HABER MERKEZİ – Dünya Barış Günü kapsamından birçok kentte yapılan açıklamalarda Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün hak ihlallerine ve savaşa yol açtığı belirtilerek, barış için mücadele vermenin hak olduğu vurgulandı.
1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında binlerce kişi birçok kentte çeşitli eylem ve etkinlikler düzenledi. Savaş politikalarına karşı barış mesajlarının verildiği eylem ve etkinliklerde, öne çıkan temel talep özgürlük oldu.
ANKARA
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi,1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında şube binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, “Barış hakkını savunuyoruz” pankartı açıldı.Toplantıda ilk olarak konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye’nin kendi barışını sağlaması için mücadele ettiklerini ve barışı savunmanın bir hak olduğunu söyledi.
Ardından açıklamayı okuyan Nilay Nayman, Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarına işaret ederek, “Derneğimizin, 2015-2021 yıllarını kapsayan 7 yıllık bilançosunda Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve yeniden başlayan silahlı çatışmalar nedeni ile yaşamını yitirenler ile ilgili oldukça ağır bir bilanço mevcuttur. Buna göre, silahlı çatışmalar nedeni ile çatışma bölgesinde sivillerden 92 ölü, 302 yaralı, asker/polis/koruculardan 1 bin 391 ölü, 2 bin 765 yaralı, silahlı militanlardan 2 bin 874 ölü, 196 yaralı bulunmaktadır. Bunların dışında yargısız infazlarda öldürülen sivillerden 1 bin 071 ölü, 1 bin 282 yaralı, saldırıya uğrayanlardan 210 ölü, 1 bin 476 yaralı bulunmaktadır. Yasa dışı örgüt saldırılarında ise 526 ölü, 2 bin 786 yaralı bulunmaktadır. Toplamda ise 6 bin 164 ölü, 8 bin 807 yaralı bulunmaktadır. Bu bilançoya Suriye ve Irak’ta (2020-2021 hariç) silahlı çatışmalar ve sınır ötesi askeri operasyonlarda yaşamlarını yitirenler dahil değildir. Savunma bakanının açıkladığı bilanço ise durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koymaktadır. Açıklanan rakamlar orta büyüklükte bir savaş bilançosudur” dedi.
Nayman, Kürt sorununun inkarından vazgeçilirse yaşanılacak olumlu gelişmeleri şöyle aktardı: “Kalıcı bir çatışmasızlık için çatışmanın tarafları sorumluluk alacaklardır. İmralı Hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan ve arkadaşları üzerindeki tecrit ve izalosyona son verilecek, aileleri ve avukatları ile görüşmeleri sağlanacaktır. Hapishanelerdeki hasta mahpuslar ile tüm siyasi mahpuslar serbest bırakılacaktır. Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılacak, İfade, örgütlenme ve toplanma hakkının önündeki engeller kaldırılacaktır. HDP’nin siyaset yapma hakkına saygı duyulacak, kapatma davasından vazgeçilecektir. Kayyımlar geri alınacak, seçilen belediye eş başkanları ve diğer seçilmişler serbest bırakılarak görevlerine iade edilecektir. Sonra sorunun tarafları diyalog kuracak ve tartışacaklar. Nasıl bir barış istiyoruz? Nasıl bir çözüm istiyoruz? Sonra da müzakere ile uzlaşı yolu bulacaklar” dedi.
Tüm bu süreçlere toplumun tüm kesimlerinin dahil edilmesi gerektiğini belirten Nayman, barış hakkı mücadelesini devam ettireceklerini belirtti.
AĞRI
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde HDP binasında açıklama yapıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada konuştun HDP Doğubayazıt İlçe Örgütü yöneticisi Suat Yiğit, barışın aynı zamanda insan hakkı olduğuna dikkat çekti. Yiğit, ülkenin çatışma üreten anti demokratik ve otoriter özellikler taşıyan sistemden çıkması ve demokrasiye yönelmesi gerektiğini ifade etti.
HATAY
İHD İskenderun Şubesi de 1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili belediye tesisleri önünde açıklama yaptı. “Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü” pankartın açıldığı açıklamada Şube Başkanı Çoşkun Selçuk, konuştu. Emek ve demokrasi güçlerinin destek verdiği açıklama sonrası, dernek binasına geçen kitle saat 18.00’e kadar barış nöbeti tutacak.
