Parkinson hastalığının kokusunu alan İskoç bir kadından esinlenen bilim insanları, rahatsızlığın teşhisinde kullanılabilecek bir sürüntü testi geliştirdi.
Manchester’daki araştırmacıların geliştirdiği test ile üç dakika içinde Parkinson hastalığının tespit edebileceği ifade ediliyor.
Ancak kliniklerde ya da aile hekimliklerinde kullanılabilecek bir testin yapılabilmesi için daha fazla çalışma yürütülmesi gerekiyor.
Geliştirilen test, Perth şehrinde yaşayan 72 yaşındaki emekli hemşire Joy Milne’in deneyimlerini temel alıyor.
Milne, eşi Les’e resmen Parkinson teşhisi konulmadan 12 yıl önce eşinin kokusunda bir takım değişimler gözlemlemişti.
“Özellikle omuzları etrafında ve ensesinin arkasında nahoş bir koku duymaya başladım. Cildi de büyük bir değişim gösteriyordu” diyordu.
Joy Milne, eşinin kokusundaki değişim ile Parkinson hastalığı arasındaki bağlantıyı eşine teşhis konulmasının ve başka Parkinson hastalarında da aynı kokuyu duymasının ardından kurmuş.
Milne’le çalışan Manchester Üniversitesi’nden bilim insanları, laboratuvar koşullarında yüzde 95 doğruluk payı olan basit bir sürüntü testi sayesinde insanların Parkinson hastası olup olmadıklarını tespit edebileceklerini söylüyor.
Çalışma cildi korumayı amaçlayan sebum, yani yağ bezlerinin oluşturduğu salgının analiz edilmesini temel alıyor.
Hastaların sırtlarından bir pamuklu çubukla sebum örnekleri toplayan araştırmacılar, Parkinson’s hastası 79 kişi ile 71 kişilik kontrol grubu arasında kıyaslamalar yapmıştı.
Amerikan Kimya Derneği Dergisi’nde yayımlanan araştırmayı yürüten ekibin başındaki Profesör Perdita Barran, halen Parkinson teşhisi için kimyasal bir test bulunmadığını, binlerce hastanın teşhis için nörolojik muayene kuyruğunda olduğunu söylüyor.
Barran, Parkinson’u teşhis edebilecek bir testin aile hekimleri tarafından kullanılmasının çığır açıcı bir gelişme olacağını belirtiyor.
Profesör Barran, “Şu anda araştırma laboratuvarı koşullarında bir test geliştirmiş durumdayız ve hastanelerdeki analitik laboratuvarlarda çalışan meslektaşlarımıza bu testi ulaştırmaya çalışıyoruz. Böylece testin sağlık sistemi içerisinde nasıl sonuçlar verdiğini görebileceğiz” diyor.
Barran iki yıl içerisinde Manchester bölgesinde Parkinson testi uygulamasına geçilebileceğini umduklarını ifade ediyor.
Parkinson dünya genelinde en hızlı yayılan nörolojik hastalıklardan biri.
İngiltere’deki Parkinson Derneği’nin rakamlarına göre, ülkede yaklaşık 145 bin kişide hastalık görülüyor.
Parkinson hastalığının kesin bir tedavisi ya da hastalığın teşhisi için kullanılacak bir testi bulunmuyor.
Hastalık yürümede, konuşmada güçlüklere ve uzuvlarda titremelere yol açıyor.
Parkinson derneğinden James Jopling, hastalığın teşhisinde kullanılabilecek bir testin insanların hayatında büyük fark yaratacağını söylüyor.
“Şu anda bir test olmadığı için insanlar kendilerine teşhis konulsun diye aylarca, hatta yıllarca beklemek zorunda. Teşhis ne kadar erken konulursa tedavi de ihtiyacınız olan destek de o hızda başlar” diyor.
Joy Milne, eşinin hastalığına erken teşhis konulmuş olsaydı kendisinin ve ailesinin hayatının çok farklı olacağını söylüyor.
“Hastalığını biliyor olsaydık, ailesiyle daha çok vakit geçirirdi. Birlikte daha çok seyahat ederdik. Haberimiz olsaydı, bu neden depresyona girdiğini ya da modundaki ani değişiklikleri de açıklardı” diye konuşuyor.
Joy Milne, ölmeden bir gece önce eşine Parkinson’s hastalarında olduğunu sandığı bu kokunun araştırılması için konunun üzerine gideceğine söz vermiş.
Joy, eşinin “Bunu yapmalısın, çünkü bu insanların hayatını değiştirecek” dediğini söylüyor.
İşte bugün yapmaya çalıştığı tam da bu.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***