Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulu son sınıf öğrencisiyken darbe yapmaya kalktığı iddiasıyla yargılanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Fırat Gültekin (27), geçen ay tahliye edilen 14 sınıf arkadaşıyla aynı dosyada yargılandı.
Ancak Yargıtay, İstanbul 66. Mekanize Tugayı Topkule Kışlası’ndan çıkarılıp Vatan Emniyet Müdürlüğü’nün önüne götürülen 14 öğrenciye verilen cezaları bozup tahliye ederken, A Haber binasına götürülmek üzere aynı kışladan çıkarılan ancak yarı yoldan geri dönen aralarında Fırat Gültekin’in de bulunduğu 11 öğrencinin cezasını onayladı.
“ÜSTLERİME NASIL YARANIRIM DÖNEMİNDEYİZ”
Komutanlarının emriyle kışladan çıkan 11 öğrenci ve aileleri, bir kısım öğrenciyi tahliye eden, diğerlerini ise hala Silivri’de tutan bu kararlara bir anlam veremiyor. Altı yıldır birlikte kaldığı koğuş arkadaşlarının tahliye edilmesine çok sevindiğini söyleyen Fırat Gültekin, bir yandan da bu adaletsiz düzene isyan etti.
“KORKMUYORUZ, YILMIYORUZ, GERİ ADIM ATMIYORUZ”
İSTANBUL’A STAJA GÖNDERİLEN ÖĞRENCİLER NASIL DARBECİ İLAN EDİLDİ?
Balıkesir Astsubay Meslek Yüksek Okulu’nun 59 öğrencisi, 10 Temmuz 2016’da staj yapmak üzere İstanbul Esenler’deki 66. Mekanize Tugayı Topkule Kışlası’na gönderildi. Öğrenciler 12 gün burada eğitim gördükten sonra Balıkesir’e dönecek, 30 Ağustos 2016’daki mezuniyet töreninden sonra da rütbelerini takıp göreve başlayacaklardı.
Eğitimlerinin ilk haftasını tamamladılar. Bir hafta sonra stajlarını bitirip mezun olacaklardı ancak 15 Temmuz sabahına Topkule Kışlası’nda uyandılar. Kendilerine önce tatbikat yapılacağı, atış talimi olacağı söylendi. Silah, teçhizat dağıtıldı. Bu durum bazı öğrencilerin tuhafına gitti ve Balıkesir’deki komutanlarını arayıp olanları anlattılar. Komutanları “Artık Topkule Kışlası’nın emri altında olduklarını ve ne söylenirse uymaları gerektiğini” ifade etti.
Saat 17.00 olduğunda öğrencilerin çarşı izinleri iptal edildi. 21.00 sularında ise bir terör saldırısının gerçekleştiği ve polisin yardıma ihtiyacı olduğu emredilerek öğrenciler birkaç grup halinde kışladan çıkarıldı. Bir grup komutanları eşliğinde A Haber binasına, bir grup helikopterle Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 14 öğrenci olaylara karışmadıkları için 29 Eylül 2022’de tahliye edildiler. Aralarında Fırat Gültekin’in de olduğu A Haber binasına götürülen ancak yarı yoldan geri dönen Alettin Baydan, Burak Baykın, Emre Gölcük, Fatih Şahan, Fırat Gültekin, Hasan Kaygısız, İbrahim Şahin, Mustafa Kirazlı, Onur Çetin, Ümit Akkurt ve Seyit Remzi Yalçın için verilen cezalar ise onandı.
Fırat Gültekin Topçu Kışlası’ndan çıktıktan sonra yaşadıklarını ve gördüklerini mahkemede yaptığı savunmasında şöyle anlattı:
“Nizamiyeden çıkış yaptıktan sonra otoyolda araçlar trafiğe kapatılmıştı. Bu esnada vatandaşlardan iki kişinin komutanlardan biriyle boğuştuklarını gördüm. Aynı zamanda aynı komutanın 2 vatandaşı iterek ayaklarına sıktığını gördüm. Trafik yine komutanlar tarafından açıldı ve yaralanan iki vatandaşın hastaneye götürülmesi için iki sivil araç durdurularak hastaneye gönderildi. Tekrar araçlara binip hareket ettik. Bir müddet gittikten sonra trafik yine kapalıydı. Bizleri araçlardan indirdiler. Bu esnada vatandaşlardan çıkışanlar vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken rütbeliler vatandaşlara hitaben biz buraya trafiği açmaya geldik, sizin için buradayız dediler. Bu defa halk, o zaman trafiği beraber açalım dediler ve halkla yürümeye başladık. Bu esnada otoyol tabelasından TT Arena Stadı yönü gösteriliyordu. Böylece ben de İstanbul’a ilk defa gelen biri olarak nerede olduğumuzu anlamaya çalışıyordum. Bir süre halkla yürüdükten sonra yol ayrımında ayrıldık. Ayrıldıktan sonra komutanlar Ulusoy firmasına ait bir yolcu otobüsünü durdurarak bizleri Kartaltepe Kışlası’na götürdüler. Kartaltepe nizamiye nöbetçi komutanı bizleri içeri almadı. Bizleri ancak isimlerimizi ve silah numaralarımızı alarak kışla içerisine alabileceğini söyledi. Daha sonra yanımızdaki komutanlar bizleri Topkule Kışlası’na götürdüler… Ben 22 yaşında bir astsubay adayıydım. İnşallah mahkemenizde aklancağım… Şehit olan vatandaşımız Servet Asmaz’ın otopsi raporundan öğrendiğim kadarıyla mermi girişi 1×1’dir efendim. Bu da tabanca mermisidir. Bende tabanca bulunmamaktadır. Ben rütbeli değilim zaten tabancamı rütbe taktıktan sonra dahi 1 yıl sonra alıyorum. Buradan da şehit olan vatandaşımızı benim vurmadığım anlaşılmaktadır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***