İSTANBUL
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. “Dünyaya barışın egemen olması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasından geçer. Savaşsız, şiddetsiz hayat hakkımızdan vazgeçmiyoruz” başlıklı açıklamada, 21’inci yüzyılda da savaş karşıtı toplumsal hareketlerin öncülüğünü kadınların yaptığı ve bunun tesadüfi olmadığı belirtildi. Bunun nedeninin “kadınların şefkatli ve barışçıl karakteri veya savaşlardan en çok zarar görenler olmaları” değil, savaşın temel felsefesinin ataerkiye dayanmasından kaynaklandığı vurgulandı.
Açıklamada, egemen savaşlarının ve doğa talanının, kadınları kendi özgürlükleri ve dünyanın geleceği için mücadeleden alıkoymadığı, tam tersine bu durumun ardındaki eril tahakkümü su yüzüne çıkararak, ayrı yollardan geçseler bile aynı odağa karşı mücadelede buluştukları belirtildi. Türkiye’nin de bu durumun en çok yaşandığı ülkeler arasında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye, ülke içinde ve dışarıda savaş çığırtkanlığı, çılgınca artan bireysel silahlanma, katliam boyutlarına varan kadın cinayetleri, kendilerini dünyanın, ülkenin ve kadınların sahibi sananların nefret ve tahakküm söylemlerinin ayyuka çıkması, laiklik karşıtı söylem ve uygulamalar, derinleşen adaletsizlik, hukuksuzluk ve kadına karşı suçlarda cezasızlık bakımından dünyada başı çekiyor. Diğer yandan, bu ülkede barışın, ekmek kadar yaşamsal bir ihtiyaç olduğunun farkına varanlar giderek çoğalıyor” ifadeleri yer aldı.
Türkiyeli kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir hayat için ortak mücadelelerini büyüttüklerine de vurgu yapılarak, şu çağrı yapıldı: Soyut barış temennilerinin ötesine geçip, sadece savaşa değil; silahlanmaya, milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve militarizme karşı daha güçlü ortak ses çıkarmaya, her savaşın silah sanayicileri ve destekleyicilerinden oluşan bir avuç kazananı olduğunu ve tek kaybedeninin yoksullar, kadınlar ve çocuklar olduğunu unutturmamaya, kadın bedenini ve emeğini ganimet olarak gören ve gösteren, kaynağı ne olursa olsun her türlü kültürel ve siyasal fikri mahkum etmeye çağırıyoruz.”
DİYARBAKIR
Rosa Kadın Derneği, yaptığı yazılı açıklamada, kadınların barışın toplumsallaşmasının en etkili dinamiği olduğuna vurgu yaptı.
Kadınların barış süreçlerinde örgütlenerek sürecin belirleyicisi olmaları gerektiğine değinilen açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “Kadınların örgütlülüğünün zayıf olması, kadınların barış mücadelesine katılımı ve sonuç alıcılığını etkilemektedir. Şiddetin hakim olmasıyla, toplumsal ve ekonomik yaşamda ve yine siyaset alanında zor da olsa bir şekilde var olmaya çalışan kadınlar, eğer örgütlülüklerini sağlayamamış iseler savaş kararının verilmesinde olduğu gibi barış mücadelesi içerisinde de -tıpkı silahsız, otoritesiz ve sermayesiz diğer toplumsal gruplar gibi belirleyici olamamaktadırlar.
Savaşların son bulması “Eşit olmak – Eşit paylaşmak” düşüncesinin yaygınlaşması ve kurumsallaşması ile mümkündür. Tüm eşitsizliklerin kaynağında kadın-erkek eşitsizliğinin yer aldığı düşüncesiyle, en yaygın ve en eski ayrımcılık olan cinsiyetçiliğin ve bunu açığa çıkaran erkek egemen sistemin son bulması bu noktada hayati bir öneme sahiptir. Mücadele arzusu ve kararlılığında olan kadınlar örgütlenerek en etkili barış mücadelesini ortaya koyacaklardır.
SİİRT
Siirt’teki siyasi partilerden Halkların Demokratik Partisi (HDP) CHP, DEVA ile sivil toplum örgütleri, 1 Eylül dolayısıyla açıklama yaptı. Gürec Caddesi Kızılay İş Hanı önünde düzenlenen açıklamaya İHD Siirt Şube Başkanı Avukat Cihan Toprak ortak metni okudu. Toprak, “Türkiye’nin siyasi partileri ve toplumsal muhalefeti barışa odaklandığı taktirde kesinlikle yeni bir barış sürecinin önünün açılacağı düşüncesindeyiz” dedi.
