Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz: CPT kaygılarımızı arttırdı | YENİLENDİ


VAN – CPT’nin İmralı’ya yaptığı ziyaretin kaygılarını daha da arttırdığını belirten DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “CPT hazırladığı raporu acilen kamuoyuna açıklamalıdır, çünkü kaygımız giderek artıyor” dedi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van il örgütü, 6’ncı Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kentteki bir düğün salonunda yapılan kongreye DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri ile yüzlerce kişi katıldı. Kongre salonuna Kürtçe ve Türkçe, “Şimdi ulusal birliği ve özgürlüğü sağlama zamanı” ve “Örgütlü toplumla özgür yaşama doğru” pankartı ile DBP’nin flamaları asıldı. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından BDP il eşbaşkanları Gülderen Varlı ile Çetin Uyar birer konuşma yaptı. Ardından konuşan Aydeniz, Kürt halkı, kurumları ve örgütlerine devletin bir zulüm politikası uyguladığını belirterek, tüm bunlara rağmen kimsenin geri adım atmadığını ve direndiğini dile getirdi.

 

‘BARZANİ AİLESİ İHANET EDİYOR’

 

Kongrelerin Kürt halkına karşı geliştirilen kirli politikalara bir cevap olduğunu dile getiren Aydeniz, “Kürtler olarak önemli bir dönemden geçiyoruz. Biliyorsunuz birkaç gün önce Süleymaniye’de kadın arkadaşımız Nagihan Akarsel Türkiye’nin tetikçileri tarafından katledildi. Bu tetikçinin yasal yollardan oraya geçtiği ve bu katliamı yaptığını biliyoruz. Zaten Türkiye Büyükelçisi bunu söyledi. Herkes bilsin ki biz onların mücadelesini yerde bırakmayacağız. Hatırlarsanız, Erdoğan 28 Mart 2006’da Diyarbakır’da yaşanan eylemler için ‘Kadın da olsa çocuk da olsa gerekeni yapacağız’ açıklaması yapmıştı ve o günlerde 6 çocuk katledildi. Aslında büyükelçinin bu konuşması Erdoğan’ın konuşmasından farklı değil. Yine 90’larda 17 bin insan yine tetikçiler tarafından katledildi. Bugün yapılanlar zeminin 90’lı yıllardan alıyor. Tüm 90’lı yallarda yaptıkları faili belli cinayetlerinden alıyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Kürtler özgürlüklerinden vazgeçmedi vazgeçmeyecektir. Kürtler gün geçtikçe iradelerini güçlendirdi ve buraya getirdiler. 90’larda nasıl katliamlar yapıyorlarsa şimdi de KDP ve Barzani ailesi eliyle bunu yapmaya devam ediyor. Bu duruş Kürt halkına ihanettir. Barzani ailesi bunu bilsin ki; biz bunu asla kabul etmiyoruz. Kürdistan’da tüm sivil toplum örgütleri ve halk bu ihanete, katliama karşı çıkmalıdır” dedi. 

 

‘KÜRT KADINLARI DURUŞLARIYLA BU ZİHNİYETİ YENECEK’

 

Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesine ilişkin konuşan Aydeniz, “Buradan saçlarını özgürlük bayrağı yapanları selamlıyoruz. Nasıl ki Rojava’da kadınlar direnerek demokratik, ekolojik bir yaşam inşa ederek tüm dünya için bir örnek yaptılarsa Rojhilat’ta da kadınlar ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla bunu gerçekleştireceklerdir. Hewrîn Xelef’i, Deniz Poyraz’ı, Negahan’ı ve Jîna Amini’yi öldüren zihniyet aynıdır. Bu karanlık zihniyet bilsin ki, Kürt kadınları duruşuyla bu zihniyeti yenecek. Bunların saray ve faşist düzenleri yenilecek. Özgür bir toplum oluşuncaya kadar kadınlar mücadele edecektir” diye konuştu. 

 

‘HERKES CEZAEVLERİNE SES OLMALI’

 

Devletin yüzyıldır Kürtlere karşı ölüm, sürgün, göç, katliam ve işkence politikasını devreye aldığını söyleyen Aydeniz, “Özellikle işkence politikası cezaevlerinde devreye konuluyor. Daha dün cezaevinde bir arkadaşımız katledildi. Çünkü AKP-MHP faşizmi iktidarını katliam ve Kürt düşmanlığı üzerinde yürütüyor. Cezaevlerini ölüm evlerine dönüştürüyorlar. Gün geçmiyor ki cezaevlerinde bir işkence yaşanmışın. Tüm bunların yaşandığı bir dönem, 15 Ekim’de Erdoğan Diyarbakır’a gelip cezaevini kültür merkezine dönüştürecek. Utanmıyor musunuz? Bugün tüm cezaevleri Diyarbakır zindanına döndü. Oradaki politikalar tüm cezaevlerinde yaşanıyor. Erdoğan’ın gelişinin bizim için bir anlamı yok. Çünkü biliyoruz ki tüm cezaevleri ayna gibi karşımızda duruyor. Bu aynada insanlık suçu, işkence ve katliam var. Bu katliamın sorumluları Adalet Bakanlığı, cezaevi idaresi ve AKP iktidarıdır. İşte bunlara karşı birçok kente annelerimiz Adalet Nöbeti tutuyorlar. İşte tam da bu katliamlar yaşanmasın diye bu nöbeti tutuyorlar. Annelerimizi yalnız bırakmamız gerekiyor. Herkes cezaevlerine ses olmalı ve bu haksızlığı dile getirmelidir. Annelerin talepleri yerine gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. 

 

‘CPT KAYGILARIMIZI ARTTIRDI’

 

Bugün ülkede yaşanan kriz ve kaosusun tek nedenin tecridin ağırlaştırılması olduğunu vurgulayan Aydeniz, İmralı’da başlayan tecridin tüm ülkeye yayıldığını ifade etti. Aydeniz, şöyle devam etti: “Şu an sansür yasası çıkarılıyor. Bunu tecrit devam etsin diye yapıyorlar. Bu nedenle insanım diyen herkesin bu tecride karşı çıkması gerekiyor. Herkesin bilmesi gerekiyor ki; barışın, demokrasinin, ülkedeki sorunların çözümü ve Kürt sorununun müzakerecisi Sayın Öcalan’dır ama bizler Sayın Öcalan’dan haber alamıyoruz. Kısa bir süre önce CPT bir ziyaret gerçekleştirdi. Ama bu ziyaret kaygılarımızı daha da arttırdı. CPT hazırladığı raporu acilen kamuoyuna açıklamalıdır çünkü kaygımız giderek artıyor. İmralı’ya yaklaşım hukuki, vicdani ve ahlaki değil. Tecridin kırılması için her yerde mücadelemiz devam ediyor.  Ama buna karşı kriz ve kaosu tecritle büyütüyorlar. Sayın Öcalan’ın mutlaka fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Bunun için de her alanda mücadelemizi vermemiz gerekiyor. Öcalan’ın özgürlüğü, kadının, Kürt halkının özgürlüğü ve Türkiye’nin demokratikleşmesidir.”

 

Aydeniz’in konuşmasının ardından tek liste ile gidilen seçimde eşbaşkanlığa Şengül Polat ve Harun Okay seçildi.  

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version