Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Prof. Sassoli: Türkiye uluslararası insancıl hukuku ihlal ediyor


HABER MERKEZİ –Türkiye’nin saldırılarının uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğunu belirten Prof. Dr. Marco Sassoli, “İşgal altındaki topraklardaki halkı kabul etmek zorundasınız” dedi. 

 

Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Uluslararası Hukuk Uzmanı Profesör Marco Sassoli, değerlendirdi. Fırat Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Sassoli, Türkiye’nin sınır ötesine yönelik saldırılarının yetkililerin açıklamalarının aksine Birleşmiş Milletler (BM) şartlarının ihlali olduğunu söyledi. 

 

Prof. Sassoli, “Eğer Irak, Türkiye’nin kendi sınırları içerisinde yürüttüğü bu askeri operasyonlara izin vermiyorsa – kaldı ki verdiğine dönük hiçbir belirti yok- bu askeri operasyonlar Birleşmiş Milletler (BM) şartının ihlalidir. Başka bir ülkenin onayı olmadan, o ülkenin sınırları içerisinde askeri operasyonlar yürütmek, o ülkenin egemenliğinin ihlali olduğu gibi aynı zamanda uluslararası hukukun ihlali kapsamındadır. Öncelikli olarak Irak, egemenliğinin ihlal edildiğine dönük Türkiye’yi uyarmalı ve durumu BM Güvenlik Konseyi’ne taşımalıdır” dedi.

 

IRAK’IN ROLÜ

 

Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair de değerlendirmelerde bulunan Prof. Sassoli, “Silahlı çatışmalarda kimyasal silahların kullanımı yasaklanmıştır. Siz bana kullanılan gaz sonucunda hayatını kaybeden insanların olduğunu söylediniz. Dolayısıyla eğer kanıtlanmışsa uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlalidir. Bölgede bir soruşturma yürütmek, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) sorumluluğunda. OPCW bölgede araştırma yapabilir ama harekete geçmesi için kimyasal silah kullanılmasını yasaklayan sözleşme altındaki imzası bulunan herhangi bir devlet talepte bulunmalıdır. Örneğin, öncelikli olarak Irak kendi topraklarında kimyasal silah kullanıldığı gerekçesiyle OPCW’den soruşturma talebinde bulunabilir” ifadesinde bulundu. 

 

‘HALK AİHM’E BAŞVURABİLİR’

 

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında oynadığı aracı rolün, Kürtlerin tüm taleplerine rağmen bugüne kadar hiçbir devletin kimyasal kullanımına ilişkin harekete geçmemesinde etkili olduğunu belirten Sassoli, devletlerin çıkarları doğrultusunda dünyada yaşanan hak ihlallerini ele aldığını hatırlattı. Sassoli, “Eğer bir devletiniz varsa prosedüre erişebilir ve onu harekete geçirebilirsiniz. Ne yazık ki, uluslararası hukuk böyle işliyor. Bir devletiniz olmazsa bile burada yaşanan bir insan hakları sorunudur. Türkiye’nin kimyasal silah kullanımından kaynaklı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidilebilir. Bu durumdan mağdur olan bireyler, yerel prosedürler tamamlandıktan sonra AİHM’e başvuru yapılabilir” dedi.

 

TÜRKİYE, SURİYE’DE İŞGALCİ KONUMUNDA

 

Sassoli, Türkiye ve bünyesindeki paramiliter grupların Suriye’de işgal ettiği bölgelerde işlediği savaş suçlarının belgelenmesine rağmen uluslararası hukuku korumakla yükümlü güçlerin sessizliğine dönük soruya ise şöyle yanıt verdi: “Uluslararası hukuk, uluslararası polis görevi görmüyor ve uluslararası bir mahkeme değil. Eğer öyle olsaydı zaten dünyada yaşanan bütün ihlalleri ele alabilir ve sorumlularını yargılayabilirdi. Devletler, uluslararası hukukun bu görevi görmesini istemiyor. Türkiye’nin kendisi ya da kontrol ettiği gruplar aracılığıyla Suriye’nin kuzeyinin bir bölümünü işgal ettiği ve orada işgalci konumunda olduğu açıktır. Türkiye, tıpkı İsrail-Filistin, Rusya-Ukrayna örneğinde olduğu gibi bu bölgelerde işgal hukukuna saygı duymak zorundadır.