BATMAN
HDP Batman İl Örgütü de parti binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Barış Anneleri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yeşiller ve Sol Gelecek katıldı.
Açıklama metnini okuyan HDP Batman il Eş Başkanı Hürriyet Kaytar, “1 Eylül’de bir kez daha demokratik siyaset konusundaki kararlı duruşumuzu vurguluyoruz. HDP, demokrasi ve barış mücadelesini faşizme ve her türlü adaletsizliğe karşı kararlı bir şekilde sürdürecektir. Barış mücadelesinin toplumsal karşılığının yaratılması, bu talebi ete kemiğe büründürecek imkân ve koşulların oluşturulması için demokratik siyaset alanında elinden gelen her şeyi yapacaktır. Demokrasi, adalet, barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesini ortaklaştırmak, bu gidişi durdurmak için önemli bir adım atmak demektir. Gelin demokrasi mücadelesini büyütelim, barışı hep birlikte kazanalım” dedi.
HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, “HDP Türkiye’de barışın teminatıdır. Savaş tecrittir, barış ise özgürlüktür ve bu barış mücadelesinde HDP öncüdür. Kürtler başta olmak üzere herkes barışı savunmalıdır” dedi.
Batman’da Emek ve Demokrasi Platformu ise Batman Atatürk Parkı’nda 1 Eylül Dünya Barış Günü için açıklama yaptı. Açıklamada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şube Eşbaşkanı Rumeysa Kaya Yıldız, kalıcı barış için savaşların durması gerektiğine vurgu yaparak, “Barışın inşasına giden yolda, insan haklarının temeli olan insan onuru, eşitlik, özgürlük ve adalet asla unutulmamalıdır. Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılarak ifade, örgütlenme ve toplanma hakkının önündeki engeller yok edilmelidir” dedi.
URFA
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül nedeniyle Urfa merkez ilçesi Haliliye’de bulunan Topçu Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması yaptı. HDP Urfa İl Örgütü, açıklamanın yapıldığı meydana il örgütü binasının bulunduğu Ahmet Bahçıvan İş Merkezi’nden yürüyüş ile katıldı. Yürüyüşe HDP Urfa milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Nusrettin Maçin, Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan çatışmalarda hayatını kaybeden Hakan Arslan’ın cenazesi, 7 yıl sonra bir torba içinde babası Ali Rıza Arslan’a teslim edilmişti. Yürüyüşte baba Ali Rıza Aslan’ın oğlunun kemiklerini taşıdığı ana ait sembolik olarak üstünde “Kürt” yazan boş bir kutu taşındı. HDP’liler parti flamaları eşliğinde “Bijî berxwedana HDP” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları eşliğinde Topçu Meydanı’na yürüdü.
Meydan girişinde atılan slogan ve flamaları gerekçe gösteren polisler bir genci gözaltına almak istedi. Partililer araya girerek göz altıyı engelledi. Kitle polisin saldırısına “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları ile karşılık verdi. Gözaltı yapmak isteyen güvenlik şube amiri yardımcısını provakatör olduğunu belirten HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, söz konusu amir hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Öcalan aynı polisin daha önce Urfa Adliyesi önünde 542 gündür Adalet Nöbeti tutan Emine Şenyaşar’a da saldırdığını belirtti. “HDP halktır halk burada” sloganları eşliğinde meydana giren partililer, kortej oluşturarak “Savaş kaybettirir barış yaşatır”, “Savaşı durdur özgür yaşamı kur” ve “Şavaşa hayır Barış hemen şimdi” pankartı açtı. Açıklamaya platform birleşenlerinin yanı sıra bir çok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti destek verdi.
Açıklamada platform adına konuşan Dönem Sözcüsü Gökhan Dayık, Urfa Adliyesi önünde 542 gündür Adalet Nöbeti tutan Şenyaşar ailesi için biran önce adaletin sağlanması çağrısında bulundu. 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin bilgi veren Dayık, “İktidar iktidarını korumanın yolunu savaşta arıyor. Buna karşı mücadelemizi büyüyeceğiz” dedi.
Ardından söz alan HDP Urfa İl Eşbaşkanı Ahmet Atış, acil olarak barışa ihtiyaç olduğunu vurguladı. HDP Urfa İl Eşbaşkanı Aliye Kızıldamar da barışı savunmak, istemekte ısrar etmek gerektiğinin vurguladı. Ardında söz alan siyasi parti temsilcileri barışın her platformda savunulması için mücadeleyi işaret etti.
