Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AB enerji krizi nedeniyle safları sıklaştırıyor, İngiltere’ye de davet var

AB enerji krizi nedeniyle safları sıklaştırıyor, İngiltere'ye de davet var


Bu kış Avrupa ülkeleri adeta büyük bir “enerji meydan muharebesine” hazırlanıyor.

Ancak kabuslarda olabilecek bir şey gibi ama bu artık bir kurgu değil gerçek,

 

Avrupa Birliği (AB) çapında “enerji yoksulu” hanelerin sayısı finans hizmetleri sunan Allianz şirketine göre ikiye katlandı.

 

Gaz arzının yetersizliği tüketiciye yansıyan fiyatları yüzde 200 yükseltebilir.

 

AB’nin ekonomik lokomotifi Almanya’da şirketlerin dörtte üçü, hızla yükselen enerji faturaları yüzünden “ciddi sıkıntı” içinde olduklarını bildirdi. Rusya petrolüne Kıta Avrupası’ndan çok daha az bağımlı olan İngiltere’de bile -Liz Truss hükümetinin kurtarma planı öncesinde- Ekim ayından itibaren enerji fiyatlarının ortalama yüzde 80 artacağı, bunu Ocak ve Nisan aylarında muhtemel ek artışların izleyeceği açıklanmıştı.

 

Bütün ülkelerde “resesyon” kelimesi sık sık kullanılmaya başlandı.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’da savaşı sürdürürken bir yandan da Ukrayna’yı destekleyen Batı’ya karşı enerji silahını kullanarak güç dengelerini ülkesi lehine değiştirmeye çalışıyor.

 

Putin, Çarşamba günü yaptığı konuşmada “Eğer çıkarlarımıza aykırı ise hiç bir şey göndermeyebiliriz. Gaz, petrol, kömür, akaryakıt, hiçbir şey!” diyordu.

 

AB’yi sıkıştırmak Rusya için çocuk oyuncağı gibi görünüyordu. Birlik, Ukrayna’nın işgali başlamadan önce gazının yüzde 40’ını, petrolünün üçte birini Rusya’dan alıyordu. Avrupa’nın Almanya, İtalya gibi büyük ekonomilerinin Rusya’ya bağımlılığı daha da yüksekti.

 

Rusya aylardır gaz akışını keyfi bir şekilde açıp kapatıyor ve kış ayları yaklaştıkça kaygılar artıyor. Fransa, İspanya ve İngiltere gibi enerjide Rusya’ya daha az bağımlı ülkeler bile küresel piyasalardaki fiyat tırmanışından ciddi şekilde etkileniyor.

 

 

‘Asla Yalnız Yürümeyeceksin’

 

Geçen hafta sonu Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yapılan kitlesel gösterilerde öfkeli kalabalıklar Rusya’ya uygulanan yaptırımlara son verilmesini talep etti.

 

Üstelik Çek Cumhuriyeti şimdiye kadar AB içinde Rusya’ya karşı en şahin tutum takınan ve Ukrayna’nın desteklenmesini en çok savunan ülkelerden biriydi. Fakat ekonomik sıkıntılar etkisini bu şekilde gösteriyor.

 

Covid krizinin başlangıcında olduğu gibi AB ülkeleri önce tek tek ulusal çözümler geliştirmeye çalıştılar.

 

İspanya kamu binalarında havalandırma çalıştırmaya sınırlama getirdi, Almanya kamu taşımacılığında büyük indirimler yaparak insanları özel otomobillerini kullanmaktan caydırmayı denedi.

 

İtalya’da ise Nobel ödüllü bir fizikçi, makarnanın ocağı söndürdükten sonra da pişmeye devam edeceğini söyleyerek tüketicileri bu yolla enerji ve faturadan tasarrufa çağırınca büyük bir tartışma koptu.

 

Üye ülkelerden bir kısmı alelacele faturalarını ödemekte güçlük çeken haneler ve işletmelere yardım paketleri hazırladılar. Amaç hem enerji tüketimini azaltmak hem de tüketicilerin faturalarını düşürmekti.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, basın toplantılarında sık sık Gerry ve Pacemakers şarkısının sözlerindeki gibi İngilizce “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” demeye başladı.

 

Fakat artık Avrupa çapında bir çözüme odaklanılıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da dahil olduğu bir kısım Avrupalı politikacı İngiltere’nin de bu plana er ya da geç dahil olması gerektiğini söyledi.

 

Birlikte çözüme odaklanılmasının bir kaç sebebi var. Bu kere Covid krizi sırasında, ortak bir piyasa içerisinde bir ülkenin sıkıntıya düşmesinin diğerlerini de aşağıya çektiği net bir şekilde anlaşılmış oldu.

 

Ayrıca birlikten kuvvet doğduğu da görüldü. İtalya ve Almanya gibi ülkeler kendilerine Cezayir ya da Birleşik Arap Emirlikleri gib ialternatif enerji kaynakları bulmaya çalıştılar. Fakat AB bir bütün olarak, blok halinde bir enerji anlaşması yaptığında, pazarlık gücü çok daha yüksek oluyor. Şu anda Avrupa ülkelerinde gaz fiyatının Asya’nın iki ABD’nin 10 katı düzeyinde olduğu düşünüldüğünde buna ihtiyaçları var.

 

Bu birliktelik aynı zamanda üye ülkelerin enerji arayışında birbiriyle rekabet ederek fiyat yükseltmesinin de önüne geçmiş olacak.

 

Bütün bunların ötesinde AB ülkeleri samimi olarak ödedikleri yüksek enerji fiyatlarıyla Rusya’nın savaş bütçesini beslemeye son vermek istiyor.

 

Üye ülkelerin çoğu Rusya’dan enerji ithalatını önemli ölçüde azalttı ama bir AB diplomatının öfkeyle işaret ettiği gibi fiyatların hala çok yüksek oluşuna çare bulamadılar.

 

AB Enerji Bakanları yarın krizle ilgili olarak atacakları adımları görüşmek üzere toplanacak.

 

Birliğin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun başkanı Ursula von der Leyen “Rusya enerji piyasamızı manipüle ediyor. Ama bizim de ekonomik gücümüz, siyasi irademiz ve birlikteliğimizden gelen gücümüz var” dedi.

 

AB ülkeleri şimdiye kadar zaten Rus gazına ve petrolüne bağımlılıklarını azaltacak adımlar üzerinde anlaşmışlardı. Bu toplantıda gündemlerindeki tekliflerden bazıları ise şöyle:

 

Çok kullanılan saatlerde elektrik tüketimini azaltmaya yönelik hedefler belirlemek

 

Nükleer santraller ya da yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yani ucuza malolan enerjiyi satan şirketlerin kârlarını sınırlamak ve bunlardan elde edilecek gelir ile sıkıntıdaki işletmeleri ve tüketicileri desteklemek

 

Petrol ve gaz şirketlerinin yüksek fiyatlar nedeniyle elde ettiği büyük kârları sınırlamak. Bunlardan elde edilecek geliri de hem tüketicileri desteklemek hem de yenilenebilir kaynaklara yatırım yapmak üzere kullanmak

 

Rusya gazına tavan fiyatı uygulamak.

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version