Çeşitli etkinlikler ve ziyaretler için İstanbul’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Değirmenköy Buğday ve Mazot Desteği Dağıtım Töreni’ne katıldı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kırsal kalkınmanın ve çitçilerin güçlendirimesinin önemi dikkat çektiği açıklamasında; “Çiftçi ekiyorsa dönümün maliyeti bellidir. Ne kadar gübre kullanıldığı, ne kadar mazot harcandığı bellidir. Artı üstüne makul bir kâr koyarsınız eşittir taban fiyat olur. Aksi halde siz ektiğiniz ürünün karşılığını alamazsınız. Belirlenen makul fiyatın üstünde çiftçi alıcı buluyorsa satabilir. Ama çiftçinin zarar etmediği bir modeli hayata geçirmezseniz Türkiye’de insanlar aç kalır” değerlendirmesinde bulundu.
‘İhtilaf’ iddialarına yanıt | Kılıçdaroğlu: Sizden istirham ediyorum, bunların hiçbirine inanmayın
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
“EKREM BAŞKAN’A TEŞEKKÜR ETMEK BENİM GÖREVİMDİR”
İstanbullunun rahat etmesi için elinden çabayı bütün çabayı gösteriyor. O nedenle Ekrem Başkan’a teşekkür etmek benim görevimdir. Hakkını yemeyelim diğer başkanlarımız da aynı şekilde çalışıyorlar. Engel çıkarıyorlar biliyorum ama arkadaşlarıma da bunu söyledim hangi engel çıkarsa çıksın şikayet etmeyeceksiniz, vatandaşımızla kucaklaşacaksınız.
“ÇİFTÇİYİ, ÜRETİCİYİ TOPRAĞA KÜSTÜRÜRSENİZ O MİLLET AÇ KALIR”
İstanbul için yapılanları Türkiye için de yapacağız. Türkiye’de çalışan kadınlar ve gençler kırsalda çalıştıkları sürece sigortalı olacaklar, sigorta primlerini devlet ödeyecek. Dolayısıyla kırsalda çalışan kadın, kırsalda çalışan gençler mutlu olmuyorlar, sosyal güvenlikleri sağlanmıyor. Gençler alınterinin karşılığını alamadığı için büyük kentlerin varoşlarında acaba ‘asgari ücretle bir iş bulabilir miyim’ diye uğraşıyor, toprağını terk ediyor.
Çiftçiyi, üreticiyi toprağa küstürürseniz o millet aç kalır. Sizler üretmediğiniz takdirde 85 milyon olarak biz, gideceğiz buğdayı, eti, nohudu dışarıdan alıyoruz. Niye dışarıdan alıyoruz? Bereketli topraklarımız, çalışkan insanlarımız var. Üretiyorlar ama karşılığını alamadığı zaman toprağa küsüyorlar.
“EKREM BAŞKAN HİÇ KİMSENİN YOKSULLUĞUNU TEŞHİR ETMEDİ”
Söyledi ya Ekrem Başkan; 172 bin evladımıza süt veriyoruz. Söz verdi vereceğim diye. Başkan seçildi aradan biraz zaman geçti birisi dedi ki ‘hani siz süt sözü vermiştiniz çocuklara. Neden dağıtmıyorsunuz?’ Oysa Ekrem başkan aylardır süt dağıtıyordu ama bunu politik bir malzeme haline getirmedi. Hiç kimsenin yoksulluğunu teşhir etmedi. Süte ihtiyacı olan her eve sütü götürdü tercih etti. Bizim inancımızın ahlakı olarak sağ elin evrdiğini sol el görmedi.
“SİZLER ÜRETİP KAZANACAKSINIZ, TÜM TÜRKİYE’NİN KARNI DOYACAK”
Çiftçi ektiği ürünün karşılığını almalı. Bu nasıl bir formülle olabilir? İnşallah Allah nasip eder, oy verir bizi iktidara taşırsanız nasıl yapacağımızı anlatacağım:
Çiftçi ekiyorsa dönümün maliyeti bellidir. Ne kadar gübre kullanıldı ne kadar mazot harcandığı bellidir. Artı üstüne makul bir kâr koyarsınız eşittir taban fiyat olur. Yani taban fiyat sizin makul karınızı içeren bir fiyat olmalıdır. Aksi halde siz ektiğiniz ürünün karşılığını alamazsınız. Amacımız herkes ekecek ancak kimse zarar etmeyecek. Belirlenen makul fiyatın üstünde çiftçi alıcı buluyorsa satabilir. Ama çiftçinin zarar etmediği bir modeli hayata geçirmezseniz Türkiye’de insanlar aç kalır.
Yine bizim çiftçi kardeşlerimizle ilgili güzel fikirlerimiz var. Sizler üretip kazanacaksınız dolayısıyla tüm Türkiye’nin karnı doyacak. Şanlıurfa’ya gittim ‘Belediye başkanlığını bize verin, Şanlıurfa’daki bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğim’ dedim. Önce itiraz ettiler ‘olur mu bu’ dediler. Onlar hesap bilmez bu kardeşiniz hesap bilir. Çünkü bu kardeşiniz uzun yıllar devlette hesap uzmanlığı yaptı. Söz verdim evet yapacağız.
İki buçuk milyon dekar taşlık arazi var. Güneş panellerini koyacaksınız elektrik elde edeceksiniz. Allah’ın güneşi bedava ya. Çiftçiye bedava vereceğiz. Buradaki çiftçiye de bedava vereceğiz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***