Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

DKK’da görevli memur, 15 Temmuz öncesini anlattı: MİT’ten her gün 3 dosya ‘terör’ ihbarı geliyordu

DKK’da görevli memur, 15 Temmuz öncesini anlattı: MİT’ten her gün 3 dosya ‘terör’ ihbarı geliyordu


‘Alesta’ YouTube kanalında yayınlanan ‘Biz Bize’nin konuğu KHK’lı ihraç Deniz Kurmay Binbaşı Erhan Aşkın’ın eşi Nilgün Aşkın oldu. 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında bir süre daha Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında görevli devlet memuruydu. Nilgün Aşkın, 15 Temmuz öncesi, 15 Temmuz günü ve sonrasına dair tanıklıklarını ve adalet arayışını anlattı. 15 öncesinde MİT’in her gün 3 dosya dolusu ‘terör’ ihbarı geldiğini söyleyen Aşkın 15 Temmuz günü ihbarların kesildiğine dikkat çekti. Balyoz davasından cezaevinde bulunan emekli Albay Engin Kılıç’ı eşi Nesrin Kılıç’ın kadınların giydiği etek boyuna göre fişleme yaptığına işaret eden Nilgün Aşkın, hukuki hiçbir dayanağı olmayan mucidi olduğu ‘Fetömetre’ ile binlerce TSK personelinin ihraç edilip tutuklanmasına neden olan Tümamiral Cihat Yaycı’nın eşi Müşerref Yaycı’yla yaptığı telefon görüşmesini detaylarıyla anlattı.

Sözde darbe davalarında yargılanan askerlerin tamamı benzer ifadeler kullanmıştı. 15 Temmuz öncesinde ‘terör saldırısı’ olacağına dair askerler teyakkuza geçirilmişti. Boğaz köprüsüne, TRT’ye ve DigiTürk’e götürülen askeri öğrenciler bile 15 Temmuz’dan önce ‘terör’ saldırısı olabileceği yönünde uyarılmıştı.

Nilgün Aşkın, kamu yönetiminden mezun olduktan sonra Erhan Aşkın’la evlendiğini anlattı. İlk memurluğuna Enerji Bakanlığı özel kalem müdürlüğünde başladığını söyledi. Aday memurluğunu doldurduktan sonra Deniz Kuvvetleri’ne geçtiğini anlattı. 2013 yılı Temmuz ayında Lojistik Başkanlığı’nda göreve başladığını belirtti.

15 Temmuz’dan önce, 7 Şubat’ta Merasim Sokak’ta canlı bomba saldırısı olduğunu anlattı. O saldırıda ölümden döndüklerini söyledi. “Servis aracındaydım, yerimizden hopladık. Kendimi kaybetmiştim. Ertesi gün işe gidemedim.” dedi.

15 Temmuz öncesinde her gün onlarca ‘terör istihbaratı’ geldiğini anlatan Nilgün Aşkın, şunları söyledi:

MİT’TEN GELEN TERÖR UYARILARI 15 TEMMUZ’DA BİTTİ

17 Şubat 2016’da askeri personeli taşıyan servis araçları, Merasim Sokak’taki trafik ışıklarına geldiğinde bomba yüklü otomobille saldırı düzenlendi.

15 Temmuz öncesinde 17 Şubat 2016’da Merasim sokakta canlı bir bomba patlatıldı, o bombalı saldırıdan ben 5 dakika arayla kurtuldu hayatta kaldım. Sürekli MİT’ten terör eylemleri olabileceğine yönelik uyarılar alıyorduk. 3 tane mapa (dosya) ağızlarına kadar dolu MİT’ten terör mesajları geliyordu. Haydar Albayım ‘yeter artık görmek istemiyorum’ demişti. Kimse görmek istemiyordu, WhatApp gruplarından lojmanlarımızdan çocuklarımız kaçırılacak diye teröristin fotoğrafını var, yürürken sürekli tedirgin oluyorduk, terör mesajları bitmedi ta ki 15 Temmuz 2016 tarihine kadar. Adamların araçlarının plakasına varana kadar her ayrıntı yazıyordu o mesajlarda.