MERSİN
Mersin’de de 1 Eylül ilişkin Emek ve Demokrasi Platformu, Özgür Çocuk Parkı’nda kitlesel basın açıklaması düzenledi. HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Platform bileşenleri, Çukurova TUAY-DER, Mersin Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda yurttaş katıldığı açıklamada, “Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve insan hakları için barışa ihtiyacımız var” ve “Yaşasın barış, Biji aşiti”pankartları açıldı. Hakan Arslan’ın cenazesinin bir torbada 7 yıl sonra ailesine teslim edilmesini dair fotoğrafların taşındığı açıklamada, “Irkçılığın panzehiri barıştır”, “tecride karşı barış” ve “Irkçı olma insan ol” yazılı dövizler taşındı. Açıklamada konuşan parti ve dernek temsilcileri, barışın önemine vurgu yaptı.
ADANA
Adana Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla, “Savaş kaybettirir, barış kazandırır” şiarıyla basın açıklaması düzenledi. Atatürk Parkı’nda yapılan kitlesel açıklamaya çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşları ve fok sayıda kişi katıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekilleri Kemal Peköz ve Tülay Hatimoğulları katıldı. Açıklamada kitle sık sık “Biji berxwedana zindanan”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganları attı. Kürtçe, Türkçe ve Arapça “ Yaşasın Barış”, “İnsan Haklari ve demokrasi icin barışı inşa edelim” ve “Savaşa hayır barış hemen şimdi” pankartları açıldı.
Kitle adına açıklamada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Başkanı Yakup Ataş, bugün gelinen noktada insanlık değerlerini yok eden savaşların halen devam ettiğini hatırlattı. Savaşların egemenlere yeni pazarlar ve kar getirdiğini belirten Ataş, halklar içinse ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ürettiğini söyledi. Bugün Türkiye için barışı talep etmek, Türkiye’nin çocuklarına bir gelecek talep etmektir” diyen Ataş devamında şunları söyledi: “Barışı talep etmek, Türkiye kadınlarının acılarının, ağıtlarının son bulmasını talep etmektir. Barışı talep etmek, Türkiye insanı için ekmek istemek, insanca yaşam standartları istemek demektir. Bedeli ne olursa olsun, bu talepten vazgeçme, sesimizi kısma şansımız ve hakkımız yoktur.”
HATAY
Hatay’da da Köprübaşı’nda açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan İHD Hatay Şubesi EşbaşkanI Mürsel Tonguç Salmanoğlu, “Türkiye’nin siyasi partileri ve toplumsal muhalefeti barışa odaklandığı taktirde kesinlikle yeni bir barış sürecinin önünün açılacağı düşüncesindeyiz. Çünkü hepimizin barışa ihtiyacı vardır. İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye’de barışa giden yolun barış hakkı mücadelesi ile olacağını biliyoruz. Barış nöbetlerini başlatarak, yeni bir barış sürecinin inşasına katkı sunacağız. İHD olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
DERSİM
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin Sanat Sokağı’ndan bir araya gelerek, Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirip, burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, kentteki siyasi partilerin yanı sıra, Sivil Toplum Örgütleri ile kuruluşları katıldı. HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü’nünde katıldığı açıklamada, ortak basın metnini platform adına Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin okudu. Çetin, “Barış hakkı insan hakkıdır” dedi.
Türkiye’de barış ve diyalog yolunun açılması gerektiğine dikkat çeken Çetin, “Türkiye’de, Kürt meselesi ile Alevi inancı ve diğer inançların kültürlerin inkârından vazgeçilerek bu meselelerin çözümü ile Kürt kimliği ve Kürtçe’nin, inançların tanınması ve eşit tutulması yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir. Bizler; Türk, Kürt her milliyetten Türkiye halkını eşitlik, kardeşlik, özgürlük mücadelesinde Kürtler ve aleviler başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin haklarına hukuklarına sahip çıkmaya çağırmaktayız. Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılarak ifade, örgütlenme ve toplanma hakkının önündeki engeller tek tek yok edilmelidir” diye konuştu.
