Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Beştaş: Dışişleri Komisyonu kimyasal silah kullanımına dair araştırma yapmalı

Beştaş: Dışişleri Komisyonu kimyasal silah kullanımına dair araştırma yapmalı


ANKARA – Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye’nin kullandığı kimyasal silaha dair ortaya çıkan görüntülere dikkat çekerek, “Siyaset erki ve Parlamento sorumluluk almak zorunda. Dışişleri Komisyonu bir araştırma yapmalıdır” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda Grup Başkanvekilleri gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Bugün Erdoğan grup toplantısında konuştu, hakikaten dehşetle izledik, bilmiyorum, grubu da oradaydı, alkışlıyorlardı. Ne dedi? ‘PKK’liler 5-10 çocuk yapıyor’ dedi. Önce ‘Kürtler’ diyordu, şimdi örgüte bağladı. Kürtlerin tamamına ‘Siz örgütsünüz’ dediler aslında ‘PKK’lisiniz’ dediler. Bunu da geçtim bu, bütün Kürt halkını terörist olarak görmenin, düşman olarak görmenin bilinç altının yansımasıdır. 2006’da aynı Erdoğan şunu demişti: ‘Çocuk da olsa kadın da olsa gereğini yerine getiririz.’ ‘Kürt düşmanlığı’ dediğimiz işte budur. Soylu daha önce ‘Kürtler 10-15 çocuk yapıyorlardı, şimdi 5-6 çocuğa düştüler’ dedi.  Kürtleri sürekli bir nüfus mühendisliği altında gören kafalar dönüp baksın geriye hangi çöplükteler acaba?” diye sordu.

‘NEFRET DİLİNİ KINIYORUZ’

Kadınların bedenlerine dair AKP’li Erdoğan’ın söz söylemesine de tepki gösteren Beştaş, “Kadınlar çocuk yapıp yapmamaya kendileri karar verir, bu aile meselesidir ya. Bir Cumhurbaşkanı çocuk yapma sayısına neden karışır, bunu anlamak mümkün değil.Ve tabii ki şunu da biliyoruz, Erdoğan örgüt mensuplarının, PKK’lilerin çocukları olmadığını çok iyi biliyor. Kürt nüfusunu kastederek nasyonal bir söz kuruyor aslında. Bunu Kürtler anladı. Ve partisine dâhil ettiği devlet katındaki ortakları olan ulusalcılara da tabii ki selam çakıyor ve çok çocuk sahip olmayı bir terör faaliyeti olarak görüyor ya! Bundan ötesi yok. Bu ırkçı bir kafadır, bu Kürt düşmanı bir kafadır, bu bir nefret dilidir; kınıyoruz” diye konuştu.

“Kürt halkı da bu nefret dilini ve Kürt düşmanlığını çok iyi anlıyor ve yorumluyor” diyen Beştaş, “Mesajlarını aldık ama cevabımız daha çok direnmektir, daha çok çözüm konusunda, demokratik siyasette ısrar etmektir, gerçek bir eşitlik ve kardeşlik için mücadele etmektir. Bizim karşı cevabımız budur; bu nasyonal kafayı da çok iyi anlıyoruz” dedi.

KİMYASAL SİLAH KULLANIMI

Kimyasal silah kullanımına dair de Beştaş, şunları söyledi: “Dünden bu yana sınır ötesi operasyonlarda kimyasal kullanıldığına dair görüntüler, iddialar, videolar, açıklamalar peş peşe kamuoyuna yansıyor. Bunlar yokmuş gibi hiçbirimiz davranamayız. Siyaset erki ve Parlamento sorumluluk almak zorunda ve bunun cevabını bulmak zorundayız. Dışişleri Bakanlığı henüz bir açıklama yapmadı. Gerçi genelde susmayı tercih ediyorlar. Dışişleri Komisyonu bir araştırma yapmalıdır. Kamuoyunu ikna edici bir açıklama gerekiyor bu konuda. Dün Merkez Yürütme Kurulumuz da bir açıklama yayınladı ve iddiaların defaatle hızla soruşturulması gerektiğini söyledi. Açıkçası bu çok önemli bir meseledir ve Türkiye, 29 Nisan 97’ye kadar imzaya açık olan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin uygulanması ve kimyasal silahların takibi için bağımsız olarak 97’de OPCW kuruldu ve Türkiye 97’de bunu onayladı. Kimyasal Silahlar Sözleşmesi tüm bir kitle imha silah kategorisini ortadan kaldırmayı amaçlayan uluslararası bir anlaşmadır ve faaliyet alanı, içeriği oldukça kapsamlı olup imzacı tüm ülkelerin bu akde uyması zorunludur.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇ

Tabii ki kimyasal silahların yok ediciliğini ve zararını anlatmayacağım, bunu hepimiz gayet iyi biliyoruz ama buna ilişkin uluslararası alanda da çokça açıklama, rapor, parlamentolarda tartışma yapıldığını biliyoruz. Kimyasal silah kullanımı Cenevre Statüsüne göre insanlığa karşı bir suçtur. Bu iddiaların bir an önce araştırılması, varsa sorumluların ortaya çıkarılması Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler gereğidir ve aynı zamanda insanlık görevidir”

CHP: HANİ 150 PKK’Lİ KALMIŞTI?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel de AKP’li Erdoğan’ın “PKK’liler 10 çocuk yapıyor” sözlerine tepki gösterdi. Özel, “Ve toplumdaki tüm kadınları küçük gören ve tüm toplumun önünde ayrımcı bir dil kuran bu anlayışı Cumhuriyet Halk Partisi olarak tamamen reddettiğimizi ifade etmek isterim. Aynı ifadelerin devamında ‘PKK’lılar 10 çocuk yapıyor siz de yapın’ demek… Eğer Süleyman Soylu’nun dediği gibi, ülkede 150 PKK’lı kaldıysa, ayakkabı numaralarını biliyorsanız, mağaradan burunlarını dışarı çıkaramıyorlarsa bu 10 çocuk yapan PKK’lılar kimdir? Cumhurbaşkanı bunu açıklasın, Cumhurbaşkanı açıklasın ki İçişleri Bakanlığının kayıtlarında PKK’nın çocukları yoksa kime PKK’lı diyor, kime terörist diyor?” diye sordu.

AKP’li Grup Başkanvekili Bülent Turan ise Erdoğan’ın sözlerini savunarak, “Dış politikada Türkiye nasıl ayağa kalkar, yatırımların önü nasıl açılır; hepsini değerlendirsinler fakat isyan ettiğimiz bir mesele var değerli arkadaşlar, dön dolaş ‘Kürt nefreti oldu’, ‘Söyleminde Kürtlere hakaret etti’ tarzı iddiaları esefle, nefretle reddediyorum” dedi.

AKP’Lİ TURAN: KÜRT SORUNU YOK

Bu sırada sataşmadan söz alan HDP’li Serpil Kemalbay ise “Kürt çocuklarını kimyasalla öldürüyorsunuz” dedi. AKP’li Bülent Turan, “Türkiye’ye faydası yok. Kaşımayın şu sorunlarımızı. Türkiye’de Kürt sorunu kalmadı. Siz Kürt sorunu olsun istiyorsunuz” dedi.  

Söz alan HDP’li Meral Danış Beştaş, “Sayın Turan, gerçekten bir daha yüksek sesle söyleyin ya ‘Kürt sorunu yoktur’ deyin. Sizin tedaviye ihtiyacınız olmadığını tanıdığım için biliyorum, sizi tanıyorum ama bence ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur’ diyenin tedaviye ihtiyacı var. Artık bunun başka bir izahı yok. Kürtlerin kemikleri üzerine festival yapmak Kürt düşmanlığı değil mi ya? Bu bir Kürt nefreti değil mi? Kürtler bunu anlamıyor mu? Kürtlerin kaç çocuğu olduğunu tartışarak siz bütün bir topluma, milyonlarca insana nefret kusmuyor musunuz? Bunun Kürt düşmanlığı dışında hiçbir izahı yoktur ve hakikaten bu konuda inkârlarınız da sizi çok komik duruma düşürüyor. ‘2 Bakanımız var, Kürt sorunu yok’ Gerçekten ya ne demek bu? Kürt nefretidir, Kürt düşmanlığıdır” ifadelerini kullandı.

Genel Kurul bütün partilerin Amasra’daki maden kazasının araştırılması için verdiği Meclis Araştırma önergelerinin görüşmeleriyle sürüyor.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version