Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda 2018 yılında öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin dava, Adalet Bakanlığının “olumlu” görüşü üzerine geçen Nisan ayında Suudi Arabistan’a devredilmişti. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararına karşı yapılan itirazlar da reddedilmişti. Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, avukatı Gökmen Başpınar aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunarak, devir kararının kaldırılması ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundu.
AYM’ye bireysel başvuruda bulunan Cengiz, “adil yargılama, hak arama, etkili başvuru ve mahkemeye erişim” hakları ile “eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı, yaşam haklarının” ihlal edildiğini belirterek, devir kararının kaldırılmasını ve yargılamanın yenilenmesini talep etti. Başvuru dilekçesinde, “Müvekkilin nişanlısı ülkemiz topraklarında öldürülmüş, katilleri ise bizzat azmettirene teslim edilmiştir” denildi.
T24’te yer alan habere göre başvuru dilekçesinde, dosyanın kesin bir şekilde kapatıldığı belirtilerek, yaşanan süreç hatırlatıldı. Dilekçede, Adalet Bakanlığı’nın Türk Adalet tarihinde görülmemiş bir hızla ve kanuna aykırı şekilde davanın devredilmesine yönelik görüş bildirdiği ve dosyanın bu şekilde kapatıldığı belirtilerek, “Müvekkilin nişanlısı ülkemiz topraklarında öldürülmüş, katilleri ise bizzat azmettirene teslim edilmiştir” denildi.
‘SİYASİ EMELLER ETKİLİ OLDU’
Dosyada, siyasi emeller sebebiyle eşitlik ilkesine aykırı bir süreç işletildiği, karara yapılan itirazların da gerekçesiz biçimde reddedildiği kaydedilen dilekçede, “Cemal Kaşıkçı, Suud yönetimi ile görüş ayrılıkları sebebiyle katledilmiş, katilleri yargılanırken devlet politikası ve siyasi nedenlerle dosya devredilmiş ve idarenin işlemine karşı itirazlarımız da ivedilikle reddedilerek, dosya kapatılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
‘ANAYASA’YA AYKIRIDIR’
Verilen kararla yargılamanın, fiili işleyen kişilerin adil biçimde yargılanmasının mümkün olmadığı Suudi Arabistan’a devredildiği, kararda belirleyici olanın ise “Suudi Arabistan ile uzun süredir bozuk olan ilişkiler” olduğu vurgulanan dilekçede, “Bu konuda verilen Bakanlık görüşü ve görüşün oluşturulmasındaki takdir yetkisi açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Verilen nakil kararı yaşam hakkına yönelik devletin pozitif yükümlülüğünü ortadan kaldıracak veya sınırlayacak meşru bir amaca dayanmamaktadır. Yargılamanın naklinin yapıldığı ülke ile olan ilişkiler ve kamuoyunun malumu olan tartışmalar dikkate alındığında, devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği, yerine getirmemesinin ise hiçbir makul ve meşru temele dayanmadığı anlaşılmaktadır” denildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***