MARDİN – Adem Kara cinayetinde soruşturmanın etkin yürütülmediği endişesi taşıdıklarını belirten İHD Mardin Şube Eşbaşkanı Feyzi Adsız, polislerin silah kullanma yetkisinin sınırlandırılmasını istedi.
Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Işıklar Mahallesi’nde kurulan hayvan pazarında 1 Eylül’de “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla polisler tarafından açılan ateş sonucu ensesinden vurulan Adem Kara (21), yaşamını yitirdi. Valilik ve kaymakamlık, aradan 3 gün geçmesine rağmen Kara’nın öldürülmesine dair açıklama yapmadı. Kara’yı öldüren polis hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı ise bilinmiyor.
Kara’nın öldürülmesi geçmiş yıllarda yaşanan ve cezasızlıkla sonuçlanan benzer olayları hatırlattı. 2002 yılından bu yana ülke genelinde 500’ü aşkın kişi polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Faillerin birçoğu, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu (PVSK) kapsamında ya beraat etti ya da düşük cezalarla mesleklerine devam etti. 16 yaşındaki Mazlum Turan, Çetin Kaya, Dilek Doğan, Ali El Hemdan, Şahin Öner, Kemal Kurkut, Recep Hantaş ve 12 yaşındaki Nihat Kazanhan, polis kurşunuyla öldürülen kişilerden sadece birkaçı.
ÜSTÜ KAPATILACAK ENDİŞESİ
Kara’nın öldürülmesine dair konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şube Eşbaşkanı Feyzi Adsız, Kara’nın 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde öldürüldüğüne işaret ederek, olayın “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Yetkili makamların herhangi bir açıklama yapmamasının soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmeyeceği endişesini artırdığını belirten Adsız, valilik ve ilgili kurumların bu tür olaylarda kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmekle görevli olduğuna dikkat çekti. Adsız, Kara’nın öldürülmesine dair yetkililerden açıklama beklediklerini söyledi.
‘SİLAH KULLANMA YETKİSİ SINIRLANDIRILMALI’
Faillerin bir an önce yargı önüne çıkarılarak, gerekli cezalandırmaların yapılması gerektiğini belirten Adsız, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun bu tür ölümlerin önüne geçmek için bir an önce toplanarak gerekli yasal düzenlemeleri yapması gerektiğini ifade etti. PVSK’de polislere tanınan silah kullanma yetkisinin sınırlandırılması gerektiğini kaydeden Adsız, söz konusu kanunun benzer olayların yaşanmasının önünü açtığını, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan yaşam hakkını ihlal eden uygulamalara neden olduğunu dile getirdi.
MA / Ahmet Kanbal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***