Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker Ipsos Araştırma Şirketi’nin 10 bin kişiyle yaptığı “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu” anketinin sonuçlarını kaleme aldı bir yazıyla değerlendirdi. Ülkede çözülmesi gereken birinci sorunun ekonomi olduğunu belirten Murat Ülker, “Yakın gelecekte ülkenin durumu daha kötü olacak diyenlerin oranı 2020’de yüzde 30 iken bu Haziran 2022’de yüzde 74’a çıkmış. Ülkenin geleceğine dair karamsarlığın hakim olduğu görülüyor. Bu büyük bir sorundur.” ifadelerini kullandı.
Murat Ülker’in “Bardağın dolu tarafına bakarak iyimser olmak mı?” başlıklı yazısından bazı bölümler şöyle:
“Bu hafta size Ipsos’un “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu”nu yorumlamaya çalışacağım. 10 bin kişiyle yapılan görüşmelere dayanan bu araştırma, toplumumuzun farklı konulara bakışlarını ortaya koymayı, davranışlarını ve alışkanlıklarını anlamayı ve zaman içindeki değişimi takip etmeyi hedefliyor.
…
“Türkiye’nin şu anki durumundan memnuniyetiniz?” sorusuna 2020’de memnun değilim cevabının verenler yüzde 40 iken Haziran 2022’de bu oran yüzde 79’a çıkmış. Ülkenin mevcut durumundan memnuniyetsizliğimiz konusunda bir mutabakat var.
Toplumun çabuk tepki vermesi bir karakter özelliği, bu da ilerlemek için faydalı bir şeydir.
Yakın gelecekte ülkenin durumu daha kötü olacak diyenlerin oranı 2020’de yüzde 30 iken bu Haziran 2022’de yüzde 74’a çıkmış. Ülkenin geleceğine dair karamsarlığın hakim olduğu görülüyor.
Bu büyük bir sorundur. Bilakis geleceğe ümitle bakmalıyız.
“Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna Aralık 2015’te yüzde 34 terör, yüzde 20 ekonomi diye cevap verirken, aynı soruya Aralık 2020’de yüzde 45 ekonomi, yüzde 45 Covid19 diye cevap verilmiş. Haziran 2022’de ise bu oranlar ekonomi için yüzde 85, covid19 için yüzde 5 olmuş.
TEMEL SORUNUMUZ HAYAT PAHALILIĞI VE İŞSİZLİK!
Çözülmesi gereken sorunumuzun ekonomi olduğu aşikar!
Bunu ekonomi olarak değil, fakat herkesin kolayca anlayabileceği bir şekilde izah etmemiz lazım. Sorunumuz hayat pahalılığı ve işsizliktir. Bunun temelinde yatan ise cehalet.
Hangi konuda rekabetçi üstünlüğümüz var? “Yetkili ve sorumlularımızın hangi konuda belirgin meziyetleri ve liyakatleri var?” diye düşünenler de var tabi ki.
“Ne iktidar, ne muhalefet, ne de uzman kadrolarımız (bürokrat ve teknokratlarımız) işlerin nasıl düzeleceği konusunda net bir şey ifade edemediği için insanımızda gelecek endişesi artıyor” diyenler olduğu gibi.
Harcama kısmında 2020 ile benzer durum söz konusu. “Son bir yılı düşündüğünüzde hiç tasarruf yaptınız mı?” sorusuna 2020’de yüzde 42 hayır derken, bu oran 2022’de sadece 3 puan artarak yüzde 45 olmuş.
Galiba artık daha ziyade beyaz/kahverengi eşya gibi dayanıklı tüketim mallarına harcama yapmayıp küçük anlık mutluluklara paramızı harcıyoruz.
Kredi kullananların geciken borcu ise yüzde 27!
Piyasadaki finansör ve satıcılar ise bunu kabullenip çözmek için aksiyon almıyorlar. Hane halkının geciken borçları için piyasadaki çözümler onları daha içinden çıkılmaz bir girdaba sürüklüyor.
“İmkanım olsa yurtdışında yaşamayı tercih ederim” ifadesine en fazla olumlu yanıtı gençler veriyor ve “yurt dışında yaşamayı isterim” diyen 17-25 yaş arası gençlerin oranı 2020’de yüzde 29 iken bu oran 2022’de yüzde 34’e çıkmış.
…
BARDAĞIN DOLU TARAFINA BAKILMALI
Sonuç olarak şunu söylemek isterim:
Tabii ki sadece sayısal bir araştırmadan yola çıkarak Türkiye’yi anlamak mümkün değildir. Ama hangi araştırma olursa olsun araştırmaları yaparken ve sonuçlarını değerlendirirken bardağın yarısı boş yaklaşımı bizim için çözümü görmeyi, geleceğe umutla bakmayı sağlamayacak. Tam tersi bir yaklaşım benimsenmesini öneririm. Yani özgün, farklı, rekabetçi özelliklerimizi geliştirecek, gelecek için umut vadedecek, insanlara umut verecek ve motive edecek bir yaklaşım benimsenmelidir. Yoksa felaket tellallığı yapmak bir işe yaramaz. Yani araştırmaları okurken “yarısı dolu” mantığı ile okumak daha geliştirici oluyor. Ben kendim öyle yapıyorum.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***