Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Kültür sanat yasaklarının yaygınlaşması sessizlikten kaynaklanıyor’


URFA – HDP Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Ömer Öcalan, Kürtçe kültür ve sanat faaliyetlerinin yasaklarının ülke geneline yaygınlaştığını ve bunun nedeninin de yasaklara sessizlik olduğunu belirtti. 

 

Türkiye’de konser, festival ve tiyatro gibi sanat faaliyetlerine dönük yasaklara her gün yenisi ekleniyor. Kürtçe tiyatro ve konser yasaklarının ardından her yıl düzenlenen büyük festivaller de valilikler tarafından yasaklanmaya başlandı. Son 4 ayda her yıl düzlenen 14 konser ve festival etkinliğine izin verilmedi. En son İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nin 2 Eylül’de “Barışa ses ver, savaşa dur de” şiarıyla düzenlemek istediği konser etkinliğine de “Kamu güvenliğini tehdit ettiği” gerekçesiyle izin verilmedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Ömer Öcalan, kültür ve sanat faaliyetlerine getirilen yasakların sessizlikten kaynaklandığını belirtti. 

 

SİSTEMATİK ASİMİLASYON  

 

Kürtçe konser ve tiyatro yasaklarına hatırlatan Öcalan, “Cumhuriyet kurulduğunda Kürtlerin kültürleri yok sayıldı ve sistematik olarak asimile edilmeye çalışıldı. Şark Islahat Planı Kürtleri kültürlerinden uzaklaştırma planıydı. Önce fiziki olarak Kürtleri tasfiye etmeye çalıştılar. Buna karşı Dersîm, Zîlan, Koçgirî’de Kürtler başkaldırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘tek dil, tek devlet, tek bayrak, tek din’ söylemleri, altyapısını tarihten alıyor. Türkiye’de her zaman farklı olan kültürlere karşı tek bir kültür dayatılmıştır bu da Türk kültürüdür. Bu sadece kültür alanından değil, din ve dil anlamından da öyledir. Bu tekçiliği Erdoğan keşfetmedi, bu yüz yıldır var olan bir politika” ifadelerini kullandı. 

 

Kürtlerin tüm yasaklara karşı kendi kültür ve sanat kurumlarını oluşturduğunu söyleyen Öcalan, Kürtlerin direnerek kültürlerini koruduklarını kaydetti. 2016 Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde yaşanan yasakları hatırlatan Öcalan, “2016’dan sonra Kürtlerin konserleri, festivalleri yasaklandı. Birçok Kürt sanatçı tutuklandı. Kürt kültürü yok sayıldı. Kürtlerin festivallerinde özgürlük ruhu var. Devlet son dönemde Kürtlerin yaptığı bazı festivalleri düzenleyerek ruhunu öldürmek istiyor. Amaç Kürt kültürü, sanatı değil” diye kaydetti. 

 

AMAÇ: KÜLTÜREL HEGOMONYA KURMAK 

 

Kültür ve sanat faaliyetler yürüten HDP’li belediyelerin de bu süreçte hedef alındığı ve kayyım atandığını anımsatan Öcalan, “Artık Türkiye metropollerinde de yasaklamalar baş göstermeye başladı. Bu yasaklamalar önce Kürdistan’da başladı şimdi topluma yayıldı” dedi. Yasakların amacının “AKP-MHP iktidarının kendi kültürel hegemonyasını kurmak” olduğunu söyleyen Öcalan, “AKP 20 yıldır iktidar ama kendi hegemonyasını kuramadı. Ne yaparlarsa yapsınlar kuramayacaklar. Bunu Fahrettin Altun itiraf etmişti. AKP, Kürdistan ve Türkiye’de hegemonyasını kuramadığı için saldırılarını arttırıyor. Konser ve festivallerin içini boşaltmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

 

TECRİT VE KONSER YASAKLARI 

 

Öcalan, İmralı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bir kitabında yer verdiği “Kürtlere dönük kültürel bir soykırım yapılmak istendi” tespitine işaret ederek, “Kürtler milyonlarca kişi. Fiziki olarak Kürtleri bitiremezler. Bunun için kültürlerini yasaklama yoluna gidildi. Kayyımlar ilk olarak kültür kurumlarına saldırdılar. Bu kadar yasaklama, saldırıya rağmen kazanamadılar. Kütlere dönük başlayan bu saldırılara sessiz kalan metropollerde yaşayan AKP’nin muhalifi olan kişilere dönük de bu yasaklamalar başladı. Tecride ses çıkarılsaydı bugün Türkiye metropollerinde konserler yasaklanmazdı” değerlendirmesinde bulundu. 

 

Yasaklar ile Abdullah Öcalan’a dönük uygulanan ağırlaştırılmış tecritle bağlantılı olduğunu kaydeden Öcalan, şunları söyledi: “Yasaklamalar önce Kürtlere uygulanıyor. Tecrit önce İmralı’da uygulandı şu an bütün cezaevleri ve topluma yayılmış durumda. Kürtlerin konserleri yasaklandığı zaman herkes bir olup karşı durmalı ses çıkarmaları gerekirdi. Ancak ne yazık ki bir sessizlik olduğu için bu yasakçı otoriter uygulamalar her yere yayılıyor. Kürtlere dönük yasaklamalara ses çıkarmak sadece Kürtlerin yararına olan bir şey değil, herkes kendisi için ses çıkarmış olur” diye konuştu. 

 

‘BİRLİKTE DİRENMELİYİZ’

 

Birlikte yasaklara karşı durulması gerektiğini vurgulayan Öcalan, şöyle devam etti: “Bu ülkede Kürtçe müzikler Türkçeye çevrildi. Kürt özgürlük hareketi sayesinde yasaklara karşı kazanımlar elde edildi. Seçmeli dersler gibi. Kürtlere Kürtçeyi seçmeli sunuyorlar ve ona da engel çıkarıyorlar. Kürtçe konusu politik bir konudur. Siyaset ve dil birbirinden ayrılmaz. Birlikte yasaklamalara karşı duracağız. HDP olarak Kürdistan’da da Türkiye’de de yapılan yasaklamalara karşı duracağız. Sadece bir dil, din, kültür için değil bütün kültür, dil ve dinler için özgürlük istememiz gerekir. Demokrasiden yana olan herkes kime bir haksızlık yapılırsa birlikte ses çıkarması gerekir Bir yerde bir zulüm varsa herkes buna karşı durmalı ve birlikte direnmeli.”

 

MA / Emrullah Acar

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version