Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ereğli Cezaevi’nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi


ADANA – Ereğli Cezaevi’nde 3 tutuklu, yaşanılan hak ihlalleri ve tecride karşı dün süresiz-dönüşümsüz açlık grevine girdi. 

 

Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde hak ihlalleri ve tecrit koşullarına karşı politik tutukluların 4 Ekim’de 10’ar gün şeklinde başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi devam ediyor. Tutuklulardan Rojhilatlı Yakup Brukanlı, ağır tecrit koşullarına karşı 28 Ekim’de bedenini ateşe verdi. Faik Budak, Fatih Baran ve Remzi Akyürek adlı tutukluların ise, 16 Kasım’da eylemlerini süresiz-dönüşümsüz olarak devam ettirdiği öğrenildi. 

 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleleri ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY-DER) üyesi avukatlar, 11 Kasım’da cezaevi idaresi ve tutukluları ziyaret ederek rapor hazırladı. 

 

MUTLAK TECRİT 

 

Raporda görüşme yapıldığı belirtilen tutuklulardan Ömer Sipek, Edirne’de tutuklandığını, tutuklandıktan sonra 41 saat ring arabası ile yolculuk yaptığını, cezaevi girişinde çıplak aramaya ve ağız içi aramasına maruz kalmadığını söyledi. Sipek, 14 metrekarelik bir odada tek başına tutulduğunu, diğer tüm odalarda da tek kişi bulunduğunu, günün 23 saatinin odada geçirildiğini, hükümözlü tutuklu (6 yıl 10 ay) olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlülerin infaz şeklinin kendisine yaşatıldığını, odasında havalandırmaya açılan kapının bulunmadığını ifade etti.  

 

Sipek’in aktarımlarına dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Başvurucu; odada geçirdiği 23 saat boyunca kapının açılması ve kapanması dahil tamamının elektronik olarak gerçekleştiğini, taleplerin dahi diyafon sistemi ile aktarıldığını, dolayısı ile 23 saat boyunca hiçbir insanı görmediğini bunun artık psikolojik şiddet şeklini aldığını, odalarda tek göz bir pencerenin bulunduğu, pencerenin tamamının demir parmaklıklarla kapalı olduğu, gök yüzünü dahi duvarlardan ve tellerden dolayı göremediğini beyan etmiştir. Çamaşırlarını kendi odasında leğende yıkadığını, çamaşırlarını odasında kuruttuğunu, ancak elbiselerinin kesinlikle günlerce kurumadığını, kısıtlı elbise hakkının olması sebebiyle günlerce kirli elbiselerini giydiğini, çamaşırları odasında kurutması sebebiyle akciğerlerinde rahatsızlığının oluşmaya başladığını, ayrıca çamaşırhanenin henüz hapishanede kurulmadığını beyan etmiştir. Odasında ketıl, TV ve radyo bulunmadığını, Edirne Hapishanesinde satın almış olduğu radyosunun Ereğli Hapishanesi tarafından kendisine verilmediğini beyan etmiştir. Kendisinin edebi türde bir roman çalışmasının olduğunu, bu roman çalışmalarının hapishane idaresi tarafından kendisinden alındığını ve geri verilmediğini beyan etmiştir. Gazete, dergi, kitap vb. yayımlardan faydalanamadıklarını, talep ettikleri gazetelerin yanı sıra diğer hiçbir gazetenin de verilmediğini, kitapların çok uzun inceleme süresine tabi tutulduğunu, hapishanenin bir kütüphane/kitaplığının bulunmadığını beyan etmiştir. Sıcak ve soğuk su miktarının günlük olarak kotalı olduğunu su miktarının temizlik yapılacağı zaman kesinlikle yetmediğini, Ereğli ilçesinin iklim ve coğrafi yapısı gereği havasının çok tozlu olduğunun bu sebeple odanın iki günde bir temizlenmesi gerektiğini, temizliğin yapıldığı zamanda lavabo ihtiyacının dahi karşılanamadığını beyan etmiştir. Elektrik tüketiminin sanayi tipi ücreti üzerinden hesaplanmasının kendisini mağdur ettiğini, maddi imkanlarının hiç olmaması sebebiyle yüksek meblağlı elektrik ücreti ödeyemeyeceği için ketıl almamakta ve alamamaktadır.”

