İzmir’in Menderes ilçesine bağlı Çatalca köyü sakinleri, unutulmakta olan imece geleneğini yeniden hayata geçirerek köylerine yeni bir okul ve meydan kazandırmaya çalışıyor.
Köy halkı, köylerinde bulunan Orman Genel Müdürlüğü’ne ait araziyi ihaleye girerek 2 milyon 300 bin liraya almaya hak kazandı.
İhaleye girmek için ilk etapta gereken parayı, köyde yaşayanlar dişinden tırnağından arttırarak topladı. Köy halkı ihale meblağını ödeyebilmek için oluşturdukları imeceye şimdi yardımseverlerden destek bekliyor.
800 nüfusa sahip köyde yaşayanlar, mevcut meydan ve okulun, ihtiyacı karşılamadığı için bu işe giriştiklerini söyledi. Geçimlerini üzüm ve zeytinden kazanan köydeki üreticilerden Orhan Aktaş “Bir meydanımız yok. Burası aynı zamanda üzüm satış alanımız. Burada birbirimizin üzerine çıkıyoruz. 3-4 tane alıcı var. Üzüm satacağız diye uğraşıyoruz. Adamlar geliyor bırakıp gidiyorlar. Çünkü yer yok. Tüccar da üretici de kamyonunu nereye koyacak, satacak? Biz orada 600 metrekare yeri alıp orayı genişletip kendimize göre bir iş sahası açmakla uğraşıyoruz” dedi.
Aktaş, “Kendimizi geçtik, bizim çocuklarımız nerede oynayacak? Okul burada, üzüm alım yeri burada, bakkalı burada, hepsi burada. Kamyonların, otobüsün döneceği yer yok. Otobüs durağına bakın. Durakta bütün arabalar duruyor. Binecek, inecek yer yok” diye konuştu.
72 yaşındaki Hatice Özkan’ın korkusuysa, okulla bitişik arazi içinde yer alan metruk binanın köydeki çocuklar için tehlikeli bir yere dönüşmesi.
Özkan, “Çoluk çocuk giriyor. Allah korusun her şey oluyor ya. Birileri oraya toplanır, ötesi berisi, kötü şey kullananlar toplanır. Ama orası temizlendi mi meydanımız da genişler. Köyümüzün üzümü, meyvesi her şeyi var. Ne güzel festivaller oluyordu, sığamıyordu meydanlara, dar geliyordu. Yeni meydan oldu mu başka çevre köylerden de gelirler buraya eğlenmeye” dedi.
“İhale meblağı boyumuzu aşıyor”
Köy muhtarı Süleyman Üstüngüner araziyi alarak yeni bir meydan ve okul projesi hayata geçirmek istediklerini söyledi.
Üstüngüner, “Okul eski, 1940’larda yapılmış. Rahmetli babam bile burada okumuş. Eski bir okul. Şu anda ihtiyacımızı görüyoruz ama aradan 40-50 yıl geçtiği için her şeyin yenilenmesi lazım. Çoğu vatandaş çocuğunu burada okutmaktan korkuyor. Menderes’e kendi özel aracıyla götürüp getiriyor. Amacımız araziyi alarak, okulu oraya taşımak. Okulun olduğu yere de bu bölgede büyük meydan yapmak. 19 Temmuz’da ihalesi vardı. Köylüyle, vatandaşla toplantı yaptık. Dediler ki ‘ne kadar para gerekiyor?’ ‘411 bin liradan değer biçilmiş, 41 bin lira para yatıracağız’ dedik. Vatandaş da sağ olsun, herkesten parayı topladık. 50 lira veren de oldu, 1500 lira veren de oldu, o parayı topladık ve ihaleye girdik. 26 kişi vardı, kalabalık bir ihaleydi. Fiyatlar yükseldi. En sonunda 2 milyon 300 bin liraya ihale bize kaldı” şeklinde konuştu.
