Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ukrayna savaşı: Rusya’da özgürlükleri pahasına Putin’in işgalini protesto edenler

Ukrayna savaşı: Rusya'da özgürlükleri pahasına Putin'in işgalini protesto edenler


Feminist Savaş Karşıtı Direniş grubunun üyeleri Ukrayna savaşının anlamsız olduğunu söylüyor.

St. Petersburg’da saat sabahın üçü ve bütün caddeler bomboş. Ancak kentin merkezindeki küçük bir dairede, iki aktivist uykuya meydan okuyarak Rusya’da çok riskli olabilecek bir şey yapmaya hazırlanıyor. Savaş karşıtı bir protesto düzenlemeye…

 

Aktivistler bizimle görüşmeyi kimliklerini gizlememiz şartıyla kabul ediyor.

 

Kendisine Mitya olarak hitap etmemizi isteyen bir aktivist “Geceleri, sessiz bölgelerde güvenlik kameralarından saklanarak çalışıyoruz” diyor.

 

Vorobei ismiyle yer vereceğimiz diğer aktivist de “Her zaman başımıza kapşon, yüzümüze maske takıyoruz. Posterleri hazırlarken ve asarken de hep eldiven giyiyoruz” diye konuşuyor.

 

Feminist Savaş Karşıtı Direniş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ikinci gününde kurulan gizli bir protesto hareketi.

 

Mitya ve Vorobei ile buluştuğumuzda, bir okulun önündeki kaldırıma sprey boyayla savaş karşıtı mesajlar yazıyorlardı.

 

Bu, günün birinde çocuklarını askere ve savaşa yollamak zorunda kalacak olan anneleri hedef alan bir dizi eylemin bir parçası.

 

Aktivistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali karşısında duydukları şok nedeniyle bu gruba girmeye karar verdiklerini söylüyor.

 

“Savaş korkunç bir şey,” diyor Mitya ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

 

“Bu tamamen anlamsız, hiç başlamamış olması gereken emperyalist bir savaş. Bu bizim seçmediğimiz devlet başkanımızın kibrinin bir eseri.”

 

Ertesi gün Mitya ve Vorobei’nin sprey boyayla yazdıkları mesajı görmek için okulun önüne gidiyoruz.

 

St. Petersburg’da berrak bir sabah ve savaş karşıtı mesaj sabah güneşinde köpeklerini gezdirmeye çıkanlar tarafından gayet net bir şekilde görülebiliyor.

 

Ancak mesajın ömrü yalnızca birkaç saat sürüyor, üzeri hemen boyanıyor.

 

Vorobei eylemleriyle insanların görüşlerini değiştirebilmeyi umduklarını söylüyor:

 

“Belki önceden savaşa duyarsız yaklaşan biri posterimizi ya da mesajımızı görünce fikir değiştirir, savaşı desteklememeye karar verir.”

 

Rusya’da savaş karşıtı aktivist olmak tehlikeli bir iş. İnsan hakları örgütleri 16 binden fazla kişinin savaş karşıtı eylemleri nedeniyle gözaltına alındığını söylüyor.

 

Bu nedenle savaş karşıtı düşüncelerini yüksek sesle dile getirenlerin sayısı çok az. Bunu yapmaya cesaret edenler de gözaltına alınmayı, işlerini kaybetmeyi, üniversitedeki görevlerinden olmayı göze alıyorlar.

 

Vorobei “İlk hafta sokaklarda savaş karşıtı protestolar vardı” diyor.

 

Mitya “Protestoları çok şiddetli bir şekilde bastırdılar. Polis elektroşok tabancaları, coplar kullandı. Bir de gözaltına alınırsanız işkenceye uğrama riskiniz var. Herkes korku içindeydi.” diye devam ediyor.

 

Rus yetkililer halkın büyük bölümünün Kremlin’in “özel bir harekat” olarak nitelendirdiği Ukrayna işgaline destek verdiğini söylüyor ve muhaliflerin kovuşturmaya uğradığı iddialarını reddediyor.

 

Rusya’da kaç kişinin savaşa karşı çıktığını söylemek zor. Gerek devletin yaptırdığı gerekse bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan kamuoyu yoklamaları, işgale desteğin yüzde 70 dolayında olduğuna işaret ediyor.

 

Ancak muhalifler, Rusya gibi otoriter devletlerde kamuoyu yoklamalarına güvenmemek gerektiğini söylüyor.

 

Zira insanlar kovuşturmaya uğrayacakları endişesiyle gerçek görüşlerini açıklamayabiliyor.

 

Vitaly ise görüşlerini söylemekten çekinmeyen az sayıdaki kişiden biri. Onunla konuşmak için Rusya’nın batısındaki Smolensk kentine gidiyoruz.

