Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Rojava’da yaratılan iradeyi kırmaya kimsenin gücü yetmez’


HABER MERKEZİ – Türkiye’nin Demokratik Ulus projesine karşı DAİŞ’i yeniden canlandırmak istediğini belirten Şengal Özerk Yönetim Kurulu Eşbaşkan Yardımcısı Azad Hisên, “Türkiye gücünü NATO’dan alıyor ama hiç kimsenin gücü yaratılan bu iradeyi kırmaya yetmez” dedi. 

 

Türkiye’nin, Tahran ve Soçi’de gerçekleştirdiği toplantıların ardından Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar arttırıldı, Kobanê, Qamişlo, Til Rifet, Zirganê ilçeleri ile Sêgirka, Bênê, Şêrawa ve Şemoka köyleri Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ve ağır silahlarla bombalandı. İngiltere merkezli Save the Children (Çocukları Kurtarın) adlı sivil toplum örgütünün raporuna göre, Ağustos ayında Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarda 40 çocuk katledildi veya yaralandı. ANHA’nın verilerine göre, yapılan görüşmelerin akabinde 26 Temmuz-18 Ağustos tarihleri arasında yapılan saldırılarda 8’i çocuk 10 kişi katledildi, 24’ü çocuk 27 kişi de yaralandı.

 

Saldırılara karşı ise Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kamuoyunun sessizliği sürüyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların amacına ilişkin Şengal Özerk Yönetim Kurulu Eşbaşkan Yardımcısı Azad Hisên konuştu. 

 

‘TÜRKİYE TEK BAŞINA SALDIRMIYOR’

 

Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının planlı olduğunu belirten Azad Hisên, bu belirlemeye dair şunları söyledi: “Rojava üzerindeki saldırılar uzun bir süredir devam ediyor. Bu saldırılar orada yaratılan iradeye karşı gerçekleştiriliyor.  Şengal’e yönelik DAİŞ saldırıları da Türkiye’nin desteğiyle yapıldı. Bugünümüzün DAİŞ’i de bunlardır. Belki o isimle saldırıları yapmıyorlar ama o ideoloji ve sistemle saldırılarını yapıyorlar. Bugün Rojava’da olanlar dünyanın hiçbir yerinde ne görülmüş ne de yaşanmıştır. Rojava her gün rutin bir şekilde bu saldırılara maruz kalıyor. 4 buçuk, 10 yaşındaki çocuklar saldırıların hedefinde. Şüphesiz bu kınanacak bir durumdur. Ancak ne yazık ki hukuk, insan hakları artık sadece isim olarak kaldı. İçi tamamıyla boşaltılarak, kökünden kopartılmıştır. Bu kutsal topraklar her zaman saldırılara maruz kaldı. Yine Efrîn de Şengal de olduğu gibi insanlar katledildi, kadınlar kaçırıldı. Suriye Demokratik Güçleri ve Özerk Yönetim, yıllardan beri sürdürülen bu egemen zihniyetin bitmesini ve halkın kendi kendisini yönetmesini istiyor. Ama işgalci Türkiye, bunu kabul etmiyor ve saldırıyor. Rojava da halkın kendisini yönetmesini izin vermiyor. Özerk Yönetim’in olduğu bölgeler bilerek hedef alınıp, saldırı gerçekleştiriliyor. Türkiye, birçok kez kırsaldan da saldırı yapmak için çabaladı ama yapamadı ve sürekli olarak havadan saldırıya geçti. Türkiye bu saldırıları tek başına yapmıyor. Menfaatini düşünen birçok devlet, bu saldırılara destek veriyor. Türkiye bunlardan güç alıyor ancak tüm saldırılara karşı Rojava ayakta. Orada verilen bedeller sıradan bedeller değil. Orada verilen her bir bedel bir felsefe, bir tarihtir. Kimse bunu inkar edemez.” 