15 TEMMUZ ÖNCE BİZDEN SÜREKLİ OKUDUĞUMUZ OKULLARI GÜNCELLEMEMİZİ İSTEDİLER

15 Temmuz 2016 günü mesaiden çıktım servise bindim, eşim hiçbir zaman benimle birlikte eve dönmezdi çünkü o Harekât Başkanlığı Taktik Şubede Şube vekili olarak çalışıyordu. O gün bana telefon etti ‘serviste yanında yer tut ben geliyorum’ dedi. 15 Temmuz’da eve geldikten sonra Eryaman’da bir parka gittik. Çocuklar bisiklete biniyor, yanımızda çay termosu elimizde çekirdek çitliyoruz. Annem, babam, komşular da var. Sonra Erhan’a bir mesaj geldi. O anda eşimin yüzünün bembeyaz olduğunu gördüm. Mesaj Deniz Kuvvetleri Bilgi Sistemi’nden geldi. Zaten daha önce Deniz Kuvvetleri Bilgi Merkezi sürekli bizden ilkokul, ortaokul, lisede hangi okuldan mezun olduğumuzu soruyor, bunu bilgiyi sürekli yenilmemizi istemişlerdi.

Deniz Kuvvetleri’nde mayıs ayında tayinler çıkar, personele 2 ay bir süre verilir, Temmuz’un ikinci haftası personel ayrılışını yapar. Yani 15 Temmuz’da ayrılışını yapar 15 günlük mehil izni olan 1 Ağustos’ta olmayanlar da devam ederler. Ayrıca Harp Akademileri’nin Karargâhta brifing alıyorlardı son günleriydi.

Bunu anlatmamanın sebebi şu, eşime gelen mesaj 3 başlık vardı; Birincisi personel katılış yapmadıysa ayrıldığı birime geri dönsün, ikincisi ayrılış yapıp birliğine katılış yapan personel varsa katıldığı yere dönsün, üçüncüsü ise bütün personel birliğine katılsın.

EŞİM ‘BU BİR DARBE DEĞİL OYUN, BEN YATIYORUM’ DİYEREK UYUMAYA GİTTİ

Bunun üzerine eşim Harekât Merkezi’nden nöbetçi subayı aradı. Nöbetçi Subay eşime, ‘Meclis önünde gerçek durumu var biz de ne olduğunu bilmiyoruz’ diye söyleyince eşim de Harekât Şube Vekilliği olduğu için ‘geleyim mi ihtiyaç var mı’ diye sorunca ‘Hayır gelmene gerek yok, biz ihtiyaç olursa seni ararız’ diye cevap verdiler. Biz bunun üzerine çoluğu çocuğu topladık eve dönüyoruz bir taraftan da ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz, radyoyu dinliyoruz. Eve giderken eşim bir daha aradı Hareket Merkezi’ni ama gelmemesini söylediler. Eve gittikten sonra eşim gece 01.00 dedi ki bu bir darbe değil bir oyun, ben yatıyorum dedikten sonra uyumaya gitti. Sabah subay eşi olan bir arkadaşım aradı ağlıyordu, eşin Deniz Kuvvetleri Karargahını arayabilir mi? Genelkurmay’da eşinden gece 01.00’den beri haber alamadığını söyledi. Çünkü Genelkurmay’da helikopterler uçuyor, bir şeyler patlıyor, televizyondan bunu izliyoruz.

Ben de eşime ‘Erhan arar mısınız, tamam sıkıntılı bir dönem ama eşi çok ağlıyor’ dedim. Erhan tamam ararım dedi. Erhan’a ‘Biz kendi birliğimizde kendi karargahımızda ne olduğunu bilmiyoruz ki kim ölü kim yaralı. Kaldı ki Genelkurmay’da ne olduğunu nasıl bilelim.’ diye cevap verdiler. O gün haber alamadığımız o arkadaşımın eşi şu an 10 kez müebbet hapisle yargılandı ve karar onaylandı. Arkadaşıma ne oldu derseniz o da ihraç oldu kendisi öğretmendi.

