Suç örgütü lideri Sedat Peker’in Beykoz’daki evi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Peker’in avukatı, “Öyle bir hile yapmışlar ki çevredeki evler faydalanmış. Bir tek Peker’e ait ev, milli parklar alanına dahil edilmiş.” dedi. Sedat Peker de konuyla ilgili yaptığı paylaşımlarda ‘evine çöküldüğünü’ söyledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alan Peker, geçmişte kendisini tefecilerin elinden kurtardığını hatırlattı.
5-) Yani son günlerin moda tabiri ile eve çöktüler. Beni bu dünyada üç şey delirtirdi. İlk ikisini zaten yapmışlardı. Birincisi çocuklarıma silah çekmek, ikincisi ise vatan sevgimi sorgulamaktı. Kahpe kursağında büyümüş namussuzlar bana ajan dediler. Şimdi de rahmetli annemin…
— Deli Çavuş (@delicavus_nth) August 24, 2022
Sedat Peker’in ‘Deli Çavuş’ hesabından yaptığı paylaşımlarından bazı bölümler şöyle:
(NOT: YAZIM HATALARI KULLANICIYA AİT)
O EV 25 YILDIR AİLEMİZE AİTTİR
- Kıymetli dostlarım, @cumhuriyetgzt ‘de bugün çıkan haber bir konu haricinde kesinlikle doğrudur. Yanlış olan o evin vergilerinin 25 senedir değil, 65 senedir düzenli olarak ödendiğidir.
- Bahsi geçen ev 25 senedir ailemize aittir. Beykoz bölgesindeki hemen hemen bütün evler aynı konumdadır. Düzenli olarak yıllık devlete vergisi ödenir. Halk arasında bu evlere ‘belediye tapulu ev’ denir. Emlak barışı yasası çıkınca çevredeki tüm evlerle beraber biz de müracaat ettik. Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından şartlarımız uygun bulundu.
- Paranın ilk kısmını yatırıp yapı kayıt belgesini aldık (Yani hak sahibi olduk). Evin çok küçük bir bölümü Milli Park Bahçelere aitti. Ancak bu durum tapu almamıza engel değildi. Yapı kayıt belgesi alan herkesin tapuları dağıtılırken geçen sene Mayıs ayında başladığım açıklamalardan dolayı bizi beklemeye aldılar.
ELİMDEKİ CEPHANEYİ BÖLDÜM
- 10 gün önce ise şeytanın bile aklına gelmeyecek bir plan yaparak evin ve bahçenin tamamını Milli Park Bahçelere dahil ettiler. Bunun anlamı şudur: Emlak barışı yasasına göre Milli parklara bağlı olan yerlere tapu verilemez.
- Yani son günlerin moda tabiri ile eve çöktüler. Beni bu dünyada üç şey delirtirdi. İlk ikisini zaten yapmışlardı. Birincisi çocuklarıma silah çekmek, ikincisi ise vatan sevgimi sorgulamaktı. Kahpe kursağında büyümüş namussuzlar bana ajan dediler. Şimdi de rahmetli annemin babamın hatıraları ile dolu olan evi tezgah kurarak elimden almaya kalktılar.
- Daha önce de söylemiştim ya Yüce ALLAH kaderini yazıyor, yapacak bir şey yok. Beni tahrik edip seçimden önce elimdeki cephaneyi kullanmamı istiyorlar (çünkü bizim insanımızın hafızasının 1-2 aylık olduğunu onlar da biliyorlar). Ancak ben saf değilim. Fakat tez canlı da bir insanım. Bu yüzden elimdeki cephaneyi böldüm. Seçime 2 ay kala paylaşacaklarım ayrı. Seçim ikinci tura kalırsa paylaşacaklarım ayrı. Seçimden sonra paylaşacaklarım ise apayrı.
SOYLU’YA: SENİN DİNLE DİYANETLE NE İŞİN OLUR?
- Süslü sülü son zamanlarda senle uğraşmıyordum ancak doktorun olarak sana verdiğim eğitimde başarılı olamadığımı hissettim. Harbiden büyük dümencisin. Oğlum senin dinle imanla bir işin yok ki. Seni bilmeyen de Ortaköy’ün camii imamı zannedecek.
