Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AİHM’ye gönderilen ‘sahte delil’ skandalı, uzman raporunda; uluslararası rezalet!

AİHM’ye gönderilen ‘sahte delil’ skandalı, uzman raporunda; uluslararası rezalet!


Texas’ta bulunan Sam Houston Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Ümit Karabıyık, Erdoğan rejiminin AİHM’yi manipüle etmek için ‘Başer-Özçelik’ dosyasına gönderdiği ‘sahte delille’ ilgili ‘uzman görüşü’ hazırladığı ortaya çıktı. İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş’in paylaştığı ‘uzman görüşüne’ göre, Zaman Gazetesi Görsel Yönetmeni Fevzi Yazıcı’nın bilgisayarında ele geçirildiği ileri sürülen ‘mektup’ tamamen uydurma… Fethullah Gülen’in 2013 yılındaki bir belgede yer alan imzası, 2015 yılındaki uydurma belgeye monte edilmiş.

Raporda, mektubun ulaşıldığı ileri sürülen dosyaya ‘oyma’ tekniği ile ulaşıldığı aktarılarak, şu tespitlerde bulunuluyor:

Hukukçu Gökhan Güneş’in konuyla ilgili paylaşımları şöyle:

4. Ancak, uzman görüşüne göre bir insanın 2 yıl arayla aynı imzayı atması mümkün değildir.
Ayrıca, mektup üzerindeki lekeler bile aynıdır. Zira “hasebiyle” kelimesini bile yazmaktan aciz sahtekarlar, uydurdukları mektubun zeminini değiştirmeyi de akıl edememişlerdir. pic.twitter.com/aGR5aM4I7j

— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) September 14, 2022

İŞTE SKANDALIN BELGESİ!

1. Bugün sizlerle, Hükümetin AİHM’i manipüle edebilmek için Başer/Özçelik dosyasına delil olarak sunduğu ancak gerçekte hiç olmayan uydurma mektupla ilgili alınmış uzman görüşünü paylaşacağım.

2.Uzman görüşüne göre; mektubun bulunduğu dosyaya oyma tekniği ile erişilmiştir. Yani, Flash Disk formatlanmıştır. Yine, dosya çok küçük boyuttadır ve tamamen kırpılmıştır. Mektuba ait fotoğraf önce yüklenip sonra silinmiş ve birkaç işlem sonra formatlanarak bu hale getirilmiştir.

3. Bu işlemler yapılırken eski tarihli bir makine kullanılmış ya da tarihi geçmişe alınmıştır. Uydurulan mektuptaki imza ile bu mektuptan önce yazılan mektuptaki imza da bire bir aynıdır. Bunun sebebi ise imza kısmının doğrudan kopyalanıp uydurulan mektuba yapıştırılmasıdır.

4. Ancak, uzman görüşüne göre bir insanın 2 yıl arayla aynı imzayı atması mümkün değildir. Ayrıca, mektup üzerindeki lekeler bile aynıdır. Zira “hasebiyle” kelimesini bile yazmaktan aciz sahtekarlar, uydurdukları mektubun zeminini değiştirmeyi de akıl edememişlerdir.

5. Uzman görüşüne göre bu mektup orijinal olmayıp sonradan oluşturulmuştur ve dijital veri olarak bulunması gereken en önemli bilgilerin eksikliği nedeniyle de dosyanın sahibinin kim olduğunu ispat mümkün değildir.

6. İşte Hükümet, acemi işi bu sahte mektubu savunmasına eklemiş ve güya başvurucuların talimat aldıklarını bu belgeyle ispata çalışmıştır! Ülke adına utanç ve uluslararası bir skandal vesikası olan bu belge de göstermiştir ki,

7. mağdurlardan elde edilen ve aylar sonra imajı alınan dijital materyale istenilen her belge ve bilginin yüklenmesi mümkündür. Rejim kolluğunun her tülü manipülasyonu yapabileceği, rejim yargısının da bunu sorgusuz sualsiz kabul edeceği bu belgeyle bir kez daha görülmüştür.

8. Herkesin ilk görüşte sahteliğini anlayabileceği bir belgeyi dahi AİHM’e sunmakta çekinmeyen Hükümetin, elinde somut bir delil olmadığı için ilgili ilgisiz her başvuruya eklediği (delil değeri olmayan) Bylock içeriklerinde neler yapabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version