Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

SES davası yarın: Sağlık hakkı mücadelesinin tarihidir


ANKARA – Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için faaliyetlerinin dava konusu yapılmasını kabul etmediklerini vurgulayan SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, “SES tarihi emekçilerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesinin tarihidir” dedi.

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de aralarında olduğu 8 sendika yöneticisi hakkında, “örgüte üyeliği”, “örgütü yönetmek” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla açılan davanın yarın Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmasına dair açıklama yapıldı. SES binasında yapılan açıklamaya, çok sayıda sendikalı katıldı. 

 

YILDIRIM: SES MÜCADELESİNE DEVAM ETMEKTEDİR

 

SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, pandeminin başlangıcında herkesin korktuğu ve sustuğu dönemde talepleri için yaptıkları eylem ve etkinliklerin birilerini rahatsız ettiğini ifade ederek, “Ana akım medyada, haberlerde şubelerimiz ve işyerlerimizden pandeminin yönetilemediğini, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz şiarıyla isyanımızı duyurmamız, kimilerini had bildirme, intikam alma arayışına itmiş olmalı. Bilinmeli ki; KESK ve bağlı sendikalar kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunmuş ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi vermiştir. Sağlık ve Sosyal Hizmet iş kolunda örgütlü olan sendikamız SES, kurulduğu günden beri nitelikli, ücretsiz, erişilebilir ve anadilinde sağlık ve sosyal hizmet mücadelesi yürütmeye amaç edinmiş ve bugün de aynı amaçla mücadelesine devam etmektedir” dedi.

 

SÜREKLİ YARGI BASKISI

 

Sendikal mücadelenin marjinalleştirmeye çalışıldığını dile getiren Yıldırım, “2007’de, 2009’da ve 2012’de KESK ve bağlı sendika yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar yapılmış, fakat hem Anayasa Mahkemesi hem de AİHM’in bu konuda yapılan haksız gözaltı ve tutuklamaların hukuka aykırı olduğunun tespitini yapmıştır. Bu şekilde toplu açılan davaların birçoğunda arkadaşlarımızın tamamı beraat etmiştir. Yukarıda anlattığımız yargısal süreç esasında siyasi iktidarın emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten sendikamıza, sendikal örgütlülüğümüze yönelik yargı baskısının kesintisiz olduğunu göstermektedir” vurgusu yaptı.

 

‘MÜCADELEMİZE ZARAR VERMEK İSTİYORLAR’ 

 

Sendika yöneticilerinin hukuksuz bir yargı süreci ile yıpratılmak istendiğine dikkat çeken Yıldırım, “Siyasi iktidar bu dava ile sendikamızın emek mücadelesini suç konusu yaparak mücadelemize zarar vermek istemektedir. Üstelik ortada suç teşkil eden hiçbir delil olmadığından bu oluşturdukları suç unsurlarını yine yaratıkları iftiracı tanıklar üzerinden yapmaya çalışmaktadır. İddianamede yer alan suçlamaların tarihsel seyri bile ortada bir iftira olduğunu kanıtlar niteliktedir” şeklinde konuştu.

 

‘SAĞLIK HAKKI MÜCADELESİNİN TARİHİ’ 

 

Yıldırım, şöyle devam etti: “SES tarihi emekçilerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesinin tarihidir. SES tarihi aynı zamanda emeğin özgürleştiği demokratik bir sistem yaratma mücadelesidir. Bu davayla sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi de yargılanmak istenmektedir. Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için aktif mücadele eden sendikamızın faaliyetlerinin dava konusu yapılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın yapması gereken halka ücretsiz ulaşılabilir nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti sunmak, sağlık emekçilerinin haklarını vermektir. Hak mücadelesi veren emek örgütlerini yıpratma çabası sonuç vermeyecektir. Bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.” 

 

Yıldırım, son olarak tüm demokrasi güçlerini 3 Ekim Pazartesi günü 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya katılmaya çağırdı.

 

DURUŞMA DIŞI DİNLEME CMK’YE AYKIRI

 

Dava avukatı ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, SES’in kurulduğu günden itibaren sürekli olarak halk sağlığını ve emekçilerin hakkını savunan bir çizgisi olduğunu söyledi. Türkdoğan, “Pandemi zamanında yapılan açıklamaların suçlama konusu olması hakikaten ileride çok konuşulacak iddianamelerden biri olacak. İki arkadaşımızın tutuklu olmasına sebep olarak gizli ve açık tanık beyanları gösterilmişti ama bu insanların dinlenilmesi ertelenerek tutuklamanın uzatılması amaçlandı. Gizli tanığın duruşma dışı dinlenmesi kararı alındı. Bu tamamen CMK’ye aykırı. Sadece mahkeme heyetinin dinleyeceği şeklinde karar almak adil yargılanma ilkesine tanık sorgulama ilkesine aykırı. Bunlarla ilgili itirazlarımızı yaptık. Bir hukuksal tartışma yürüteceğiz. Bunun hükmü esas alınmayacak” dedi.

 

DAVANIN POLİTİK ARKA PLANI

 

Yarın iki tanığın dinlenilmesinin beklendiğini aktaran Türkdoğan, “Şayet dinlenirlerse biz de savunmamızı ona göre gerçekleştireceğiz. Bir davanın politik arka planı olursa savcılık da sürekli tanık arayışı içerisinde girer. Yarın biz arkadaşlarımızın özgürlüğü için elimizdeki çabayı göstereceğiz” diye konuştu.

 

BOZGEYİK: SİYASALLAŞAN YARGI 

 

KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, kapitalizmin ortaya çıkardığı ve pandemiyle derinleşen neoliberal politikaların yarattığı tahribata vurgu yaparken, KESK’in buna karşı ortak bir mücadele yürüttüğünü söyledi. “AKP bugün Türkiye’yi yalan ve dolan siyaseti üzerinden yönetmeye çalışıyor” diyen Bozgeyik, “15 Temmuz’dan 7 yıl geçmesine rağmen cemaatten devraldığı liyakatsiz atamalarla siyasallaşan bir yargı ile karşı karşıyayız” diye belirtti.

 

Süregelen yargı tacizinin sadece KESK’e yönelik ilerlemediğini belirten Bozgeyik, “Bir bütün tüm muhalif kesimlere yönelik bir baskı politikasıyla karşı karşıyayız. İşsizlik güvencesiz çalışma, kadınlara-gençlere yönelik baskılar ve kayyum atamaları açısından da değerlendirdiğimizde seçime girdiğimiz süreçte AKP yeniden bir kaos ortamıyla süreci yürütecektir” ifadelerini kullandı. 

 

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

 

Yarın gerçekleşecek duruşmaya uluslararası emek örgütlerinin temsilcilerinin de katılacağı bilgisini veren Bozgeyik, şunları söyledi: “İktidarın siyasetini teşhir etme ve yargı krizini Avrupa’daki emekçilerle paylaşarak bir ağ oluşturma çabamız var. Enternasyonalist bir dayanışma ile bu saldırıları ortadan kaldıracağımız günler yakındır. Yarınki duruşmaya Türkiye’deki emek ve demokrasi güçlerini dayanışma için davet ediyorum.”

 

Açıklama, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla son buldu.

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version