CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte İstanbul’un Silivri ilçesine bağlı Seymen köyünde çiftçilerle buluştu. Çiftçiler, kendilerini ziyaret eden Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na çay ikram etti. ANKA’nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Belediye Başkanı’mız, gerçekten elinden gelen çabayı gösteriyor. Sizin rahat etmeniz için; çalışırken, üretirken alın terinizin karşılığını almanız için Belediye Başkanı’mız elinden gelen çabayı gösteriyor. Diğer belediye başkanlarımız da aynı çabayı gösteriyorlar. Siz üretmezseniz 85 milyon insan aç kalır. Dolayısıyla sizin üretmeniz, bizim açımızdan da Türkiye açısından da son derece değerli.
‘KADINLAR VE GENÇLERİN TAMAMI SİGORTALI OLACAK’
Biz ayçiçeğini, buğdayı, mercimeği, mısırı, canlı hayvanı, eti dışarıdan alıyoruz. Oysa bunların tamamını Türkiye’de üretmek mümkün. İnşallah yapacağız. Göreceksiniz. Buradan söz vereyim sizlere de kırsalda çalışan kadınlar ve gençler, tamamı sigortalı olacak. Onların sigorta primini devlet ödeyecek. Göreceksiniz. Sizin üretmeniz, çalışmanız lazım. Sizin sosyal güvenliğinizin olması lazım. Ben, kadının kırsalda çok çalıştığını, emek harcadığını biliyorum. Ama kadın, genelde sigortalı değil. Belli bir yaştan sonra gelir de elde edemiyor. Dolayısıyla sosyal güvenliği yok.
‘GENÇLER, ŞEHRE GİDECEKSE EĞLENMEYE GİTSİN’
O nedenle siz üretin, çalışın ama kırsalda çalışmak kaydıyla bütün kadınların ve gençlerin, genç erkek de olabilir, kadının da sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Böylece siz, zamanı gelince emeklilik hakkına kavuşmuş olacaksınız. Hiç meraklanmayın. Gençler, ‘büyük kentlerin varoşlarına gidip asgari ücretle iş bulur muyum, bulmaz mıyım’ diye köyü terk ediyorlar. Bu, çok büyük bir tehlike. Etmemeleri, burada çalışmaları, üretmeleri, kazanmaları lazım. Gidecekse eğlenmeye gitsin şehre; cebinde para, imkan olsun.
Serbest Görüş:
‘2 EKİM’DE TEKRAR BİR ARAYA GELECEĞİZ’
Beraber çalıştığımız, Türkiye’nin düzelmesi için beraber mücadele ettiğimiz partili arkadaşlarımız da diğer liderler de var. O liderlerle arada bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. 2 Ekim’de tekrar bir araya geleceğiz ve konuşacağız. Gerçekten de gidiş, iyi bir gidiş değil aslında. Bu endişe sadece bende değil. Hemen hemen Türkiye’nin neresine gidersem aynı endişe dile getiriliyor.
‘BUNU YAPACAĞIZ’
Sizden sadece bir şey istirham ediyorum; bu televizyonlar, gazeteler, şunlar, bunlar, ‘yok ihtilaf çıktı, yok kavga çıktı, şöyle oldu, böyle oldu…’ Bunların hiçbirisine inanmayın. Her birimiz, Türkiye’nin geleceği için endişe taşıyoruz ve bu endişeleri gidermeye çalışıyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan herkesin en azından düşünce özgürlüğünü, ekonomik güvencesini sağlama imkanımız var. Bunu yapacağız. Herkesin üretmesi, çalışması lazım. Alın terine değer verilmesi lazım. Alın terine değer vermeyen bir ülkenin zaten büyüme şansı yok. Öbür türlü, Türkiye geriye gider, bugün yaşadığımız tabloda olduğu gibi. O nedenle sizin alın terinizi değerlendirmek bizim boynumuzun borcudur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***