Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kazım Güleçyüz, 15 Temmuz’u irdeliyor: Tutuklama furyası öncesinde cezaevleri boşaltıldı mı?

Kazım Güleçyüz, 15 Temmuz’u irdeliyor: Tutuklama furyası öncesinde cezaevleri boşaltıldı mı?


Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, 15 Temmuz’u sorgulamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili kritik sorular gündeme getiren Kazım Güleçyüz, konuyla ilgili yeni bir video yayınladı.

1 Ekim’de kaleme aldığı ‘Cezaevlerine o gün bu talimat verildi mi?’ başlıklı yazıya atıfta bulunan Kazım Güleçyüz, 15 Temmuz ve hemen ertesinde Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerini arayarak yeni tutuklamalara hazırlık için koğuşların boşaltılması talimatı verilip verilmediğini sorduğunu hatırlattı. Ancak söz konusu soruya cevap alamadığını belirtti.

Kazım Güleçyüz, sö konusu yazısında şu ifadeleri kullanıyordu:

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü, 16-17 Temmuz’da, Adalet Bakanlığından cezaevleri aranıp, “Siz 150 kişilik, siz 200 kişilik, siz 250 kişilik koğuş ayarlayın” talimatlarıyla, daha tutuklamalar olmadan, cezaevlerinde, istenen koğuşlar hazırlandı mı?

O günlerde, kalkışma olduğu söylenen iller için belki böyle bir tedbir alınabilir, ama kalkışma gerçekleşmemiş illerde de tutuklamalar yapılacak diye koğuşlar hazırlandı mı?

16-17 Temmuz Cumartesi-Pazar günleri (özellikle Pazar), cezaevlerine bazı koğuşlardaki tutuklu/hükümlüleri başka koğuşlara aktararak, yeni tutuklamalar için hazırda boş koğuş bulundurulması talimatı verildi mi?

“Öyle birşey olmadı” diye inkâr ve tekzip cihetine gidilirse, konunun UYAP kayıtlarından tahkik edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Böylesine büyük bir oda/koğuş değişikliğinin UYAP’tan tesbit edilebileceği ifade edilerek, “Cezaevlerinde genellikle hafta sonları koğuş değişikliği yapılmaz” deniliyor.

Eğer yapıldıysa, ki öyle görünüyor, karga tulumba başlatılan tutuklama furyasının bu cihetten de masaya yatırılıp tahkik edilmesi ve enine boyuna sorgulanması gerekiyor.

Bu iz üzerinden yapılacak bir tahkikat o hafta sonu cezaevlerinde “koğuşları yeni tutuklular için boşaltma ve hazırlama” talimatının uygulandığını ortaya çıkarırsa ne olur?

Bütün o tutuklamaların ve koğuş boşaltmaların aynı merkezden yönetildiği anlaşılır.

Tutuklama listelerinin, savcılara yaptırılan tutuklama taleplerinin, sulh ceza hâkimlerine verdirilen tutuklama kararlarının ve bu kararlara istinaden Adalet Bakanlığından cezaevlerine açılan “Koğuşları hazırlayın” telefon talimatlarının aynı merkezde organize edilen bir planın parçaları olduğu ortaya çıkar.

Böyle bir yapının ve ona bağlı ilişkiler ağının hukuk devleti kriterleri çerçevesinde masaya yatırılıp sorgulanması gereği doğar.

Ve ağa dahil olanların hesap vermesi zorunluluğu da kendiliğinden gündeme gelir.”

CEVAPSIZ ÇOK SORU VAR

Kazım Güleçyüz son videosunda ise şunları söylüyor: Bu yazı üzerine yapılan yorumların bazılarında koğuşların 15 Temmuz’dan da önce boşaltılmaya başlandığını söylüyor. Bir eski infaz koruma memuru ise bu anlatılanların aynen, birebir doğruluyor. Bir mesajda da deniyor ki, ‘bir hakimin kimlik bilgileri ve adresi bilgisayara en hızlı 1 dakikada girilse 3 bin hakimin tespiti 2 günden fazla sürer. Ancak o gece 3 binden fazla hakım hakkında gözaltı kararı çıktı. Bu nasıl oldu?

Bu listelerde yer alan hakimlerden, savcılardan bazılarının aylar önce öldüğü de ortaya çıktı. Velhasıl cevaplandırılması gereken çok soru var. Bu soruların cevapsız kalması da 15 Temmuz’un karanlıkta kalmasını netice veriyor.

HİÇ KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KAR KALMAMALI

Ama bu soruların en azından kayda geçmesi laım ki yarın normal düzene geçildiğinde bütün bu soruları kasıtlı olarak cevapsız bırakan iktidarın yerine hukuka bağlı bir siyasi irade iktidara geldiğinde o dönemin önyargısız tahkik edilmesi ve sorumluların tek tek tespit edilip hesaba çekilmesi mutlaka gündeme gelmeli. Hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmaması lazım.

Bu dönem maalesef çok ağır hukuksuzlukların gerçekleştiği talihsiz bir dönem olarak tarihe geçiyor. Bu işler öyle geçiştirilerek, unutarak, unutturarak devre dışı bırakılması söz konusu olmamalı. Bunu bir hukuk ve demokrasi açısından, insanlık onuru açısından kaçınılmaz bir görev ve sorumluluk olarak telakki edip, özellikle burada altılı masaya büyük vazife düşüyor, bu konunu ısrarla takipçisi olmak gerekiyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version