 

 

‘BEN HUKUK BİLMİYORUM SİZE NE SÖYLEYİM’ DİYEN ALBAY’I SONRA AMİRAL YAPTILAR

 

2010 KPSS sınavından sonra ben memuriyet hayatına girmiştim. 19 Eylül’de ben yıllık izindeydim. Çünkü kızım ilkokula başlamıştı her zaman ki gibi Erhan izin alamadığı için ben almıştım. Çocuğumun oryantasyonunda yanındaydım. Hareket Daire Başkanı hafta sonu eşimi çalıştırdı ama Erhan pazartesi odasına bile çıkamadı. Eve geldi açığa alındığını söyledi. Akşam da beni aradılar açığa alındığımı yarın gelmemi söylediler. Yıllık izinde olmama rağmen gittim tebliğ tebellüğ yapıldı. Haydar Albayıma ben açığa alındığıma dair evrağın fotokopisini alacağımı, avukata vereceğimi ve hukuki yollara başvuracağımı söyleyerek dosyamı aldım. Aldığım evrakta şöyle yazıyordu; ‘memurun bir an önce ivedilikle, hızlı Deniz Kuvvetleri tarafından oluşturulan komisyonca ifadesinin alınmasına’. Önce sivil memurların bağlı olduğu şube müdürünü aradım, açmadı memurla konuştum. Sonrasında iç tüzüğe göre sırasıyla Personel Atama Daire Başkanı Şafak Albay’ı aradım daha sonra onu amiral yaptılar. Bir evrak aldım bana Deniz Kuvvetleri tarafından oluşturulan komisyonca ifademin alınmasını söylüyor. Bu komisyon hangi yasaya dayanıyor. 657’ye mi askeri iç tüzüğe mi dayanıyor diye sorunca ‘ben hukuk bilmiyorum size söyleyeyim’ diye cevap verdi. Ben de bunun üzerinde dedim ki evrakın altında sizin imzanız var, hukuk bilmiyorum diyorsunuz şu an ülkede hukuk yok eninde sonunda bu ülkeye hukuk gelecek ve altına imza attığınız evrakların hesabını hem sizden hem de sizin maşanı olan herkesten hukuk önünde soracağız, tazminatlarımızı da alacağız. Yemeyin içmeyin karılı kocalı para biriktirin dedim. Benim hiçbir suçum yok, yapılan haksızlığa karşı çıktım.

BEBEĞİMİN KIRKI ÇIKMADAN KPSS KURSLARINA GİTTİM

Bebeğimin kırkı çıkmadan KPSS kurslara gittim, sütünü biberona koydum, o şekilde kurslara gittim bebeğe Erhan baktı. Bu şekilde zorluklar içinde KPSS’ye hazırlandım.

CİHAT YAYCI’NIN EŞİNE ‘KPSS’DE 89 PUAN ALMAK HUKUKSUZLUK MU?’ DİYE SORDUM

Eşime ‘Erhan ben bu durumu hazmedemiyorum Deniz Kuvvetleri Personel Daire Başkanı olan Cihat Yaycı’nın eşi Müşerref Yaycı’yı arayacağım’ dedim. ‘Sen bilirsin, ben sana karışmıyorum’ dedi. Sonrasında aradım hanımefendiyi kendimi tanıttım, sizin eşiniz haksız yere önce eşimi sonra da beni açığa aldı dedim. ‘Bir hukuksuzluk yapmıştırsınız o yüzden açığa alınmışsınız’ diye söyleyince ben de şalter attı. Dedim ki ‘hanımefendi KPSS’de 100 üzerinden 89,242 puan almak hukuksuzluk mu Türkiye’de? Siz de bayansınız benim anlamadığım enişteniz Sahil Güvenlik Komutanı içerdeyken sizin eşinizin Deniz Kuvvetleri Personel Daire Başkanı olması bana hiç anlamlı gelmiyor. Sizin eşiniz zamanında eniştesini tehdit eden bir insandı.’’ dedim. Bunun üzerine hanımefendi ‘siz bunu nereden biliyorsunuz’ diye sorunca ben de ‘hanımefendi donanma küçük dedikodu büyüktür’ dedim. Aynı şekilde ona da söyledim ‘bu hukuksuzluklar elbet bir gün geçecek karı-koca para biriktirin hukuk geldiğinde tazminatlarımızı sizden çatır çatır alacağız’ dedim. ‘Bu konuşma kötüye gidiyor kapatacağım’ dedi kapattı.

