CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçerek yasalaşan kanunu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götüreceklerini bildirdi.

Yasa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak bugün itibariyle yürürlüğe girdi. 

‘NEDEN GETİRDİNİZ BU YASAYI DİYORUZ, YANIT YOK’

Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat’ın aktardığına göre “29. Madde konusunda kendileri bu suç tanımı nedeniyle ‘işlenemez suçtur’ diyorlar. ‘Neden getirdiniz bu yasayı?’ diyoruz, yanıt yok. ‘Bu maddede ceza üst sınırını üç yıldan iki yıla çekelim, tutuklu yargılama olmasın, katalog suç olmasın, gazeteciler ve sıradan yurttaş bu yasanın kapsamı dışına çıksın’ dedik, kabul etmediler” diyen Özkan, şöyle devam etti:

“29. Madde başta olmak üzere sansürcü bütün maddeleri, basın kartını çaycıya, çorbacıya verip gazetecilere verdirmeyen, 84 milyon vatandaşımızın özel hayatını izleyen, dinleyen, gözleyen, depolayan, hukuku devre dışı bırakan maddeleri götüreceğiz.

Anayasa Mahkemesi hem Basın İlan Kurumu hem de İletişim Başkanlığı’nın yetkilerini kararlarıyla sınırladı. O kararlara karşı hülledir bu yasa. Anayasa Mahkemesi’nden ‘sansüre hayır’ demesini umuyorum.”

Fırat’ın yazısına göre Tuncay Özkan iktidarla yaptıkları görüşmeleri de anlattı.

‘YASAYI BERABER YAPMAYI ÖNERDİK, ‘HAYIR’ DEDİLER’

Bu alanda bir yasaya ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Özkan, hatta ilgili taraflar, medya kuruluşları, sivil toplum örgütleriyle çalıştay yaparak, yasayı beraber yapmayı önerdiklerini söyledi. 

“Hayır” yanıtı aldıklarını anlatan Özkan, “Hem cezalar konusunda, hem tutuksuz yargılamayı hem de yargılamanın ceza sınırlarını aşağıya çeken konularda anlaşmalar yaptık. Bu anlaşmaları bir süre sonra bozmak zorunda kaldılar” dedi. Ardından da düzenlemeyle ilgili itirazlarını sıraladı:

“Neyin dezenformasyon olduğuna dair bir tanımlama getirmiyorlar. Ama neyin suç olduğu belli: İktidara uymayan fikir açıklamak, yazmak, bunları yaymak suç.

Bilgi Teknolojileri Kurumu’na 84 milyonun yargı kararı olmadan bütün internet ve iletişim hareketlerini kısıtlama, kaldırma, izleme, kaydetme ve depolama yetkisi verdiler. ‘Neden?’ diye sorduk. ‘Elimizde hazır bulunsun, mahkemeler isteyince hemen vereceğiz’ diyorlar.

Her aşamada uzlaşma aradık. Elbette ki yasa bir ihtiyaç, biz bu ihtiyacı görüyoruz. Ancak bunu bir sansür niteliğine dönüştürüp bu yasayı kendi iktidarlarının geleceği için kullanma gayesi ile yapma arzuları, hakikatleri görmelerine engel oldu.”

Yazının tamamı.