Binbaşı Murat Ertaş, kendini koruyamayan ve tamamen bekasının derdine düşmüş bir Genelkurmay Karargâhı nizamiyesinde, 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylara çok yakından tanıklık etmiş bir subay.
Kimsenin burnu kanamadan kaosu bitirmeye çalışan kahraman bir Türk subayı olmasına rağmen, hayatın olağan akışına ters, zorlama çıkarımlarla “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına” çarptırıldı.
Binbaşı Murat Ertaş’ın mahkemede yaptığı savunma, 15 Temmuz’da ne olduğunu anlamaya ışık tutuyor.
İşte o savunma;
VATANDAŞ ARASINA KARIŞMIŞ ART NİYETLİ GRUPLARIN, TSK’YI İTİBARSIZLAŞTIRABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM
“Bir kişi başkaları tarafından yönlendirilmemişse, bu ülkede darbe olduğunu en erken, iddianamede de belirtildiği gibi ancak saat 1-2 civarında öğrenebilir. Hal böyle iken o gece yaşananları benim gibi çevre emniyetinde nöbet kulübesinden izleyen ve hiçbir suretle bir iletişim vasıtası ile temas etmeyen sanıkların darbeyi bildiğini veya bir süre sonra haberdar olduğunu ifade etmek, akıl mantıkla izah edilebilir değildir. O gece cep telefonum yanımda değildi. Hiçbir iletişim vasıtası ile temas etmedim. Bu nedenle durumsal farkındalığım da yeterli seviyede değildi. Yaşanan olayların terör saldırısı ve sadece Genelkurmay karargahında cereyan ettiğini düşünüyordum. O günün bilgisiyle ve algısıyla saldırıya uğrayan Genelkurmay Karargahı’nın darbe yaptığını düşünmek akıl ve mantıkla izah edilemeyeceği gibi alışılagelmiş darbelerle de ilişkilendirilemeyecek bir durumdur. O gece ben vatandaşın arasına karışmış, art niyetli bir grubun halk ile askerini karşı karşıya getirerek vahim olaylara sebebiyet verebileceğini, karargâha sızabileceğini, komuta katına yönelik suikast yapabileceğini veya karargâha girerek Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırabileceğini düşünüyordum.”
HALK SAĞDUYULUYDU, GALEYANA GELMİŞ ELİ SİLAHLI 150 KİŞİLİK GRUP VARDI!
O gece kışla emniyeti için askerî ve profesyonel bir refleksle inisiyatif alan Binbaşı Ertaş, savunmasının devamında; halk ile karşı karşıya kalmış bir asker olarak, o gece halkın iki kategoriye ayrıldığını, halkın çok büyük bir kısmını teşkil eden birinci kategorinin, sağ duyulu, mantıklı hareket eden kahramanlardan oluştuğunu ve bu kişilerin kışla dışında beklediklerini, ikinci kategorinin ise bir kısmı silahlı, yaklaşık 150 kişiden oluşan galeyana gelmiş art niyetli kişilerce yönlendirilen şahıslardan oluştuğunu ifade ederek, o gece halkın arasına karışmış ve bu gece için daha önceden hazırlıklı oldukları anlaşılan eli silahlı provokatörlerin olduğunu söyledi.
MASKELİ MARJİNAL GRUPLAR KİM?
Binbaşı Murat Ertaş olayları ilk ağızdan şöyle anlatıyor;
“Sayın Başkan o gece provokatörlerin olduğu, halkı yanlış yönlendirdiği ve bu kişilerin darbeci olduğu iddia edilen kişilerden daha hazırlıklı oldukları bir kısım sanıklar tarafından defalarca izah edildi. Şimdi size bu konuyla ilgili ilginç bir bilgi vereceğim. Saat 04:37’de Merkez kodlu kişi, “Tuzluçayır’da malum marjinal gruplar, bilginiz olsun efendim, silahlı oldukları” şeklinde bilgi veriyor. “Şahıslar ayrıca maskeli, tamam.” diye anons geçiyor.
Şimdi size soruyorum bu maskeli malum marjinal grup kimlerden oluşmaktadır?
Yine o gece kayıtlara girmiş polis telsiz konuşmalarından:
Saat 01:16’da 2110 telsiz kodlu kişi; “Merkez, Beştepe’de her yerde görev alan tüm unsurlara sesleniyorum. Elinde silah olan herkese çakacaklar, lamı cimi yok” diyebiliyor ve sonrasında talimatının garipseneceğini düşünerek anlaşılması için tekrar ediyor; “Çatışma bölgesinde görev alan tüm personelimiz can güvenliğini alarak gördükleri eli silahlı herkese çakacaklar, gördüklerini indirecekler” diyor.
