Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘KDP basınının Nagihan’ı görme biçimi özel savaş medyası rolünden kaynaklanıyor’


HABER MERKEZİ – Nagihan Akarsel’e ilişkin KDP medyasının tutum ve sunumunu eleştiren gazeteci Mervan Özdemir, KDP medyasının Türk devletinin yayın politikasını esas aldığını belirterek, “Nagihan Akarsel’i bir Kürt devrimci olarak değil, bir Türk vatandaşı olarak sunuyor. Kendisine biçilen rolü yerine getiriyor” dedi. 

 

Federe Kürdistan Bölgesi’nde son bir yıl içinde gerçekleştirilen suikast sonucu 4 Kürt siyasetçi katledildi. 4 Ekim’de ise Jineoloji Dergisi Editörü Nagihan Akarsel Süleymaniye’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. KDP basınından Rudaw, Akarsel’in katledilmesini, “Süleymaniye’de Türkiye vatandaşı bir kadın silahlı saldırıda öldürüldü” diye servis etti. Gazeteci Mervan Özdemir, KDP medyasının tutumunu değerlendirdi. 

 

‘ÖZEL SAVAŞ MEDYASI’

 

Özdemir, KDP medyasının özel savaş medyasının rolünü üstlendiğini ifade ederek, “Kürdistan’ın birçok yerinde Kürtlerin aleyhinde gelişen tüm gelişmelerden KDP’nin direk sorumlu olduğunu görüyoruz. Bu konuda rol oynadığına tanıklık ediyoruz. Özellikle Nisan ayı ortalarından bu yana Medya savunma alanlarına yönelik başlatılan saldırılarda KDP’nin her an sahada Türk devletinin yanında yer alan bir tutumu sergilediğini görüyoruz. Bu konularda özellikle Türk devletinin önünü açmak için bir rol üstlendiğini görüyoruz. KDP medyası savaş ayaklarından birini oluşturuyor. Kürt halkının kimliğinin ayaklar altına alan ve kimliğinden utandıran bir pozisyonda hareket ediliyor. Hatta Türk özel savaş medyasının bire bir senaryolarını taklit ettiğini veya doğrudan o senaryoları alarak Güney Kürdistan’da uyarladığını görüyoruz. En son KDP medyası gerillaya götürülecek birçok maskenin yakalandığını servis etmişti. KDP basının ne olduğunu çok net bir şekilde görüyoruz. Nagihan Akarsel gibi büyük bir devrimci Kürt kadını Türkiye vatandaşı olarak sunmasından biliyoruz. KDP medyası bile isteye çok gönüllü bir şekilde büyük bir iştahla Kürt halkına karşı geliştirilen saldırılarda rol üstlenmiş durumda. Dolayısıyla Kürt halkının mücadelesini manipüle eden bir misyona sahip” diye konuştu. 

 

‘SES ÇIKARMIYORLAR’

 

Özdemir, Akarsel’in katledilmesi sonrası KDP medyasındaki sessizliğe de dikkati çekerek, “Bugün Güney Kürdistan kentinde bir devrimci Kürt kadın katledildi. Hatırlatmakta fayda var, İran’da Jîna Mahsa Amînî İran rejim güçleri tarafından işkenceyle katlettiği için yaklaşık bir ayı bulan büyük bir ayaklanma var. Kürt kadını gaddar ve çirkin bir şekilde Süleymaniye merkezinde katlediliyor. Ama ne KDP medyası ne de Kürdistan Bölgesi hükümeti hiçbir ses çıkmıyor. Katillerin yakalandığı belirtiliyor ancak daha önce yaşanan saldırılarda hiçbir katilin yakalanmadığı hatta Hewlêr de kendi özgür yaşam alanlarını oluşturarak orada yaşadıklarını öğrendik. Dolayısıyla bugün Nagihan Akarsel’in katillerinin yakalandığı belirtilse de nasıl bir cezaya tabii tutulacakları veya nasıl yargılanacakları veya bu saldırıların arkasındaki ağların çözülüp çözülmeyeceğini konusunda Kürt halkının kafasında soru işaretleri var” diye belirtti. 

 

‘ROLÜNÜ LAYIKIYLA YERİNE GETİRİYOR’

 

Özdemir, şöyle devam etti: “Nagihan Akarsel’in kim olduğunu, ne olduğunu bizler dünyanın dört bir yanından kendisini sahiplenen insanların mesajlarında anlamış olduk. Nagihan Akarsel çok kimlikli bir Kürt kadınıydı. En önemlisi de bir gazeteciydi. KDP basının diline dolanmaya cesaret edemeyeceği ve sözünü edemeyeceği bir kimliğe sahipti. Bu kimlik direnişçi Kürt kadın kimliğiydi. Dolayısıyla KDP’nin ne yakınından geçebileceği ne de söylemeye cesaret edebileceği bir kimlikti. KDP basını bu nedenle Akarsel’i Türk vatandaşı olarak görebildi. Çünkü Kürt halkına bu kimliği layık görüyor. Kendisine biçilen rol bu temeldedir. Kendisi de bu rolü layıkıyla yerine getiriyor.” 

 

‘İNKAR VE İMHA EDEN BİR YAYIN POLİTİKASI’

 

Kürdistanı yok sayan bir yayın politikasının izlendiğini sözlerine ekleyen Özdemir, şunları söyledi: “Tarihten utanmıyor, Kürt halkından da çekinmiyor. Bundan dolayı bize çok şaşırtıcı gelmiyor. KDP medyasının çok net bir şekilde Türk devletinin Kürt halkına yönelik başlatmış olduğu imhayı ve inkarı esas alan politikalar çerçevesinde bir yayına başladığını ve sürdürdüğüne tanıklık ediyoruz. AKP ve MHP faşist iktidarının Kürt halkına yönelik başlattığı savaşın önemli bir ayağını özel savaş medya oluşturuyor. Bugün bu rolü gönüllüce ve hiçbir kaygı gütmeden KDP medyası tarafından üstlendiğini görüyoruz. Bizler Türk devletinin Kürt halkını yok sayan, aşağılayan birçok yayınına tanıklık ettik. Sadece güncelde değil tarihte de bizler buna tanıklık ettik. Zilan’dan Ağrı direnişine ve Şeyh Seid direnişlerine kadar özel savaş medyasıyla, Kürt halkının meşru mücadelesinin, sanatının, kimliğinin nasıl inkar edildiğini, manipüle edildiğini tanıklık ettik. Bugün bir Kürt medyası Kürdistan bölgesi merkezinin medyası Türk devletinin yayın politikasını esas alıyor. Nagihan Akarsel’i bir Kürt devrimci olarak değil, bir Türk vatandaşı olarak sunuyor. Bunlar artık bize şaşırtıcı gelmiyor. Kendisine biçilen rolü yerine getiriyor.”

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version