 

KOMİSYON BENİM GİRDİĞİM KPSS SINAVLARINI EŞİME SORDU

Benim 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarında girdiğim KPSS sonuçlarını benden değil Erhan’dan istediler. Benim üniversitede okurken nerede kaldığımı Erhan’dan istediler. Benimler Erhan’ın nasıl tanıştığını Erhan’a sordular.

 

 

 

KOMİSYON ÖSYM’DEN SORU VE CEVAP KAĞIDIMI İSTEYEMEDİ

Bana komisyonda hiçbir şey sormadılar keşke sorsalardı. ‘Beni soru çalmakla suçluyorsunuz neden ÖSYM’den cevap anahtarımı istemiyorsunuz. Hem cevap anahtarıma hem kitapçığıma bakın’ dedim. Bana ‘biz sonuçları isteyecek kadar ÖSYM’den güçlü değiliz’ diye cevap verdiler. Ben de onlara ‘O kadar güçlü değilsiniz ama bizi karı-koca açığa alırken çok güçlüsünüz’ diye cevap verdim.

Eşim 22 Kasım 2016’da ihraç oldu. 10 Aralık’ta lojmanı terk etmemiz istendi. Ben de 6 Ocak 2017’de KHK ile ihraç edildim.

18 TEMMUZ GÜNÜNÜ AKLIMDAN SİLDİRMEK İSTİYORUM

18 Temmuz’da karargâhta işe gittiğim zaman gördüğüm manzarayı ancak ölürsem unuturum. O günü aklımdan sildirmek istiyorum. 18 Temmuz günü hayatımın en zor günüydü. Mesaiye gittik bizi kapının önünde ip gibi dizdiler. Herkesin elinde bir liste var. Genelkurmay’ın Hava Kuvvetleri’nin Deniz Kuvvetleri’nin ayrı ayrı listeleri vardı. Dönemin belediye başkanı parçalanmış otobüsü Kızılay’daki kavşağa çaprazlamasına koymuş herkes bize saydırıyor.

BİZİ KARARGAH’TA İP GİBİ DİZDİLER

Biz ip gibi dizildik eğer karın okuyorsa yeşil yanıyorsa Karargâha girebiliyorsun kartın okumuyorsa ve listede ismin varsa sağ tarafa ayrılıyorsun. Sağ tarafa ayrılanlar komisyonun olduğu bir salon var oraya götürülüyor. Biz içeri girdik bütün camlar kırık. Genelkurmay’ı görseniz biz ancak oranın kantini kullanabiliyorduk her taraf demir yığını, panzer izleri, kan revan ortalık. Camlar patlamış hiçbir yerde cam yok. Karargâhı polis basmış. Tayinler açıklanmış emrine çıkmış her şey. Yani o günün Karargâha gelen kişileri emrine diye atamışlar. Listeye bakıyorsunuz acaba benim de ismim var açana eşimin de mi var diye.

SIRF YÜZÜMÜZ DÜŞÜK, SURATIMIZ ASIK DİYE FİŞLENDİK

O kadar çok dedikodu var ki etrafta anlatamam. Her tarafa güvenlik bandı çekilmiş olay yeri inceleme gibi. İster istemez bu durumda insanın yüzü düşüyor gülemiyorsun üzülüyorsun. Sırf yüzümüz düşük , suratımız asık diye fişlendik. Çalışamıyorsun bahçede oturuyorsunuz.