MARDİN
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Emek Demokrasi Platformu, Barış Anneleri Meclisi, HDP ve Özgür Kadın Hareketi (TJA/Tevgera Jinen Azad) öncülüğünde yürüyüş düzenlendi. Kızıltepe KESK binası önünde başlayan yürüyüş, Kızıltepe Öğretmenevi önüne kadar devam etti. Yürüyüş sırasında kitle “Bijî Aşitî”, “Bijî berxwedana Zindanan” ve “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi” sloganları attı. Özgürlük Meydanında kitle daha da büyürken, zılgıtlar eşliğinde Öğretmenevi önüne ulaştı.Burada “Li hember Şer serî rake, jiyana azad ava bike” ve “Şer mirin e, aştî jiyan e. Aştîye biparêze” pankartlarıyla beraber dövizler açıldı.
Ardından Mardin Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Dönem Sözcüsü Mehmet Emin Özel, egemenlerin Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş odaklı politikalarda ısrar ettiğini belirterek, “Bedelini egemenler, ittifak bloğu etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ve ezilenler olarak ülkenin yüzde 99’u ödüyor. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Hasta tutuklu, hükümlüler sağlık raporlarına rağmen tahliye edilmedikleri için ölümle yüz yüze bırakılıyorlar” dedi.
Tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla barışı savunmaya devam edeceklerini belirten Özel, “Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” dedi.
BURSA
Bursa Emek ve Demokrasi Güçleri, Bursa’nın Osmangazi İlçesi’ne bağlı Fomara Meydanı’nda 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin basın açıklaması düzenledi. Etkinliği çok sayıda siyasi parti temsilcisi, sivil toplum kuruluşu katıldı. Her parti ve sivil toplum örgütü, kendi bayrak ve flamaları ile katıldı. Açıklamada sık sık “ Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atılarak barış çağrısı yapıldı. Basın açıklamasını Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden Ozan Kaplanoğlu okudu.
KOCAELİ
Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, Kocaeli İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını Emek ve Demokrasi Platformu adına Murat Harata okudu. Açıklamada “Hemen şimdi barış”, “Barış ve kardeşliğe olan ihtiyacımız ve özlemimiz her geçen gün daha da büyüyor”, “Bir Eylül Dünya Barış Günü” pankartları açılırken, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atıldı. Beyaz bayraklarla alan gelen yurttaşlar, barışı temsil eden beyaz renkli balonları havaya uçurdu.
Emek ve Demokrasi Güçleri, Gebze Kent Meydanı’nda 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin basın açıklaması düzenledi. Çok sayıda kişinin katıldığı basın açıklamasında “Savaşı zenginler çıkarır yoksullar ölür”, “Yurtta barış, dünyada barış” pankartları açıldı.
TEKİRDAĞ
Tekirdağ Emek ve Demokrasi Güçleri, Tekirdağ’ın Çorlu İlçesinde bulunan Çorlu Heykel Meydanı’nda1 Eylül Dünya Barış Günü’nü vesilesiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Emek ve Demokrasi Güçleri adına Halkların Demokratik Partisi (HDP) Tekirdağ İl Eşbaşkanı Cahit Direk okudu.
Türkiye’nin dış politikasının giderek daha fazla askerileştiği ifade edilen açıklamada, “Militarist-milliyetçi fetih söylemleri Saray rejimine toplumsal desteği artırmak için sorumsuzca devreye sokuluyor. Kürt halkının özgürlük taleplerine karşı çatışma ve şiddet politikalarına dayalı yaklaşım, Suriye, Irak ve Libya’da gerçekleştirilen sınır dışı operasyonlar ve işgaller, ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden oluyor” denildi.
Açıklamada savaş politikalarına son verme çağrısı yapıldı.
ANTEP
İnsan Hakları Derneği (İHD) Antep Şubesi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Antep Temsilciliği, Antep Barosu İnsan Hakları Merkezi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin etkinlik düzenledi. Kırkayak Parkı’nda gerçekleşen etkinlik alanına “Savaş kaybettirir barış kazandırır”, “İnsan hakları ile insandır, Savaş değil barış istiyoruz” pankartları asıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep İl ve İlçe Örgütü ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Antep İl Örgütü üyelerinin yürüyüş yaparak geldi. Parti üyeleri alandaki diğer yurttaşlar tarafından alkışlar ile karşılandı. Etkinliğe Antep Emek ve Demokrasi Platformu içerisinde yer alan Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), hukuk ve meslek örgütleri ve siyasi partiler katıldı.
Burada konuşan ÖHD Antep Temsilciliği’nden Mehmet Alaattin Aslan, Türkiye’de yurttaşların ekonomik tehdit altında bulunma sebeplerinin savaş politikaları olduğunu söyledi. Savaş politikalarının bugünkü siyasi iktidar tarafından da benimsendiğini ve iktidarın ülkeyi yoksulluğa ve savaşa ittiğini ifade eden Aslan, “Bunun somut örneği başka ülkelere asker göndermeye izin veren savaş tezkerelerinin Meclis’ten geçirilmesidir. Bu tezkereler Türkiye halklarına güven ve refah değil tam aksine yoksulluğu ve savaşı getirmektedir” diye belirtti.
