Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Denizcilerin yüzde 27’si asbest nedenli hastalıklara yakalanıyor

Denizcilerin yüzde 27’si asbest nedenli hastalıklara yakalanıyor



Brezilya donanmasına ait savaş gemisinin Aliağa’da sökülecek olması hem yaratacağı çevre felaketinden hem de işçi sağlığı ve güvenliği açısından gündemde geniş yer tutuyor. Gemilerde yalıtım için kullanılan asbestin akciğer, mide, rahim gibi organların kanserine neden olması ve çevreyi tahrip etmesi nedeniyle kamuoyunun tepkisi yüksek. Brezilya gemisinin 900 ton asbest taşıdığı düşünülüyor. Deniz İşçileri Platformu da MayDay isimli derginin ikinci sayısında asbestin denizciler üzerinde yarattığı etkilere ilişkin dosya hazırladı. MayDay’e göre asbest sadece geminin sökümü sırasında değil her zaman insana ciddi zararlar veriyor.

4 DENİZCİDEN 1’İ KANSER

Dünyadaki taşımacılığın yüzde 80’inin denizler aracılığıyla yapıldığına dikkat çeken MayDay, gemilerin daha ucuz ve pratik olması nedeniyle asbestle yalıtıldığını belirtiyor. Asbest üretimi ve kullanımı pek çok ülkede yasak olmasına rağmen asbest birçok ülkede de üretimi devam ediyor. Asbestin insan üzerindeki etkisi 20-30 yıl sonra ortaya çıkıyor. Bu nedenle Türkiye’deki üretimin 2010 yılında yasaklanmasına rağmen asbestli gemilerin hâlâ dolaşımda olduğuna dikkat çeken MayDay’e göre olası sorunları şu şekilde: “Denizciler 7 gün 24 saat asbeste maruz kalmaktadır. Gemide çalışan denizciler her ne kadar sürekli olarak asbestli kompartımanlara girmese de makineden kaynaklı vibrasyon, geminin hareketinden kaynaklı olarak burulma ve bükülme gemi bünyesinde esnemelere neden olduğu için yaşam mahallinde havalandırmalar vasıtasıyla asbest liflerinin salınmasına yol açmaktadır. İngiltere’de yapılan asbestin tersane ve deniz işçilerine etkisine ilişkin çalışmaların sonucunda tersanede çalışan işçilerde mezotelyoma ve asbeste bağlı plevral kanserlerin görülme oranı yüzde 4,4 seviyelerindeyken, aynı dönemde gemide çalışan tayfa, mühendis ve zabitlerde bu hastalıkların görülme oranı yüzde 27 gibi olağanüstü bir seviyede ortaya çıkmıştır.”

TEDBİR DE DENETİM DE YOK

Asbest barındıran gemilerin bakım ve onarımının Tuzla ve Yalova’da yapıldığı, söküm işlemlerinin ise Aliağa’da gerçekleştirildiğini hatırlatan MayDay şu sorunlara dikkat çekiyor: “Asbestli sökümlerde yasal zorunluluk olan dekontaminasyon, tam karantina uygulaması, negatif basınç üniteleri, işçilerin kişisel maruziyet ölçümleri uygulanmıyor. Asbest söküm bittikten sonra ortam ölçümü yapılmıyor. Asbestli gemilerin İŞKUR’a bildirimi, söküm bitince İŞKUR kapanış bildirimi yapılmıyor. Asbest söküm uzmanı şirketlerin, gemi üzerindeki tüm asbestli bulaşık malzemeyi bu şartlarda bertaraf ettiği vakalar istisnai. Sökümlerde çoğu zaman tersanede çalışan işçiler asbestli malzemelerle başa başa bırakılıyorlar.”

ÖLÜMLER, HASTALIKLAR YOK SAYILIYOR

MayDay’e göre eksikler ise şu şekilde: “Onarım, takım, söküm sırasında işçilere tek kullanımlık tulum, eldiven, maske vb. kişisel koruyucu ekipmanlar ısağlanmayan gemi söküm işçileri asbest maruziyeti sebebiyle asbeste bağlı başta akciğer hastalıkları olmak üzere kanserlere yakalanıyor. 2013 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkmasına rağmen, Meslek Hastalıkları mevzuatı fiilen meslek hastalıklarının tanısının alınamadığı bir sistemi koruyor. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçiler başta olmak üzere, meslek hastalıkları yok sayılarak istatistikler sıfırlanmaktadır. Bu hukuki cambazlıkla sermayedarlar aklanmaya çalışılsa da sendikal mücadeleler her geçen gün kayıpları ilan etmekte ve örgütledikleri grev ve gösterilerle tüm dünyaya asbestin vahametini duyurmaktadır.”

ASBESTLE MÜCADELEDE KAZANIM

Asbest binlerce deniz işçisinin sağlığını kaybetmesine neden oldu. Buna karşı hem işçiler hem de aileleri hukuki mücadeleler yürüttüler. Asbeste karşı emsal niteliği taşıyan 2 önemli dava ise şu şekilde:

Kasımpaşa’daki Camialtı tersanesinde 1. sınıf elektrik kaynakçısı olarak 16 sene çalışan tersane işçisi Zafer Genç, emekli olduktan tam 19 yıl sonra nefes darlığı ve sol yanında ağrı hissetmesi üzerine doktora gitmesi ile mezotelyoma olduğu teşhis edildi. Mezotelyoma hastalığının meslek hastalığı olduğuna dair 2012 yılında İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinden heyet raporu alındığı ve raporda, bu durumun “mesleki toza maruz kalma” tanısı konularak sabitlendiği Zafer Genç’in avukatları tarafından ifade edilmektedir. Uzun hukuki mücadeleler sonucu mezotelyoma resmi olarak meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir.

1971 yılında ABD’den satın alınan asbestli gemide uzun yıllar görev yapan ve kanserden ölen subaya ödenen tazminat nedeniyle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin aynı tür 25 gemisinde çalışan binlerce askere tazminat hakkı doğmuştur.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version