ANKARA – AKP’nin inançlara dair toplumsal, ahlaki ve eşitlikçi tüm süreçleri berhava etmeye çalıştığını belirten HDP Milletvekili Kemal Bülbül, “AKP tarafından ‘Alevi’siz zihniyetle Aleviliğe kayyım atanmaktadır” dedi.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kararnamesinin Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla resmen kuruldu. Uzun süredir Alevi kurumlarından yoğun tepki çeken ve dün gece saatlerinde Resmi Gazete’de yayınlanarak resmileşen Cemevi Başkanlığı’nda, 11 kişiden oluşacak “danışma kurulu” yer alacak. Kurul, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 3 yıllığına seçilecek. “Gerekli görüldüğünde” ise kurula atanan bakanlar da başkanlık edebilecek.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Alevi sorunlarına, Cemevi sorunlarına ve ibadethane olması yönündeki taleplere çözüm olmayacağını belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, kararnameyle Aleviliğe kayyım atanmak istendiğini söyledi.
ALEVİLİĞE KAYYIM ATAMA
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın yeni sorunlar yaratacağını dile getiren Bülbül, “Cemevleri’nin ibadethane olmadığı, Cumhurbaşkanı tarafından atanacak kişilerin Alevi toplumunun içinde iradesinin olmadığı bir başkanlık ile AKP tarafından ‘Alevi’siz Alevilik zihniyeti ile Aleviliğe kayyım atanmaktadır” dedi.
‘ALEVİ SORUNU TOPLUMSAL ETİK SORUNUDUR’
Alevi sorununun makro politik siyasi, kamusal, hukuksak ve ekonomik ve eğitimsel bir sorun olduğunu ifade eden Bülbül, “Alevi sorunu aynı zamanda toplumsal etik sorunudur. AKP’nin burada toplumsal etiği ihlal etme, inançlara dair toplumsal, ahlaki ve eşitlikçi tüm süreçleri berhava etme yaklaşımı söz konusudur. Bir insanın ve partinin tutumu ve egemen zihniyetiyle yapılan işte asla demokratik bir çözüm ve eşit yurttaşlık olmaz” diye konuştu.
‘ÇÖZÜM YERİ SARAY DEĞİLDİR’
Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebi olduğunu söyleyen Bülbül, “Biz HDP olarak 5 Mayıs 2022’den bu yana Dersim’de başlattığımız ‘Alevi toplumuna eşit yurttaşlık’ kampanyasını sürdürmeye devam ediyoruz. Bu yaz 17 şehrin yanı sıra köyleri ve ilçelerini dolaştım. Hiçbir Alevi kurumu bu kararnameyi ve yasa tasarısını istemiyor. Nitekim yasa tasarısı komisyonunda görüşülürken, Alevi kurumları gelip istemediklerine dair görüş beyan ettiler ve ‘Çözüm değil’ dediler. Dün Alevi kurumları Ankara’ya geldi ve Meclis önünde açıklama yapmak isterken darp edildiler. İçerisinde yaralananlar ve hastaneye kaldırılanlar oldu. Alevi toplumunu ve temsilcilerini darp edeceksiniz, sonra Saray’da ‘çözüm’ üreteceksiniz. Aleviliğe Saray’da çözüm bulunmaz. Alevilik torbaya sığmaz. Mazlum ve masum toplumların inancıdır. Bu toplumlar sorunlarına sokakta ve halkın içerisinde toplumlarla, ezilen kesimlerle, kadınlarla, Kürt halkıyla ve mazlum Türkmen halkıyla çözüm bulurlar. Alevi sorununun çözüm yeri AKP’nin Saray’ı değildir” sözlerine yer verdi.
PİR SULTAN ABDAL’IN SÖZÜ
Pir Sultan Abdal’ın “Abdal Pir Sultan’ım ey dede himmet, Kendine cevretme aleme rahmet, İstanbul şehrinde ol sahip devlet, Tac-ı devlet ile yıkılmalıdır. Ankara şehrinde ol sahip devlet, tacı tahtı ile yıkılmalıdır” sözünü hatırlatan Bülbül, bu söz ışığında Türkiye halklarının sorunlarına çözüm olunabileceğini ifade etti.
DEMOKRATİK CUMHURİYET VE EŞİT YURTTAŞLIK
Bülbül, şöyle devam etti: “Çözüm, bütün toplumsal kesimlerin birbirlerinin sorunlarına sahip çıktığı ve ortak bir biçimde demokratik mücadele yürüttüğü Demokratik Cumhuriyet, eşit yurttaşlık mücadelesidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giderken yapılması gereken budur. Birinci yüzyılda mevcut zihniyet bize katliamlar, acılar, asimilasyonlar yaşattı. İkinci yüzyılda bunu yaşamamak için Hünkar Hacı Bektaş’ın dediği gibi ‘Gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım.’ Buradaki canlar kavramı bütün eşitlik isteyen herkesi kapsayacak bir kavramdır” şeklinde konuştu.
HDP’SİZ ÇÖZÜM OLMAZ!
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında HDP’nin rolüne değinen Bülbül, “HDP söylendiği gibi anahtar parti değildir. HDP sorunların odağında bulunan partidir. HDP demokrasiye giden kapı ve yoldur. HDP’yi görmeden, HDP’nin amaçladığı siyasal politikaları görmeden, Türkiye’deki hiçbir soruna çözüm bulmak mümkün değildir. Dün Eş Genel Başkanımız sevgili Mithat Sancar, grup toplantısında ‘Bir şey görüşmek istiyor, diyalog kurmak istiyorsanız gelin görüşelim’ dedi. Kapı arkası diplomasisiyle değil” ifadelerini kullandı.
‘AKP ZİHNİYETİNE KARŞI MÜCADELE PROGRAMI’
Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz Demokratik Cumhuriyet ve eşit yurttaşlık programını Emek ve Özgürlük İttifakı’yla ortaya koyduk ve bu ittifakı çoğaltmak, toplumun tüm kesimlerine yaymak gibi bir gayretimiz var. Bunu yaparken, sınır ötesi saldırılara, Alevi ve Kürt halkına tehditlere, asimilasyon ve kayyım atamalarına, kadına yönelik şiddet, nefret ve tecavüze, emekçilere yönelik hak ihlallerine, yoksullaştırmaya ve hükümeti AKP zihniyetine muhtaç etmeye karşı da mücadele programımız var. Bunu da tüm alanlarda yürütmeye gayret ediyoruz.”
‘SOYLU TÜRKİYE’Yİ TERÖRİZE EDEN BİR ŞAHIS’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Türkiye’nin altına “dinamit” koyduğunu söyleyen Bülbül, “Kendisi Türkiye’yi terörize eden bir şahıstır. Soylu’nun aklıyla ve o akılla ortaklaşan zihniyetlerle bu sorun çözülmez” vurgusu yaptı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***