 

‘SALDIRILARIN AMACI YARATILAN İRADE’

 

Türkiye’nin bölgeye dönük saldırılarına karşı ciddi bir direnişin söz konusu olduğunun altını çizen Azad Hisên, “Suriye Demokratik Güçleri ve YPG olası kapsamlı bir saldırıya karşı hazırlıklı. Çünkü her gün saldırıyorlar ve bölgeyi tehdit ediyorlar. Orada hem Rusya hem de Amerika var. Bu saldırıların birçoğunun nedeni kendileridir. Eğer Rusya ve Amerika, Özerk Yönetim projesini esas alsaydı bu saldırılara karşı tavır alırdı. Türk Devleti bir parça toprak için saldırmıyor, Kürtlerin irade olması, kendi gücünü yaratmasını istemiyor. Osmanlı döneminden günümüze Kürtlerin kendisini yönetmesine karşılar ve kabul etmiyorlar. Eğer Rojava’ya dönük kapsamlı bir saldırı olursa bunun karşısında da büyük bir direniş olur. Her gün rutin bir şekilde Türkiye ve ortakları Rojava’ya saldırıyor ama bu iradeyi kıramıyor. Hiç kimsenin gücü yaratılan bu iradeyi kırmaya yetmez” ifadelerini kullandı. 

 

‘DAİŞİ CANLANDIRMAK İSTİYORLAR’

 

Türkiye’nin saldırılarla DAİŞ’in yapamadığını başarmak istediğine işaret eden Azad Hisên, “Türkiye halen DAİŞ’e lojistik destek veriyor. DAİŞ Rojava’da kırıldığında bu Türkiye için büyük bir darbeydi. Bundan dolayı bugün bu şekilde saldırıyor. Kendilerinin eğittiği ve bu halkı bitirmek için görevlendirdiği bu çeteler amacına ulaşamadığı için saldırıyor. DAİŞ’i bölgede yeniden canlandırmak istiyorlar. Bu saldırılarla ‘bitiremediniz halen buradayız’ mesajını vermek istiyor. Bu halkı bitirmek isteyenler Rojava’da yok oldu. Bu yüzden saldırıyorlar” dedi. 

 

‘BİRLİKTE YAŞAMIN KÖKLERİ ŞENGALDE’

 

Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıların Şengal’e yönelik etkilerine değinen Azad Hisên, her iki bölgenin yüzyıllardır aynı kaderi yaşadığını söyleyerek, ekledi: “Birçok defa düşman ikisini birbirinden kopartmak istemiştir. Geçen yıl buna tekrar başvurdular. Şengal ve Rojava arasında duvar yaptılar. Bugün Rojava’ya yönelirlerse bundan en fazla Şengal etkilenecektir. Kendileri de bunun tarifini yapıyor ve adres olarak Şengal’i gösteriyorlar. Birçok defa Maxmur, Şengal ve Rojava aynı anda bombalandı. Özerk Yönetim’in inşa edildiği bütün yerleri hedef alıyorlar. Türk Devleti için Rojava, Şengal ve  Maxmur birdir. Bu toplumun kimseye inancı kalmadı ve kendi kendini yönetmek istiyor. Kimsenin koltuğuna göz dikip ‘biz yöneteceğiz’ demedik. Bizler sadece hep birlikte yaşamak istiyoruz. Hep birlikte yaşamın kökleri de Şengal’de. Bizler kimsenin egemenliği altında kalmak istemiyoruz. Türk Devleti de tam buna karşı.” 

 

‘TÜRKİYE NATO’DAN GÜÇ ALIYOR’

 

Türkiye’nin amacına ulaşmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Azad Hisên, “Şüphesiz Türkiye gücünü NATO’dan alıyor. Çünkü NATO’nun bir üyesi. Ama artık eskisi gibi buralara tahakküm edemezler. Osmanlı döneminde olduğu gibi her canları istediğinde ferman yapamazlar. Bugün Êzidîler örgütlendi. Her bir alanda örgütlendiler. Bu saldırılar Demokratik Ulus projesine yöneliktir. Bu projeyi bitirmek için destek de alıyor. Ama bizler halkımıza bir söz verdik. Ağır bedeller verdik. Kaybedebileceğimiz bir şey kalmadı. Herkesi de tanıdık” dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version