Bu konuda diğer bir örnek saat 03:09’da 2036 telsiz kodlu kişi; “Merkez, tekrar ediyorum, Sayın Genelkurmay Başkanı hariç tüm TSK personeli bizim için şüphelidir. Arkadaşlar ona göre davransın” demektedir.
KESKİN NİŞANCILAR DEVREDE!
O gece için hazırlık yapıldığına dair emarelerden bir tanesi de; Genelkurmay Karargâhı civarındaki bölgelere yerleştirilmiş olan keskin nişancılar. Bu keskin nişancılar, masum halkın da bulunduğu noktalara hedef gözetmeksizin atış yaptı.
Binbaşı Ertaş ifadesinde, keskin nişancıları şöyle anlatıyor;
“Keskin nişancılar, Deniz Kuvvetleri ile alt geçit arasında sütre gerisinde ve meclis bahçesine idari tahkikat raporunda da işaret edildiği gibi; Jandarma Genel Komutanlığı binası civarında mevzilenmişlerdir. Bu atışlar sonucunda kesten veya taksirli bir şekilde öldürülmüş veya yaralanmış sivillerin olma ihtimali de bulunmaktadır. Bu konudaki dikkat çekici husus Şehit Mustafa Avcu’nun durumudur. Genelkurmay Karargahından açılan ateş sonucu şehit olduğu iddia edilen Mustafa Avcu’nun vücudundan çelik çekirdek mermi çıkartılmıştır. Benzer bir çekirdek Jandarma Genel Komutanlığında polis tarafından keskin nişancı silahı ile vurulan ve darbeci olduğu iddia edilen askeri personelin vücudundan da çıkarılmıştır. Bu tür bir mermi Genelkurmayda bulunan silahlarla atılmamakta, sadece ve sadece keskin nişancı silahları ile kullanılabilmektedir. Bu durumda Şehit Mustafa Avcu’nun bu davada yargılanan bir sanık tarafından öldürülmediği ve polisin Genelkurmay dışından yaptığı keskin nişancı silahı ile vurulduğu ortaya çıkmaktadır.”
POLİSİN ART NİYETLİ GRUPLARA SİLAH DAĞITMASI
Binbaşı Ertaş, o gece karargâh ve civarında yaşananlara ve polisin tavrına çok yakından tanıklık etmiş ve akılla izah edilemeyecek ve sonucunda binlerce masum vatandaşın zarar görmüş olabileceği çok acık olan, polisin art niyetli gruplara uzun namlulu silah ve mühimmat dağıtması olayına da ifadesinde yer verdi.
Ertaş’ın anlattıkları şöyle;
“Benzer şekilde huzurda ifade veren bir kısım sanıklarda o gece karargâh binasında veya Genelkurmay etrafında pek çok kişiyi tabancalı ve bıçaklı gördüğünü beyan etti. Bunların hepsini önemsiz görebilirsiniz. Şimdi size daha somut bilgiler arz edeceğim ve o gece vatandaşa polis tarafından silah dağıtıldığını emniyetin kendi hazırladığı telsiz çözümleri ile izah edeceğim.
Saat 02:20′de; vatandaş askerleri linç ediyorlar, vatandaşlar sıktılar, vatandaş askere sıktı, bilginiz olsun. Vatandaş silahlı ve silahını rastgele kullanıyor. Anonsu geçiliyor.
Saat 04:42’de 2918 telsiz kodlu kişi; Merkez, bu İl Emniyet Müdürlüğü önünde takviye olarak gelen mühimmatı kimlik göstermeden dağıtıyorlar. Orada vatandaşlar da alıyor. Bu konuda uyaralım. Biz gerekli ikazı yaptık ama yine de dağıtıma devam ediyorlar. Vatandaşta alıyor orada verilen mühimmattan.
Bu çağrıya istinaden 2680 telsiz kodlu kişi; Merkez, anons eden istasyon doğru söylüyor. 2-3 şahsı da biz aradan çıkarttık, mühimmatın çoğu sivillere gidiyor, tamam, diyor.
Yine saat 04:58’de 29931 telsiz kodlu kişi; merkez şu anda İl Emniyet içerisinde silah dağıtma işi sona erdi, izdihamlı bir şekilde. Şu an uzun namlulu silah kalmadı, efendim. Almayanlar da var, araç hareket ediyor.
Demek ki araçlarla İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen silah ve mühimmat vatandaşa dağıtılmış, hatta daha önceden silahlandırılmış olan sivillerin de mühimmatı bitmiş ve yeniden mühimmat ikmali yapılmıştır. Kullanılan silahların nerede ve kime karşı kullanıldığını bilerek veya bilmeyerek kimleri öldürmüş veya yaralamış olabileceklerini artık siz düşünün. Bu silahlar üzerinde de bir inceleme yapılamamıştır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***