 

Tutuklular Metin İnce ve Müslüm Kaya da Sipek ile benzer sorunları dile getirdi. İnce, sıcak ve soğuk su kotası olduğunu, elektrik tüketiminin sanayi tipi ücreti üzerinden hesaplandığını ve Yakup Brukanlı’nın ihlaller karşı bedenini ateşe verdiğini kaydetti.  

 

TALEPLER

 

23 Ağustos’ta Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevine sevk edildiğini aktaran Faik Budak, kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavi haklarının engellendiğini, sevk sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını ve adli tutuklularla aynı katta tutuldukları paylaştı. Budak, öncelikli taleplerinin 3 kişilik odalara alınma ve tekli hücre uygulamasına son verilmesi, sosyal ve kültürel etkinliklerden faydalanma olduğunu ifade etti. Budak, bazı infaz koruma memurları tarafından sürekli taciz edildiklerini, diğer tutuklularla selamlaşmalarına dahi izin verilmediğini söyledi. 

 

BEDENİNİ ATEŞE VERDİ

 

Yakup Brukanlı ile yapılan görüşmeye de raporda yer verildi. Brukanlı’nın sol el parmakları ile sağ göğüs ve sağ omuzunun sargılı olduğu aktarılan raporda, Brukanlı’nın sargıya dair soruya, “Abdullah Öcalan’a yönelik komployu ve uygulanan tecridi protesto amaçlı kendimi yaktım. Sonrasında idare tarafından hastaneye götürüldüm. Ancak yaptığım eylem siyasi amaç taşıdığı için tedaviyi kabul etmedim. Vücudumdaki yanıklar 2. derece yanıklardır. Şu an cezaevi revirinde yaramın tedavisi yapılıyor. Olaydan birkaç gün sonra kurul tarafından çağrıldığım söylendi ve bunun üzerine cezaevinde üç kişinin bulunduğu bir odaya götürüldüm. Burada eylememin amacı soruldu ve ben de kendilerine amacımı olduğu gibi anlattım. Amacımı anlattıktan hemen sonra bu üç kişi tarafından hakaret ve fiziki şiddete varan eylemlere maruz kaldım. Orada bulunan bir infaz görevlisi bana saldıran bu şahısları yatıştırarak beni odadan çıkartmıştır. Bu olayı cezaevinin 1. Müdürüne anlattım. Ancak müdür bu olayı sanki uyduruyormuşum gibi bir yaklaşım içerisine girdi. Yaptığım eylemden sonra ilaçlarım, kemerim ve kullandığım bardağa el koyup götürdüler ve geri vermiyorlar” sözleriyle yanıt verdiği paylaşıldı. 

 

CEZAEVİNİN DURUMU

 

Raporda, avukat heyetinin cezaevi idaresi ile yaptığı görüşmeye dair de kimi bilgiler paylaşıldı. Yaşananların idare ile paylaşıldığı belirtilen raporda, devamla şunlar aktarıldı: “Hapishane müdürü tarafından hapishanenin mimari ve fiziki yapısı gereği olarak 480 kişilik kapasitesinin olduğunu, 45 adet üçer kişilik odalarının mevcut olduğunu, geri kalan odaların tamamının tek kişilik odalar şeklinde olduğunu, tutuklu ve hükümlülerin bahsi geçen hapishaneye gelmelerinin ve bu şekilde infaz veyahut tutukluluk geçirmelerinin kendisinden kaynaklanmadığını, bunun sebebinin hapishanenin mimari ve fiziki yapısının ve Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün yerleştirmeleri neticesinde olduğunu görüşmeyi yapan heyete aktarmıştır. Ayrıca personel sayılarının yetersiz olması sebebi ile hapishanenin sevk ve idaresini gerektiği şekilde sağlayamadıkları da kurum müdürü tarafından görüşmeyi yapan heyete aktarılmıştır. Hapishane idaresi ile görüşme gerçekleştiren heyetin ivedilikle değerlendirilmesi talebinde bulunduğu; hasta, yaşlı veyahut risk grubunda bulunan siyasi mahpusların üçer kişilik odalara alınması talebi aktarılmıştır. Hapishane müdürü tarafından bu talebin değerlendirileceği ancak üçer kişilik oda sayısının 45 adet olduğu, toplam tutuklu veyahut hükümlü sayısının ise hali hazırda 200 kişi olması ve kimleri üçer kişilik odalara alıp almama noktasında eşitlik dengesinin kurulamayacağı çekincesi olması sebebiyle bu talebin de çözüm yaratmak niyeti ile değerlendirileceği görüşmeyi yapan heyete aktarılmıştır.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version