- Abdest almadan, Ayet-el Kürsi okumadan göreve çıkmayın demişsin. Ulan süleyman Ayet-el Kürsi’yi kameranın önüne geçip bir okusana. Ancak karşında prompter olmayacak. Eğer okursan çok mahcup olacam hatta utanacam. Ancak bu durum senin sahtekar olduğun gerçeğini değiştirmeyecek.
- sülü seni rezil edecem, seni mahvedecem. Gerçi tam kendine göre birkaç tane hoca da bulmuşsun. Kendi cemaatinin içindeki insanların elinde olduğunu iddia ettiği kayıtlara karşı onu da korumaya aldın değil mi? Size yazıklar olsun, siz adam değilsiniz.
- Şirin Payzin hanıma diyorsun ya ailem hakkında ne biliyorsanız bir hafta içinde yayınlayın. sülü 1991 senesinden başlayalım mı? Gerçi sen o zaman Gaziosmanpaşa Taşlı tarlada karı kız peşinde geziyordun.
TEFECİLERİN ELİNE DÜŞMÜŞTÜN, BABAN BENİ ÇAĞIRDI
- Ben senin babanın arkadaşıyım. Sen kimsin oğlum? Normalinde senin bana amca diye hitap etmen lazım. Taşlı tarlada o zamanın meşhur mekanı Sereno’nun olduğu binanın sahibi Hüseyin Ceylan vardı. Tefecilerin eline düştüğü için bütün binayı elinden almışlardı.
- Senin baban Doğru Yol ilçe başkanıydı. Dost çevresinde kör Hasan olarak tanınırdı. Konuşma kaydını yayınladığım akrabam olan Reşat Fazlıoğlu ile beraber bu olayı çözeyim diye beni çağırmışlar mı çağırmamışlar mı? Hem babana hem benim akrabam senin arkadaşın olan Reşat Fazlıoğlu’na bir sor.
- Hatta ortak akrabamız olan Zafer Salman üzerinden bana ulaşmışlardı. Tefeciler kalabalık bir şekilde el koydukları binaya geldiklerinde ben de yanımda Zafer Salman da dahil olmak üzere 25-30 kişi ile gelip tefecilere şahsıma ait olan özel bir terapiyi uygulayıp binayı geri almadım mı?
- Hüseyin Ceylan bey sağ olsun, o zaman cezaevinden yeni çıkmıştım, bana jest olarak 34 BLU 34 plakalı Mercedes’i hediye olarak alıp bir çanta da para vermedi mi? Doğru Yol ilçe başkanlığı ya Hüseyin Ceylan’ın binasında ya da yan binadaydı.
- 31 sene geçti bunu belki yanlış hatırlıyor olabilirim. Senin baban Hasan abi beni ilçe başkanlığı binasında ağırlayıp “Reis sen Karadeniz’lilerin gururunu kurtardın, bizim gururumuzu kurtardın” demedi mi? Ben Hüseyin Ceylan’ı tanımazdım, bu işi halletmem için beni senin babanla Reşat Fazlıoğlu çağırdı. Seni kibrit kutusundan dışarıya asla çıkarmam.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU, BOŞANMA DİLEKÇESİNİ NEDEN SANA GÖNDERDİ?
- Biraz da yeni olaylara değinelim mi ne dersin? Eski SPK başkanı fuat taşkesenlioğlunun kız kardeşi Ak Partinin Erzurum milletvekili zehra taşkesenlioğlu ve kocası üniversite rektörü Ünsal Ban’ın SPK ile ilgili yolsuzluk dosyalarını yayınlayacağımı söylemiştim.
- Detaylarını seçim öncesi açıklayacağım bazı gelişmeler üzerine aniden boşanma davası açıldı. sülüman sen İçişleri Bakanı mısın? Yoksa fedai misin?
- zehra taşkesenlioğlu mahkemeye boşanma dilekçesi verince bu dilekçeyi ilk olarak neden sana yolladı? Ve sen rektör Ünsal Ban’ı bir arkadaşı vasıtasıyla kibar yollu olarak neden tehdit ettirdin?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***