 

32 yaşındaki eski uçak mühendisi, savaşın başlamasından bu yana her gün Smolensk’in şehir merkezinde protesto eylemi gerçekleştirmiş. Eylemine yedi ay boyunca yalnızca üç gün ara vermiş. O da ya gözaltında ya da bir cenaze töreninde olduğu için.

 

“Neden her gün eylem yapıyorum? Zincirleme bir protesto hareketi başlatmak için” diyor.

 

Vitaly defalarca gözaltına alınmış, para cezası ödemek zorunda kalmış, dayak yemiş. Ama eylemlerini başkalarını da ikna edeceği umuduyla sürdürüyor.

 

Kendisiyle şehir merkezine doğru yürüyoruz. Bir köknar ağacının altında savaş karşıtı pankartıyla yerini alıyor.

 

“Hiçbir şey değişti mi? Hayır. Ama bu hayal kırıklığına uğrayıp eylemlerime son vereceğim anlamına gelmiyor” diyor:

 

“Korku seviyesi çok yüksek. Bu korkuyla nasıl mücadele edileceğine dair bir yanıtım yok. İnsanları anlıyorum. Çocukları var, işleri güçleri var. Korkuyoruz ve susuyoruz. Bunun üzerine gitmemiz lazım. Korkuyu nasıl yenebiliriz, onu düşünmemiz lazım.”

 

Biz konuşurken yanımıza yaklaşan bir kadın sinirli bir şekilde Vitaly’nin elindeki pankartı alıyor, yırtıyor ve Vitaly’nin “para için anavatanını sattığını” söylüyor.

 

Vitaly yırtılan pankartın parçalarını özenle yerden topluyor, çantasından yeni bir pankart çıkarıyor.

 

Zira bu gibi durumlar için yanında hep yedek pankart taşımaya başlamış.

 

Yoldan geçenleri durdurup Vitaly’ye destek verip vermediklerini soruyorum.

 

Birçoğu savaş hakkında açıkça konuşmaktan çekiniyor. Neredeyse hiç kimse gerçek ismini söylemek istemiyor.

 

Konuştuğum bir kadın Vitaly’ye katılmadığını söylüyor. “Rusya Ukrayna’da doğru olanı yapıyor. Zaferimiz nihai olacak” diyor.

 

Ancak Vitaly gibi düşünenler de var. Bazılarının gelip kendisiyle konuştuğunu, elini sıktığını, kibar sözler söylediğini görüyoruz.

 

Küçük kızını gezmeye çıkarmış Kira adındaki bir anne “Bu genç adamı destekliyoruz” diye konuşuyor:

 

“Savaş çok kötü bir şey. Ne ülkemize ne de başkasına bir faydası olacak bu savaşın.”

 

Vitaly şimdiye dek uzun süreli gözaltına alınma ya da hapse atılma gibi bir durumda kalmamış. Ancak herkes kendisi kadar şanslı değil.

 

Moskova’ya dönüp bizimle oğluyla ilgili konuşmak isteyen Elena’yla buluşuyoruz.

 

Elena tutuklanmasından bu yana el sürmediği oğlunun odasını gösteriyor. “Onu çok özlüyorum. Onunla konuşmayı çok özlüyorum” diyor.

 

23 yaşındaki Dima Ivanov, Moskova Devlet Üniversitesi’nde başarılı bir öğrenciyken sosyal medya kanalında savaş karşıtı içerikler paylaşmaya başlamış. Nisan ayında gözaltına alınmış ve şu anda 5 ila 10 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya.

 

Şubat ayında Ukrayna savaşının başlamasından bu yana yüzlerce siyasi muhalif ve aktivist Rusya’yı terk etti.

 

Elena “Oğlumun da gitmesini istedim. Ama o hayır dedi. ‘Burası benim ülkem, neden gidecekmişim,’ dedi. Burada daha güzel bir hayat istediğini söyledi.” derken ağlamaya başlıyor:

 

“Oğlumun hapse düşmesini istemiyordum. Acı çektiğini düşünmek beni kahrediyor.”

 

Uluslararası Af Örgütü Dima’yı “vicdan mahkûmu” olarak nitelendirdi.

 

Annesi Elena, oğlunun tutulduğu gözaltı merkezinde koşulların hiç iyi olmadığını söylüyor.

 

Kendisine yazdığı bir mektuptan şu satırları okuyor:

 

“Rutubet var, her yeri küf bağlamış halde, tuvaletler, lavabolar kırık, çalışmıyor.”

 

Rusya’da çok az sayıda kişi savaşa karşı seslerini açıkça yükseltebiliyor.

 

Savaş uzadıkça ve Rusya’nın kayıpları arttıkça Kremlin’in muhaliflere yaklaşımı daha da sertleşebilir.

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version