Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

TBMM Seçim Yılında Medya ve Sosyal Medyada Sansür Tartışmasıyla Açıldı


ANKARA- Türkiye’de yasama organı TBMM, bugün saat 14.00 itibarıyla açılış oturumuyla yeni yasama yılı çalışmalarına başladı.

TBMM’nin açılışıyla birlikte AKP-MHP cephesince medya ve sosyal medya alanına yönelik sansür düzenlemesini hayata geçirme kararı alınması, seçim sürecinde ifade özgürlüğüne aykırı olarak yorumlanıyor.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM 27. Dönemi’nin 24 Haziran 2018’deki seçimler sonrasında oluşması nedeniyle geçmişte Türkiye’de seçimler genellikle sonbahar dönemlerinde gerçekleştiği için ilk kez 6’ncı Yasama Yılı’nın yaşanacağını vurguladı.

TBMM Genel Kurulu’nda Şentop’un açış konuşması ardından Meclis geleneği uyarınca Cumhurbaşkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüdeydi. Erdoğan’ın salona girişi sırasında CHP ve HDP grupları geçtiğimiz yıllarda olduğu üzere “Partili Cumhurbaşkanı” olması nedeniyle ayağa kalkmadı. İyi Parti Grubu ise, “Cumhurbaşkanı makamına saygı” yaklaşımıyla AKP ve MHP gruplarıyla birlikte ayakta karşıladı. Ancak Erdoğan’ın konuşması bittiğinde CHP ve HDP gibi İyi Parti Grubu’nun da ayağa kalkmadığı ve alkışlamadığı gözlendi.

Geçtiğimiz yıllarda da ana muhalefet partisi CHP Grubu, Erdoğan’ın artık Yürütme’nin başı olması ve partili olması nedeniyle Erdoğan’ın açılış günü konuşmasına tepki göstermişti. Muhalefet, bunun diğer parti liderlerine söz verilmemesi itibariyle antidemokratik olduğu görüşünde. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve TİP’li vekiller de, sadece Erdoğan’ın konuşması nedeniyle açılış oturumuna katılmadı.

Erdoğan, konuşması bittiğinde Cumhur İttifakı ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi başıyla selamladı. Ancak salondaki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ile selamlaşmadı. İyi Parti Lideri Meral Akşener ise, geçtiğimiz yıllarda milletvekili olmaması nedeniyle protokol locasında açılışı izliyordu ancak bu yıl TBMM’ye gelmedi.

Kordiplomatik locada ise, Karadeniz’de devam eden savaşın tarafları Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov ile Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasly Bodnar’ın yer aldığı görüldü. Elçiler, Erdoğan’ın konuşmasında barış yönündeki mesajlarını bizzat dinledi. Erdoğan’ın hedefindeki ülkeler ABD ve Yunanistan’ın elçileri ise açılış oturumunda yoktu.

Açılış günü nedeniyle basın mensupları, TBMM bahçesinde siyasi parti yöneticileriyle canlı yayın telaşındaydı. İktidar ve muhalefet temsilcileri, farklı kanallarda birbirlerine yönelik eleştirilerini dile getirirken, o trafik içinde zaman zaman birbirleriyle de selamlaştı.

TBMM’nin açılışı dolayısıyla Ankara siyaseti gündeminde, seçim yılına girilmesine ve meslek örgütlerince tepkiyle karşılanmasına rağmen Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklikler öngörerek sansüre yol açacak düzenlemeleri hayata geçirecek yasa teklifi vardı. VOA Türkçe, iktidar ve muhalefet temsilcilerine mikrofon uzatarak, gelecek hafta TBMM’nin ilk mesai gününde görüşülecek olan yasa teklifini ve seçim yılına ilişkin değerlendirmelerini sordu.

