Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İsrail özür mü diledi, tazminat mı ödedi, ablukayı mı kaldırdı?

İsrail özür mü diledi, tazminat mı ödedi, ablukayı mı kaldırdı?


HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN  

İsrail’le ‘normalleşme’ adımları inanılmaz bir ivme kazandı. Öyle ki, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı olarak büyükelçi atama kararı aldığını duyurduktan dakikalar sonra İsrail Başbakanı Yair Lapid, Türkiye ile İsrail’in ‘tam diplomatik ilişkilere’ geri döndüğünü açıkladı. İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye ile diplomatik ilişkilerin en yüksek seviyeye çıkarılmasını takdirle karşılıyorum.” ifadelerini kullandı.

Genel bir ilkedir; ülkelerin ebedi/mutlak dost ya da düşmanları olmaz. Ülkelerin çıkarları vardır ve bunlar dönemseldir…

O halde Türkiye ve İsrail’in ‘tam diplomatik ilişkilere’ geri dönmesinin ne mahsuru var? Hiç bir mahsuru yok, dönebilir. Türkiye, İsrail’le ‘dostane’ ilişkiler kurabilir, ticaretini geliştirebilir, ihracat/ithalat yapabilir. Yapmalıdır da…

Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u ağırlamıştı…

ERDOĞAN REJİMİNE GÖRE HERŞEY MÜBAH!

Burada sorun Erdoğan rejiminin ‘ifrat’ ve ‘tefrit’ arasında gidip gelmesidir. Bu ‘derin’ gidip-gelmelerin sebebi ise Erdoğan’ın siyasete bakış tarzında gizli. AKP rejimi ve onun temsilcilerinin siyaseten kullanmayacağı hiç bir şey yoktur. Bu ‘hiçbir şey’in içerisinde ‘her şey’ vardır; Kur’an, ezan, başörtüsü, milliyetçilik, Türkçülük hatta aile bireyleri…

Hatırlayın; kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast düzenleneceği yalanını söyleyen kişi Tayyip Erdoğan’dan başkası odeğildi. Söz konusu iddianın yalan olduğu mahkemelerce ispat edildi. Nasıl bir insan ailesini, eşini, kızını 3-5 oy daha fazla alabilmek için siyasi malzeme olarak kullanabilir ki?

Gelelim İsrail meselesine…

Ne olmuştu da İsrail-Türkiye ilişkileri bozulmuştu; Mavi Marmara katliamı…

Gazze’ye yardım götürmek için Mavi Marmara gemisi hazırlandığında hiç kimsenin yaşanacaklar hakkında bir fikri yoktu. İsrail, ‘gelmeyin, vururuz’ dedi. Yardımları organize eden İHH Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, aynı sertlikte cevap verdi İsrail’e: “Buyursun, saldırsın!”

Erdoğan’ın üç şartı vardı; İsrail özür dileyecek, tazminat ödeyecek ve Gazze’ye yönelik ambargo kalkacaktı. Hiçbiri yapılmadı ama ilişkiler ‘tam diplomatik’ seviyeye geldi…

ERDOĞAN, ÜÇ ŞART KOŞMUŞTU

Ve İsrail dediğini yaptı, saldırdı. 30 Mayıs’ı 31 Mayıs’a bağlayan gece 03.46’da İsrail askerleri Mavi Marmara ile birlikte toplam 6 gemiye operasyon yaptı. 9’u olay yerinde 10 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Halk sokaklara döküldü, İsrail bayrakları yakıldı. İktidar temsilcilerinin sert açıklamaları birbirini izledi.

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, İsrail’e üç şart koşuyordu; Özür, tazminat ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması. Bunun dışında zinhar ilişkiler eskisi gibi olmayacaktı. Bugüne kadar söz konusu şartlardan biri bile yerine getirilmedi.

İsrail özür dileyecekti, dilemedi. Olanlar için ‘üzgün’ olduklarını açıkladılar. Ölenlerin yakınlarına tazminat verilecekti, verilmedi! Anlaşmaya göre, ‘ex gratia’ lütuf ödemesi, bağış yapıldı. Gazze’ye yönelik abluka kalkacaktı, daha da ağırlaştı. Ancak İsrail’le ilişkiler düzeldi; öyle ki ‘tam diplomatik ilişkiler’ seviyesine dönüldü…

Fethullah Gülen Hocaefendi, ‘diploması kanalları kullanılmalı’ dediği için ‘hain’ ilan edilmiş, bizzat Erdoğan tarafından hedef gösterilmişti.

FETHULLAH GÜLEN NE DEMİŞTİ?

Fethullah Gülen Hocaefendi, facia yaşanmadan hemen önce Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, “Bürokrasi kanalları sonuna kadar kullanılmalı.” uyarısında bulunduğu için başta Erdoğan olmak üzere iktidar temsilcileri tarafından yerden yere vurulmuştu. Bizzat Erdoğan tarafından hedef gösterildi, meydanlarda yuhalandı!

Tayyip Erdoğan, 17 Temmuz 2014’de, Mavi Marmara’ya Gazze’ye gitme iznini bizzat kendilerinin verdiğini ifade ediyordu. Aradan yaklaşık iki yıl geçti. Aynı Erdoğan bu kez İHH’yı hedef aldı: “Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için dönemin başbakanına mı sordunuz?”

Fethullah Gülen, Suriye konusunda olduğu gibi İsrail meselesinde de haklı çıktı. Rejim döndü dolaştı ve yıllar sonra Fethullah Gülen’in durduğu noktaya geldi ve ‘diploması’ kanallarını kullanmaya karar verdi…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version