Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İranlı rejim karşıtı taraftarlar, Dünya Kupası’nda gizlice nasıl örgütlendi?

İranlı rejim karşıtı taraftarlar, Dünya Kupası’nda gizlice nasıl örgütlendi?

“Kelimenin tam anlamıyla kendimi yasta hissediyorum. Kardeşlerim öldü. Burada olmaktan heyecan duymama ve oyundan zevk almama rağmen mutlu değilim.”

İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin Eylül ayında “başörtüsünü düzgün takmadığı” gerekçesiyle rejime bağlı ahlak polisleri tarafından gözaltına alındıktan sonra ölmesi, ülke çapında bir isyan dalgası başlattı. Hükümet karşıtı protestolar sürüyor.

Halk, İran Milli Takımı’nın protestoculardan mı yoksa hükümetten mi yana olduğu konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Milli takım, Doha’ya gitmeden önce Devlet Başkanı İbrahim Reisi’yi ziyaret etti.

Ziyaretin ardından sosyal medyaya yansıyan fotoğraflarla beraber, çok sayıdaki İslam Cumhuriyeti muhalifi ise takımı eleştirdi, boykot çağrısı yaptı.

Milli takımın halk için, sesini çıkaramayan insanlar için olduğunu belirten Tara, “Bizi birleştirecek tek şey Milli Takım’dı. Onlarsa Milli Takım’ı bize düşman ettiler” diyor.

İran, 21 Kasım’da B Grubu’nun açılış maçında İngiltere ile karşı karşıya geldi. Maçın başlangıç düdüğü öncesinde herkes oldukça gergindi.

Bazı İranlı kadın taraftarlar tırnaklarına “Kadın, yaşam, özgürlük” yazılı ojeler sürdü

Rana, “İran kazansın istedim ama aynı zamanda bunun da doğru olduğunu düşünmedim” diyerek hislerini anlatıyor.

Ancak maça gelen insanlar üzerinde hem Farsça hem de İngilizce “kadın, yaşam, özgürlük” yazan tişörtleri giyerek ülkelerindeki protestoculara destek verdi.

Rana, bunun birbirlerinden habersizce yapılan bir eylem olduğunu söylüyor ve “Birbirimize tezahüratlarda bulunduk” diye devam ediyor.

İranlı futbolcular ise ilk maçta ulusal marşlarını söylemedi.

Hükümet karşıtı futbol seyircileri de seslerini duyurdu.

Maçın 8. ve 88. dakikalarında İslam Cumhuriyeti’ni en net şekilde eleştirenlerden biri olan eski futbolcuya atıfta bulunarak “Ali Kerimi” sloganları atıldı.

Rana, stadyumda ulusal marşı ıslıklayan insanların olduğunu belirterek, o anları “Oyuncuların isimleri söylendiğinde alkışlamayanlar oldu” diye anlatıyor.

Gergin geçen ikinci maç

Ancak İran’ın ikinci maçtaki havası, ilkine göre oldukça farklıydı.

Röportaj yaptığımız üç kişi de, sıkı güvenlik kontrollerine rağmen bazı protesto malzemelerini gizlice stada sokmayı başardı.

Tara, bunun olabildiğine korkutucu olduğu duygusunda:

“Çünkü tehdit altındasınız.”

Rana, Tara ve Amir maçta daha fazla hükümet yanlısı taraftar olduğunu söylüyor.

“Biz tezahürata başlar başlamaz, önümüzdeki sıralardan da ‘Onurlu İranlılar, gururlu İranlılar’ sesleri yükseldi” diyerek ikinci maçtaki atmosferi anlatıyor:

“Bizi susturmak için kullandıkları tezahüratlardan birisiydi bu.”

Üç İranlı futbolsever de başka bazı taraftarların protesto malzemelerine kaldırması talebiyle güvenlik görevlilerine çağrıda bulunduklarından bahsediyor.

Bununla alakalı konuşan Tara, “‘Kadın, yaşam, özgürlük’ sözlerini benimsemiş herkesten korkuyorlar. Bu sözleri duyar duymaz da çok gerginleşmeye başlıyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Galler’e karşı İran’ın attığı ilk golden sonra nasıl hissettiklerini sorduğumda Tara, “Çok fazla bağırmadık. Üç arkadaşım ve ben birbirimize sarıldık ve daha sonra da ağladık” cevabını veriyor.

İngiltere’ye 6-2 yenilen İran, Galler’i 2-0 mağlup etmeyi başardı.

‘Güvenli değil’

Katar hükümeti, İran ile yıllardır süren iyi diplomatik ilişkilere sahip.

2017 yılında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar’a uyguladığı ambargo esnasında, Körfez ülkesine destek veren az sayıda bölge ülkesinden biri de İran’dı.

Hükümet karşıtı İranlı futbolseverler, tam da iki ülke arasındaki yakın bağlar nedeniyle burada fikirlerini ifade etmekten çekindiklerini söylüyor.

Tara, kendisini güvende hissetmediğinin altını çizerek, “İslam Cumhuriyeti’nin başka bir şubesinin size rahat vermemek için burada olduğunu hissediyorsunuz” diyor.

Risklere rağmen Tara, Rana ve Amir yine de üçüncü maçı izlemeye gidecek. Onlar için burada olmak bir görev.

Rana, “Bazı gazetecilere buraya gelmeleri için vize verilmediğini duydum, bu da bireyler olarak bizleri çok daha önemli kılıyor,” diyor.

Tara, “Artık gazeteci biziz” diyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version