AKP ve MHP dezenformasyon iddiasıyla sansür yasasını savundu

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, meslek örgütlerince yasa teklifine yönelik “sansür” yorumuna tepkili. Ünal, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) bazı suç tanımlaması hükümlerini anımsatarak, bu konularda yargı dava açtığında da dezenformasyon yapıldığı görüşünde. Meslek örgütlerince örneğin, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ilan dağıtımıyla ilgili bazı maddelere ilişkin TBMM Genel Kurulu aşamasında yeniden değerlendirme yapılabileceğini de söyleyen Ünal, teklifteki gazetecileri hedef alıcı nitelikteki diğer hükümlerden ise vazgeçilmeyeceği sinyalini verdi.

AKP’yle birlikte teklife imza atan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül de, “seçmenine doğru bilgiler verecek siyasiler ve hazırlanacak doğru haberler için” bu yasayla herhangi bir engel yaratılmadığı görüşünde. Bülbül, “Dezenformasyona karşı çıkmak söz konusu olmamalı. Birileri buna sansür yasası diyerek karşı çıkıyor alakası yok. Aksine yalan ve çarpıtma üzerine kurulmuş olan habercilik anlayışına veyahut bir algı, manipülasyona engel olmaya yönelik bir faaliyet. Bu noktada bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın da ihtiyaç duyduğu bir kanun düzenlemesi. Bu düzenlemeleri, bütün ülkelerin tartıştığını ve bir düzen getirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Türkiye de bunun tedbirini almaya çalışıyor. Bu yasa da bundan ibarettir” dedi.

Bülbül de, TBMM Genel Kurulu aşamasında BİK kapsamında yazılı yerel basın ve internet haber siteleriyle ilgili bazı eleştirileri dikkate alabileceklerini işaret etti.

Bülbül, ayrıca seçim yılına girilmesi itibariyla Türkiye’de kutuplaşmanın artacağı görüşüne de karşı çıkarak, “Biz kutuplaşmadan yana değil huzurdan yanayız. Biz toplumu kutuplaştırıp, birbirine düşürme düşman etme yaklaşımında değiliz. Cumhur İttifakı böyle bir anlayış içerisinde değil. Şu dönemde Türkiye’de her şeyden fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. Dış politikada yaşanan gelişmelere bakıldığında Türkiye’yi kutuplaştırarak ayrıştırmak Türkiye’ye kötülük yapmaktır. Türkiye’yi birbirine kenetlemek ve bu milli politikalar çerçevesinde ortak bir irade ortaya çıkarılmasını beklemek Türkiye adına yapılacak en büyük faaliyettir. Bizim de bu dönemde yapacağımız iş budur” diye konuştu.

CHP: Bu haliyle yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise, “Şimdi Cumhuriyet’in 100. Yılındayız. Cumhuriyet ne demek? Özgürlük demek prangalardan kurtulmak demek tek sesliliğin ortadan kalkması demek. Basın özgürlüğü halkın haber alma özgürlüğü demek. Cumhuriyetin yüzüncü yılının son yasama dönemine ne ile başlıyorlar, sansür yasasıyla başlıyorlar. Bu Cumhur iktidarına yakışır ama Türkiye’ye yakışmaz. Yaz boyunca bunu gelin basın meslek örgütleriyle, sendikalarla tartışın, bizlerle tartışın, dünyadaki iyi örnekleri alalım, kötü örnekleri bu yasadan çıkaralım dedik hiçbirini yapmadılar. Yine dayatıyorlar. Basın meslek örgütleri buna karşı. Biz de karşıyız, Meclis’te de mücadele edeceğiz. Eğer böyle yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi’ne de de götüreceğiz. Sahadaki bütün itirazları da görünür kılmaya çalışacağız. Bu dezenformasyon yasası değildir bu bir sansür yasasıdır” dedi.

