklerinin bir kez daha altını çizdi:
“Bugün ekonomik olarak neredeyse açlığa yakın ücrete mahkûm edilen öğretmenlerimizin sınava girmesi yanlış bir şeymiş gibi politik bir tartışma yapmayı doğru bulmadığımı defalarca ifade ettim. Boykot demek insanlara bu sınava girmeyin demek. Bunu Kemal Kılıçdaroğlu yapmıştı ama ben böyle bir çağrı yapmadım. Ben kendim sınava girmedim çünkü karşı olduğumuz bu şeyde mücadeleye önderlik etme sorumluluğuyla sınava girmemin doğru olmayacağını düşündüm.”
“CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE YAPILMIŞ EN BÜYÜK SAYGISIZLIK”
Öğretmenlik sınavının Cumhuriyet tarihi boyunca öğretmenlik mesleğine yapılmış en büyük saygısızlık olduğunu söyleyen Özbay, sınavın içeriğiyle öğretmenlere daha da büyük bir saygısızlığın yapıldığını ifade etti:
“Sınavı yapmaları saygısızlıktı ama sınavın içeriği daha büyük bir saygısızlık. Yani dediler ki ‘Bizim aslında çok da bir şeyi ölçmek gibi bir amacımız yok. Siz madem 2 bin lira istiyorsunuz gelin bu sınava girin’ dediler. Öğretmenlik mesleğine küçük düşürücü bir hamle yaptılar.
Yaptığımız ankete göre, öğretmenlerin yüzde 99 buçuğu, yani neredeyse yüzde yüzü bu sınavın ve meslek kanunun kendilerinin sosyal haklar dediği hiçbirini iyileştirecek yapıya sahip olmadığı yönünde düşüncelerini belirtti. İnsanların ekonomik olarak mecbur bırakıldığı süreçte böyle bir sınava mecbur bırakmak en büyük fütursuzluktur.”
Özbay sözlerini şöyle sürdürdü:
“En çok üzüldüğümüz şey de iki sendikanın bugün bizim bir MYK üyemizin sınava girmesi üzerinden eleştirmeleri. ‘Bakın görüyor musunuz, girmeyin dediler ama sınava kendileri girdi’ deyip kendi üyelerinin haklarını savunmayanlar, alanda söyleyecek sözü olmayanlar, talimatla oturup kalkanlar maalesef ki bu sürecin mimarı ve suç ortağıdır.”
“AMACIMIZ TEK BİR ÖĞRETMENİN BİLE MAĞDURİYET YAŞAMAMASI”
Kanun iptal edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Özbay, sendika olarak amaçlarının tek bir öğretmenin bile mağduriyet yaşamaması yönünde olduğunu ifade etti:
“Biz Eğitim-İş olarak Anayasa Mahkemesinin sürecini takip ediyoruz. Bizim amacımız herkesin kıdem yılının esas alınarak, herhangi bir sınav yapılmadan veya farklı unvanlar kullanılmadan öğretmenlerin maaşlarında artışı sağlamak. Aynı zamanda Cumhuriyet’in kazanım ve kavramlarını da korumak. Bir gün tüm öğretmenlerin kabul edeceği bir meslek kanununu yapacağımıza ve öğretmenlerin ekonomik olarak şu anki gibi yokluğa mahkûm edilmediği bir eğitim sistemini var edeceğimize inanıyoruz.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***