BALYOZ’DAN CEZAEVİNDE BULUNAN ALBAY ENGİN KILIÇ’IN EŞİ NESRİN KILIÇ BENİ KISKANDIĞI İÇİN FİŞLEDİ

Sonrasında ilerleyen günlerde Nesrin Kılıç Lojistik Başkanlığı Çevre Şube Müdürlüğü’nde kendisi mühendisti. Balyoz’dan cezaevinde yatan emekli Albay Engin Kılıç’ın eşiydi kendisi. Ben ilk Deniz Kuvvetleri’ne atandığımda bu kadına selam veriyorum almıyor. Daha sonra mesai yaptığım diğer arkadaşlara sordum bu kadının benimle derdi ne diye. Meğerse onun eşi cezaevindeymiş benim de eşim Kurmay olduğu için önü açıkmış, amiral olabilirmiş. Sanki benim eşim onun eşini içeri atmış gibi.

Sonra bu bayan polislerle oturuyor kalkıyor, daha sonra ben ihraç olduktan sonra arkadaşımdan duydum, bu kadın öğle arası Personel Bilgi Sistemi vardır Deniz Kuvvetleri’nde bir tane Şube Müdürü Albay ile eşini arıyor bunun soyadı ne idi bunun soyadı ne diye birlikte hareket ederek bir fişleme listesi oluşturup polise veriyorlar. Yani hiçbir dayanak olmadan kendi çıkarına ne uygunsa ona göre bir fişleme listesi oluşturuyor. Adam onunla çalışırken iyi geçindi mi geçinmedi mi?

‘ONUN F.TÖCÜ OLDUĞU ETEK BOYUNDA BELLİYDİ’

Sonrasında bu bayan ben ihraç olduktan sonra ‘en baş F.töcü Nilgün’dü’ demiş. Ben uzun bir bayanım eskiden voleybolcuydum, boyum 1.78 ve Karargâhta bizim bir giyinme tüzüğümüz vardı diz altı veya diz hizasında etek giyeriz onun üstüne çıkamazsınız kural budur. Nesrin Kılıç, ‘onun F.töcü olduğu etek boyunda belliydi’ demiş arkadaşıma. Bu şekilde fişlemeler oldu.

İŞKENCECİ ALBAY ALİ TÜRKŞEN’İ KARARGÂHTA GÖRDÜK

Karargâhta o işkenceci albay Ali Türkşen’i de gördük. Kuvvet Komutanı Karargâhın içinde SAT ve SAS personeliyle geziyordu.

‘SEN BENİM OĞLUMA EŞİME GANİMETSİN’ DİYE BAĞIRAN KADINLAR VARDI

Ben bu süreç başladığında hamile olduğumu öğrendim sürpriz bir şekilde benim üçüncü çocuklarım ikizler oldu. 2,5 yaşındaydı benim ikizlerim buraya gelirken. Vatanımdan ayrı kalmayı istemezdim ama şartlar bizi buraya sürükledi. 4 çocuğum, eşimle birlikte buradayız hayata adapte olmaya çalışıyoruz. Bir halk düşünün ki kendi askerinin eşini kendine ganimet gören bir halk düşünün. Bir halk düşünün subay eşlerine F.tönün kırıkları diye bağıran bir halk düşünün. Sen benim oğlumla eşimin ganimetisin diye bağıran bir kadın düşünün. Lojmanın önüne gelip pisliğini yapan bir halk düşünün.

15 TEMMUZ’DA BİR OYUNDU HERKES ROLÜNÜ GÜZELCE OYNADI

Biz bunları hak ettik mi hayır etmedik. Hiçbir zaman çalmadık çırpmadık, mesaiden de kaçmadık. Bir tiyatro oynandı ve bu tiyatroda herkes üzerine düşen rolleri güzelce oynadı. Oynasınlar elbet bir gün hukuk ülkeye geri gelecek. Yaşayan gerçekten zor üzerinden 6 yıl geçti. KPSS’ye girmişim soru çalmakla suçlanmışım ellerinde bir kanıt yok, dayanak yok. Ben haksızlığa karşı bir şey yapamadığım için ağladım.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version