HDP: Bunu kabul etmeyeceğimizi dirençle ortaya koyacağız

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, teklifi sansür yasası olarak değerlendirdiklerini vurgulayarak, “Türkiye’de özgür basın yayın organları hali hazırda yok denecek kadar az ve maalesef muhalif gazeteciler halen yakalama, tutuklama tehdidi altında. Sadece Diyarbakır’da 16 gazeteci halen içeride ve bunla ilgili yargılamalar devam ediyor. Mevcut iktidar bunun bile yeterli olmadığını söylüyor aslında. Toplumun sesi soluğu olan bir kısım muhalif basını susturmak için, sosyal medyayı kısıtlamak için böyle bir yasal düzenleme getiriyor. Biz buna karşı Komisyon’da da çok güçlü bir muhalefet ortaya koymuştuk. Meclis’te de bunu kabule etmediğimizi, kabul etmeyeceğimizi güçlü bir muhalefetle dirençle ortaya koyacağız” diye konuştu.

İyi Parti: “Basın Kanunu dezenformasyon olarak tanıtılıyor”

İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da, “Önümüzde bir seçim var. Bu seçimin demokrasinin erdeminden, geleneklerinden, mekanizmalarından doğru bir biçimde yararlanılarak sürdürülmesi lazım. Bu yasa teklifi, geride bıraktığımız yasama yılında gündeme gelmiş bir konuydu ve biz buna karşı duruşumuzu sergiledik. Hatta bu yasal düzenlemenin iktidarın bile zararına olacağını ifade ettik. Basın kanunu çıkarıyoruz ama sosyal medyanın sınırlandırılması ya da dezenformasyon yasası olarak tanıtılıyor. Ama bu Cumhur koalisyonunun ilk ayıbı değil, kanunlar açısından” ifadesini kullandı. Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda gerekli tepkiyi gösterecekleri mesajını verdi.

Seçim yılında iktidar kaynaklı kutuplaşma, baskı süreci öngörüyor

Bu arada muhalefet temsilcileri, TBMM’nin açılmasıyla birlikte nasıl bir seçim yılı beklediklerini paylaştı ve ortak görüş iktidar kaynaklı daha fazla kutuplaşmış bir Türkiye endişesi olarak ortaya çıktı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bu kez uzun senedir vatandaşın talep ettiği, CHP’nin hep söylediği ama yapmayız dedikleri birçok şeyi yaptıklarını göreceksiniz. Ne diyordu Recep Tayyip Erdoğan? ‘Ben seçimi kaybedeceğimi bilsem ben bu EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) işinde yokum’ diyordu, şimdi dört elle ona sarılmış. Demek ki seçim yılıdır, demek ki bundan sonra AKP iktidara tutunabilmek için geçmişte bizim söylediğimiz, vatandaşların istediği pek çok şeyi yapacak. Bunlardan olumlu olanlara katkı vereceğiz, eksik olanlar için düzeltilmesi için mücadele vereceğiz. Burada (TBMM’de) vatandaşların hoşuna gidecek işleri yaparken dışarıda baskıyı artıracaklar muhalefeti susturmaya çalışacaklar. Dezenformasyonun en üst düzeyini yapacaklar. Ellerindeki kamu gücünü, partileri lehine, muhalefetin aleyhine kullanabilmek için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar. Ama asla susmayacağız, asla geri adım atmayacağız bir santim eğilmeyeceğiz çünkü biliyoruz biz eğilirsek bunlar bu millete diz çöktürecekler. Dimdik ayakta duracağız, cesaretle mücadele edeceğiz, seçimlere gideceğiz ve tek adam rejimini sandık yoluyla değiştireceğiz” görüşlerini aktardı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de, muhalefet belediyelere yönelik soruşturmalar ile TBMM’deki dokunulmazlık fezleke dosyalarını hatırlattı. Erkek, “Saray iktidarı ve Cumhur İttifakı kutuplaşmadan besleniyor zaten dünyada da böyledir. Otoriter popülist tek adam rejimleri çatışmadan kutuplaşmadan beslenir. Saray’ın duvarları arasında korku çok büyük. Özellikle bu korku 31 Mart ve 23 Haziran’dan sonra çok daha büyüdü. Tüm belediyelerimize inanılmaz engellemeler getiriyorlar. Ve düşünebiliyor musunuz TBMM’de 600 milletvekili var. Ve bin 600 tane fezleke bekliyor. Ya sistemde bir hata var ya da milletvekilleri bir suç makinası mı? Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye’yi getirdikleri noktaya bakın. Ama sorun sistemde. Yasama, yürütme, yargı erkleri farklı olması gerekirken bugün tek elde birleşti. Böyle ucube bir sistem” değerlendirmesinde bulundu.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise, “Aslında yıllardır iktidar bilinçli bir biçimde seçim sürecinde muhalefeti tartıştırıyor. Ve bir algı operasyonuyla kendisi sanki 20 yıldır iktidarda değilmiş gibi yapacaklarını ilan ediyor. Bu da garip bir hezeyan hali. Bu seçim döneminde iktidar toplumu daha fazla kutuplaştırarak, belirli kesimleri ötekileştirerek, düşmanlaştırarak içeride ve dışarıda bir savaş politikası dayatıyor. Maalesef sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Kürt halkına yönelik düşmanlık politikası devam ettiriliyor. Ve dış politikasını bunun üzerine kurmuş durumda. Bu kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye karşı bizler birleştirme demokratik bir çözüm, demokratik bir Türkiye mücadelesini seçimlerde de göstereceğiz” dedi.

İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da, Türkiye’nin öncelikle ekonomi gündemini ve sıkıntılarını konuşması gerektiği görüşünde. Dervişoğlu, “Türkiye’nin bu sorunlarının neden kaynaklandığı belli. (İktidar) Ama bu tartışma zemininden Türkiye’yi çıkararak, yapay gündemler üzerinde konuşmaya çalışıyorlar. Demokrasinin kazanımlarını doğru işleten, gözeten, halkla bütünleşen doğru bir kampanya temenni ediyorum. İktidar bu zamana kadar toplumu kutuplaştırarak, seçim zaferleri elde etmeye alıştı. Biz İyi Parti olarak makulü makbul hale getirebilmek adına doğru bir süreç yönetimini yaşama geçirme arzusundayız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümeti resepsiyonda temsil edilmedi

Açılış günü sonunda ise resepsiyon düzenlendi. Geleneksel 1 Ekim günlerindeki TBMM açılış resepsiyonu ise, 2020 ve 2021 yıllarında Corona virüsü salgını nedeniyle yapılmamıştı. Bu yıl resepsiyon, Meclis Başkanı Şentop’un ev sahipliğinde, ana binadaki Şeref Holü’nde Türk Sanat Müziği ve klasik müzik konserleri eşliğinde gerçekleşti.

TBMM tarihinde ilk kez AKP’li İsmail Kahraman’ın başkanlığı döneminde 1 Ekim 2016’daki resepsiyonda hayata geçirildiği üzere alkollü içecek servisi yine yapılmadı.

Geçmiş yıllarda liderler arasında diyaloglara da sahne olan açılış resepsiyonu, bakanlar, bürokratlar, komutanlar ve yabancı misyon temsilcilerini buluştururdu. Ancak bu yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılmama kararı aldığı resepsiyon sönük geçti.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nden hiçbir bakan resepsiyona katılmadı. Üst düzey bürokrasi, yargı başkanları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komuta kademesinden de katılım olmadı.

AKP, CHP, MHP, İyi Parti’den grup başkanvekilleri ve milletvekillerince resepsiyona kısmen katılım gösterildiği gözlendi. TBMM’nin eski başkanlarından Binali Yıldırım ve Bülent Arınç resepsiyondaydı. Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici resepsiyondaki tek siyasi parti lideri oldu. HDP’li milletvekilleri ise resepsiyona katılmadı.

Exit mobile version