İhale meblağını yatıracakları tarihin yaklaştığını söyleyen Üstüngüner bunun için güçlerinin yetmediğini vurguladı; “Meblağın yüzde 25’ini ve 460 bin lira tapu masraflarını yatırmamız gerekiyor. Bize Eylül’ün ilk haftasına kadar 1 milyon 200 bin lira para lazım. Geri kalanı da iki yılda üç ayda bir taksitle ödenecek. Ama bu, bizim boyumuzu aşıyor. Biz bir işin içine girdik ama bu işi güzel bir sonuca bağlamak lazım. Bu meydana adını yazdıracak ya da ‘bu köyün yanında ben de varım’ diyen hayırsever insanlar varsa onların desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Arazinin ücretsiz tahsis edilmesini istiyorlar
Uzun yıllardır arazinin köye tahsis edilmesi için uğraştığını anlatan Üstüngüner esas taleplerinin arazinin ücretsiz olarak kendilerine verilmesi olduğunun altını çizdi.
Köy muhtarı, “Keşke ihale bedeli iptal olsa ve köylüye tahsis edilse. Köylüye hibe edilse daha iyi olur. En azında köylü daha rahat eder. Bu süreçte köy gibi bir yerden 2-3 milyona yakın para toplamak kolay bir şey değil. Adam çoluğun çocuğunun rızkını bize verecek sırf bu iş olsun diye. Ama bu sefer onlar kendi açık verecek” dedi.
İmece için kimi danasını sattı kimi borç aldı
Kimi köylüler de imece kurulmasına karşın ihale bedelinin aralarında toplanmasını güç buluyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Orhan Aktaş “Biz köylü olarak bir işin altına girdik. Ama biz diğer köyler gibi değiliz. Biz orman köyüyüz. Biz, beş-on dönüm arazilerle geçimimizi sağlıyoruz. Altına girdiğimiz işse çok külfetli. İlk giriş ücreti ödeyebilmek için 50 bin lira para topladık, ihaleye girdik. Nasıl topladık? Kimisi kredi çekti. Bir arkadaşım 500 lira para benden aldı hakkına düşeni verebilmek için. Ama 500 lira, bin lirayla bu, olacak iş değil. Hane başı 15-20 bin lira vermemiz lazım. Biz 15-20 bin lirayla üç tane dört tane çocuk bir aile geçindiriyoruz. Bu da bir gerçek” diye konuştu.
79 yaşındaki çiftçi Hasan Sürücü ise danasını satarak parasını imeceye kattığını anlatarak bu geleneğin önemine dikkat çekti.
Sürücü, “Eskiden burada imece varken herkes gelir, imeceye parası olan parasını verirdi, parası olmayan da çalışırdı, köyün düzeni kurulurdu” dedi.
Ancak Sürücü de yardım yapılmadan ihale meblağını kendi başlarına ödemekte zorlanacakları düşüncesini, “Biz ihaleye katılmamıza rağmen bunu alıp alamayacağımızı, köylü olarak bizim gücümüzün olmadığını biliyoruz. Ama biz şimdi burayı almamış olsaydık şimdi burası bizim olmayacaktı. Biz buna engel olamayacaktık. Bunun önüne baraj olsun diye ihaleye girdik. Bu şekilde engelledik. Şimdi bizim yetkimizde şu anda. Bu paranın ödenmesi mümkün değil. O zaman devlet birimlerinin hepsini zorlayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımıza güveniyoruz. Bize devlet büyükleri yardım etmeli. Ama köyü siliyoruz diyorlarsa devletsiz millet olmaz, milletsiz devlet olmaz” sözleriyle anlattı.
Hatice Özkan ise araziyi almak için ellerinden geleni yapmakta kararlı. Özkan, araziyi Çanakkale Savaşı gazisi dedesinin geçmişte devlete cami ve okul yapımı için bağışladığını söyleyerek, “Bir gün aç kalırsın, yarın ekmek yersin. Bugünkü ekmek paranı ver. Ne olacak? Bu şekilde damlaya damlaya göl olur ve o para da birikir” dedi. Özkan gerekirse köy köy dolaşarak ihale meblağını toplamaya çalışacağını sözlerine ekledi.