Ardından Toğrul ve etkinliğe katılan Barış Anneleri sembolik olarak barış ve özgürlük için güvercinleri uçurdu. Etkinlik halaylar ile sona erdi.
İZMİR
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması düzenledi. “Savaşa, yoksulluğa, yolsuzluğa, kadın ve doğa katliamına karşı barışı savunuyoruz” yazılı pankart açılan açıklamada “Savaşa hayır”, “Faşizm yenilecek barış kazanacak”, “Savaş kaybettirir barış kazandırır” ve “Barış hemen şimdi” yazılı dövizler taşındı. Açıklamaya çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra HDP İzmir Milletvekilleri Murat Çepni ve Serpil Kemalbay da katıldı.
Açıklamada konuşan Barış Annesi Behiye Yalçın, yıllardır barış için mücadele ettiklerini vurguladı. Savaşın ölüm ve katliam olduğunu vurgulayan Yalçın, “Savaş annelerin gözyaşıdır. Biz artık annelerin gözyaşı aksın istemiyoruz. Biz tecrit kaldırılsın istiyoruz. Masa kurulursa barış da gelir. Masayı devirdiklerinde savaş oluştu. Kimse barıştan korkmasın. İnsanlara zarar veren savaştır. Savaşta anneler çocuklarını insanlar eşlerini kaybediyor. Biz barış diyoruz. Biz Kürt halkı barış isteyen bir halkız. Kürt halkına artık kimsenin cenazesi çuvallarda verilsin istemiyoruz. Hiçbir insan ve Kürt halkı bunu hak etmiyor. Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız” dedi.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nursel Yücesoy da, adeta adı konmamış bir Üçüncü Dünya Savaşı yaşandığını belirterek, emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğanın bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya kaldığını kaydetti.
BARIŞ KADINLARI İNİSİYATİFİ KURULDU
Açıklamanın ardından alandaki kadınlar kurdukları Barış Kadınları İnisiyatifi’nin kuruluşunu okudukları tutum belgesi ile açıkladı. Tutum belgesini okuyan inisiyatif üyesi Didar Gül, “İzmirli kadınlar olarak, erkek egemen sistemin bu savaşına, bu zulmüne, bu saldırılarına karşı onurlu bir direnişi ve onurlu bir barışı nasıl inşa edeceğimizi konuşacağız. Bugün yani 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde biz kadınların alacağı tavrı sizlerle paylaşıyoruz. Önümüzde bir seçim var, seçim sürecinde ve seçimden sonra nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamını, hükümetlerin şu veya bu şekildeki günlük çıkarlarıyla heba edilemeyecek kadar önemli buluyor ve seçim malzemesi olmasını red ediyoruz. Bizler, Yerel ve küresel barış çabalarıyla ortaklık ve dayanışma içinde olacağız…Bulunduğumuz her alanda kadınlarla yan yana gelerek kadını ve barışı her zeminde konuşulur kılacağız. Evinde pazara gidemeyen ay sonunu zar zor getiren kadınların evine yansıyan savaş politikalarını konuşacağız. Savaşı başlatıp kadınları mülteci olmaya ve milliyetçilerin hedefine oturtanlara karşı mülteci kadınlarla yan yana geleceğiz. Fındık toplayan, pamuk toplayan ,çay toplayan ellerle bir araya geleceğiz” ifadelerini kullandı.
Açıklamaların ardından sanatçı Cevdet Bağca konser verdi.
GİRESUN
Giresun Emek ve Demokrasi Güçleri de 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Eğitim Sen Giresun Şubesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantı salonuna “Savaş kaybettirir barış kazandırır” pankartı asıldı. Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Giresun Şubesi Yürütme Kurulu Üyesi Neslihan Çıtlak, “Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalarda ısrarın bedelini egemenler, ittifak bloğu etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ve ezilenler olarak ülkenin %99’u ödüyor. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Hasta tutuklu/hükümlüler sağlık raporlarına rağmen tahliye edilmedikleri için ölümle yüz yüze bırakılıyorlar. Giresun Demokrasi Platformu olarak; tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla ve örgütlü, kararlı bir mücadele ile dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde, barışı savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***