 

NÜFUS YAPISIYLA OYNAYAMAZ

 

İşgalci güçler, işgal ettikleri topraklardaki demografik yapıyı değiştirmek için kendi ülkesindeki mülteciler de dahil olmak üzere kendi nüfuslarını buraya gönderemez ve yerleştirmez. Uluslararası hukuk zayıf olsa da bazı durumları engelleyebiliyor. Uluslararası hukuka göre, Türkiye işgal ettiği bölgelerde kendi otoritesini kuramaz. Aynı zamanda oradaki düzeni korumakla yükümlüdür. Türkiye işgal ettiği bölgelerin yerli halkını zorla başka yerlere süremez ama Türkiye bu bölgelerdeki Kürtleri başka yere gönderiyor. Bu durum açıktan uluslararası insancıl hukukun ihlalidir. İşgal altındaki topraklardaki halkı kabul etmek zorundasınız. Siz oraya kendi halkınızı veya dışarıdan başka bir halkı gönderemeyeceğiniz gibi oradaki halkı da o bölgeden çıkaramazsınız.”

 

SAVAŞ SUÇLULARI YARGILANABİLİR’

 

Türkiye’nin denetiminde bulunan bölgelerde ve Suriye’nin diğer bölgelerinde savaş suçlarının işlendiğine dikkat çeken Sassoli, “Savaş suçları bireyler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu yüzden bu suçları işleyen kişileri ve bu emri veren insanları bulmak gerekiyor. Devlet emriyle işlenen insan hakları ihlalleri durumu olabiliyor, burada da sorun, ne Türkiye ne de Suriye, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) tüzüğüne taraf değil. Dolaysıyla UCM’nin bu ülkeleri yargılama yetkisi yoktur. Ancak, yeterli materyaliniz ve kanıtınız varsa evrensel yargı yetkisi ilkelerine göre, İsviçre de dahil olmak üzere birçok devlet, biri savaş suçu işlemişse, bu devletlerin mahkemeleri o kişiyi yargılama yetkisine sahiptir. Bunun için herhangi bir ülkenin savıcısını harekete geçirecek iyi bir dosyaya sahip olmak gerekir. Avrupa’ya çıkmak zorunda kalan mağdurlar, bu mahkemelerde tanıklık yapabilir. Örneğin, eğer sağlam bir dosyaya sahipseniz, uluslararası sivil toplum kuruluşu TRIAL bununla ilgilenebilir.” 

 

BM DEVLETLER KÜLÜBÜNDEN İBARET

 

BM’nin Suriye’deki savaşa siyasi bir çözüm bulma arayışında başarısız olduğunu dile getiren Prof. Sassoli, şunları ekledi: “BM siyasi çözüm için uğraşsa da başaramadı. Kaldı ki, Ukrayna-Rusya savaşı bu süreci de tamamen bloke etmiş durumda. Yine Türkiye’nin işgal altındaki bölgelerde dahil olmak üzere bir bölgede BM İnsan Hakları Konseyi araştırma yaptı. Devletlerin tutumu nedeniyle bu araştırmaların ötesine gidemiyorlar. Türkiye devletlerle kurduğu ilişkiler sayesinden bunun önüne geçebiliyor. BM bir devletler kulübüdür. Bu kulübün ne yapacağına devletler karar veriyor. BM’nin bazı şeyler yapmasına izin verirken bazı şeyler yapmasına izin vermiyor. Burada da Türkiye’nin diğer devletler üzerindeki etkisi önemli.”

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version