İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda net konuştu. ‘Ankara ile görüşmelerin şu anda sadece istihbarat niteliğinde olduğunu’ anlatan Esad, “Suriye; Türkiye’den laf değil, icraat bekliyor.” ifadelerini kullandı.
Önceki gün Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban da benzer cümlelerle aynı şeyleri söyledi. Şaban, “Şam, Türkiye’den gelen bütün açıklamalara inanmıyor çünkü bunların gerçeklikle bir ilgisi yok.” dedi.
Türkiye’deki muhalefet de uzun zamandır AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçeklikle bağının koptuğu söylüyor. Erdoğan, düne kadar ‘katil, diktatör, cani’ dediği Esad’ı, bir kaç güzel cümleyle ikna edeceğini düşünüyor olmalı. Konuya ilişkin son açıklamasında da “Vakti geldiğinde Suriye’nin Başkanı’yla görüşme yoluna gidebiliriz. Mısır’la nasıl görüştüysek, Suriye ile de görüüşürüz. Siyasette küslük olmaz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın Mısır’la Suriye’yi aynı kefeye koyması bile durumun ciddiyetinin farkında olmadığını gösteriyor. Suriye ve Mısır sorununun tek ortak noktası Erdoğan’ın ‘iki yüzlü’ siyaseti; bunun dışında iki ülke arasında yaşanan sorunların temeli çok farklı.
Beşar Esad, ‘Türkiye’den laf değil, icraat beklediklerini’ söylüyor. Esad’ın ‘icraat’ dediği konular; sınır ötesi operasyonların bitirilmesi, Suriye topraklarındaki Türk askerlerinin çekilmesi, ÖSO’nun Türkiye’de bulunan bazı komutanlarının iadesi, Halep, Kürt halkları ve güvenlik gibi temel konularda adımlar atılması…
Erdoğan bunların hangilerini yapacak? Mesela Suriye topraklarındaki askerleri çekecek mi?
Ayrıca Türkiye, Suriye’deki gibi Mısır’a yönelik bir operasyon yapmadı. Sisi’nin yönettiği ülkeye asker yığmadı. Erdoğan’ın Esad’ın indirmek için ÖSO’ya TIR’lar dolusu silah ve mühimmat gönderdiğini ‘sağır sultan’ bile duydu.
Türkiye’nin Suriye’ye ilk harekâtı Şah Fırat Operasyonu 22 Şubat 2015’te gerçekleşti. İktidar temsilcilerine göre 3 saat sonra Şam’da girilecekti. Cuma namazı da orada kılınacaktı!
“Siyasette küslük olmaz.” diyerek bütün bu yaşanmışlıkları ‘olmamış’ gibi kabul etmek mümkün mü? Beşar Esad, bütün bu olanları bir kalemde ‘yok’ mu sayacak?
SURİYE, KRİZİN UZAMASINDAN TÜRKİYE’Yİ SORUMLU TUTUYOR
Bilimsel Kalkınma İşbirliği Enstitüsü (MIRNAS) Genel Müdürü Arif Asalıoğlu da Türkiye ve Suriye ilişkilerinin Mısır kadar kolay çözülemeyeceğini düşünüyor. TR724’e konuşan Asalıoğlu, “Çünkü Suriye’de yönetimde olanlar Suriye krizinin bu şekilde uzması ve büyümesini Erdoğan’dan biliyorlar. “Erdoğan’ın Suriye iç ilerine müdahale etmesi ve kişisel politik beklentisi krizi bu şekilde uzattı” diyorlar. Esad’ın danışmanlarından Şaban, Moskova’da bir Valdai konferansında bu konuyu uzun uzun anlatmıştı. Erdoğan’ın müdahelesi hangi aşamalarda onlara ve Suriye halkına zarar verdi diye.” ifadelerini kullanıyor.
MOSKOA BELİRLEYİCİ ROL OYNAYACAK
Arif Asalıoğlu’na göre hem Türkiye hem de Suriye için belirleyici rolü Rusya üstlenecek. Şunları söylüyor Asalıoğlu:
- Fakat yine de Esad, Moskova’nın tavsiyesine uyacaktır. Suriye artık krizlerden savaşlardan bıktı. Yönetimin başında olan Esad, dünya liderlerinden bir lider olmak istiyor. Artık perde rkasında gözükmeyen, piyasaya çıkmayan bir lider olarak kalmak istemiyor.
- Moskova’da zaten hem Erdoğan’a hem de Esad’a ‘barışın ve problemleri beraber çözün’ diyor. Onları bir araya getirmeye çalışıyor. Resmi ağızdan bunu çok kez açıkladılar. Erdoğan da artık Esad ile uzlaşma konusunda ikna olmuş vaziyette.
- Esad gerçekten icraat bekliyor; Halep konusunda, Kürt halklar konusunda, güvenlik konusunda.. icraat bekliyor. Yani beraber çözelim. büyük devletlerle koalisyunu beraber kuralım, güvenlik sorunlarını birlikte çözelim diyor. Ya da en azında artık buna hazır, ‘müzakere edelim’ diyor. Moskova’nın yönlendirmesi de böyle.
- Ayrıca Erdoğan, Esad ile uzlaşmadan ve özellikle Mısır ile uzlaşmadan Orta Doğu’da yol alamayacağının farkına vardı. özellikle Mısır konusunda hata ettiğini farketti. Yani gün itibariyle Türkiye ile Mısır arasında, Ankara’nın Müslüman Kardeşler’e sağladığı destek dışında çok ciddi sorun yok.
- Mısır’la yaşanan krizi Erdoğan oluşturdu. TR’nin Kahire ile hiç bir sorunu yoktu. Mısır için hassas olan İhvan konusunda Erdoğan yanlış açıdan yaklaştı. Dünyanın farklı ülkelerinde olan İhvan mensuplarına yardımcı oldu. İhvan konusunda hassas olan Sisi yönetimi ise buna haliyle çok kızdı.
- Mısır halen Ortadoğu’nun en önemli ülkesidir. Mısır ile son 100 yıldaki üç büyük krizin üçünde de Türkiye haksızdı. Son olarak, Türkiye’nin Mısır’daki askeri darbeyi en çok eleştiren ve ilişkilerin bozulmasına sebep olmasından kaynaklanan bir durum var.
- Orta Doğu’nun huzuru Türkiye ve Mısır’ın ilişkileri sağlam temellerde sürdüğü sürece artacaktır. Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve istikrar kalıcı hale gelir. İşin açıkçası Mısır bu konuda sabit. Ankara’nın İhvan okuması önceden de yanlıştı, Ordunun darbesi sonrası da yanlış. Ankara ile Kahire arası ilişkiler zayıf olunca bunun yerini başka ülkeler doldurmaya çalıştı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***